"Hangi Dilden Anlıyorsanız O Dilden..." - Son Dakika
Güncel

"Hangi Dilden Anlıyorsanız O Dilden..."

"Hangi Dilden Anlıyorsanız O Dilden..."

Başbakan Erdoğan partisinin grup toplantısında eğitim komisyonunda çıkan kavgayla ilgili çok sert konuştu.

13.03.2012 11:50  Güncelleme: 13:32
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan partisinin grup toplantısında konuştu. Partililere seslenen Başbakan gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu

İşte Başbakan Erdoğan'ın konuşmasının satır başları:

ESENYURT'TA 11 İŞÇİNİN HAYATINI KAYBETMESİ

Sözlerine Esenyurt'ta meydana gelen yangında yaşamını yitiren 11 işçi ile başlayan Başbakan Erdoğan, bu konunun üzerine gideceklerini söyledi:

"Milyarlarca lira kar elde edenlerin; alınteriyle geçinen işçilerin hayatını hiçe saymasını, onların hayatını bu kadar ucuz görmesini asla kabul etmeyiz. Esenyurt'taki olayın tüm yönleriyle açığa kavuşturulması için yakın takipteyiz.

Esenyurt'taki acı hadisenin tüm boyutlarının aydınlanması için yakın takipteyiz. Valimiz emniyet müdürlerimiz bakanımız harekete geçtiler ve olay yerinde ilk incelemeleri yaptılar. Bu hadisenin tekrar etmemesi için de tedbirleri daha da sıklaştıracağız. Çalışma Bakanıma da gerekli talimatları verdim. İş kazaları ve meslek kazalarını minimuma indirmek için çok daha kararlı tedbirleri hayata geçirecez."

İSRAİL'İN GAZZE SALDIRISI

İsrail'in Gazze'ye gerçekleştirdiği saldırıları da çok sert bir dille eleştiren Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Afganistan, Filistin ve Suriye'de yaşananlara ilişkin "İnsanlık vicdanı ayaklar altına alınıyor" dedi ve şöyle devam etti:

"İsrail dünyanın en büyük açık hava hapishanesini bombalamaya devam ediyor. Hunharca katliamlarına devam ediyor. 5 günde 23 Gazzeli kardeşimiz hayatını kaybetti. Hayatını kaybedenler arasında okul yolundaki çocuklar da var.

Afganistan'da da 1 Amerikan askeri 16 sivili katletti. Gazze ve Afganistan'da hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet diliyorum. İnsanlar sadece öldürülmüyor, insanlar kendi topraklarından sürülüyor. Hayat hakkı elinden alınan nice insanın kendi topraklarında bir mezar hakkı dahi bulunmuyor. Dünyanın gözü önünde bunlar yaşanıyor. Afganistan'da Suriye'de insanlık vicdanı ayaklar altına alınıyor. Böyle bir gidişatın adil olmadığını her fırsatta söylüyoruz.

Dün eski BM Genel Sekreteri Kofi Annan buradaydı. Kendisiyle bu konuları görüştük. İşlenen tüm bu cinayetlerin insanlığın geleceğine dair umutları da katlettiğine inanıyoruz. Tüm samimiyetimize rağmen Ortadoğu'da katliamlar devam ediyor. Bize düşen haksızlık karşısında boyun eğmeden dik durmaktır. Biz doğruları söylemeye devam edeceğiz..

Buradan Gazze'ye yapılan insanlık dışı saldırılara son verilmesi çağrısını yapıyorum. İsrail'in uyguladığı devlet terörüne dur demesi çağrısında bulunuyorum. Gazze'deki kardeşlerimize de dayanışma mesajımızı gönderiyorum. Özellikle bazı medya guruplarının Gazzeli direnişçileri militan olarak taktim etmelerini anlamakta zorlanıyorum. Gazzedeki direnişçiler bir militan bir terörist değildir. Onlar topraklarını koruyan direnişçilerdir. İslam coğrafyasında yaşanan bu gelişmeler adalet duygusunu yerle bir ediyor. Medeniyet ittifakı için attığımız adımlar Afganistan, Filistin başta olmak üzere bazı ülkelerde boşa çıkartılıyor. Bu hassas süreçte bazı ülke devlet başkanlarının da son derece sorumsuz bir tutum takındıklarını görüyoruz."

SARKOZY'NİN AÇIKLAMALARI

Nicolas Sarkozy'nin son dönemde yaptığı açıklamaların çok tehlikeli boyutlarda olduğunu dile getiren Başbakan, şunları söyledi:

"Fransa Devlet Başkanı Sarkozy daha saldırgan bir tutum izlemeye başladı. Bizzat kendisi yabancı düşmanlığını tahrik ediyor. Bunu iç politika malzemesi yaparak AB'nin evrensel değerlerini hedef alan çok tehlikeli açıklamalar yapılıyor.

Faşizmin bedelini çok ağır ödemiş Avrupa'nın yeni dalga karşısında susması tarihi bir yanlış olacaktır. Avrupa'nın böyle bir yanlışa girmeyeceğine inanıyoruz. Suriye'de akan kan ve gözyaşının durdurulması için uluslararası çabalarımızı arttırarak sürdürüyoruz. Önümüzdeki dönemde 2 Nisan'da tertipleyeceğimiz Suriye Halkları Dostları toplantımızı hazırlıyoruz."

İSTİKLAL MARŞI'NIN KABULÜ

İstiklal Marşı'nın kabulünün yıl dönümü gerekçesi ile Mehmet Akif Ersoy hakkında ve İstiklal Marşı hakkındaki düşüncelerini dile getirdi:

"Dün son derece anlamlı bir yıldönümü İstiklal Marşı'nın yıldönümünü kutladık. 12 Mart 1921'den bu yana M.Akif'in bu dizeleri milletimizin kahramanlığını en güzel şekilde aktardığı dizelerdir. Allah ondan razı olsun mekanı inşallah cennet olmuştur.

Önümüzdeki Pazar günü Çanakkale Zaferi'nin 97. yıldönümünü kutlayacağız. Mehmetçiklerimizi buradan bir kez daha rahmetle ve minnetle anıyoruz. Aziz şehitlerimizin ruhları şadolsun diyoruz. Şu muhteşem mısraları bir kez daha söylemek istiyorum;

Dalgalan sen de şafaklar gibi ey şanlı hilal!

Olsun artık dökülen kanlarımın hepsi helal.

Ebediyen sana yok, ırkıma yok izmihlal:

Hakkıdır, hür yaşamış, bayrağımın hürriyet;

Hakkıdır, hakk'a tapan, milletimin istiklal! "

KOMİSYONDAKİ KAVGA

4+4+4 şeklinde yürürlüğe konulması planlanan eğitim sisteminin konuşulduğu komisyonda çıkan kavgaları eleştirilen Erdoğan, "1940'lı yıllarda okulların kışla mantığıyla nasıl dizayn edildiğini bütün millet biliyor" dedi.

"Milli eğitim sistemimizi yeniden düzenleyen yasa teklifi komisyonda kabul edildi. Komisyon başkanımızı ve milletvekillerimizi sağduyulu tavırlarından dolayı kutluyorum, maruz kaldıkları saldırılardan geçmiş olsun diyorum. Dikta rejimleri tarih boyunca eğitimin okulları kendileri için bir kaynak olarak gördüler. Tek tip insan yetiştirmek için okulları kullandılar. Dikta hevesinin acısını bütün boyutlarıyla yaşadık. 1940'lı yıllarda okulların kışla mantığıyla nasıl dizayn edildiğini bütün millet biliyor. Okullarda çocuklara belli bir ideolojiyle eğitimi verilirken okuldışında eğitim verilmesinin önü kesildi. CHP, Kuran kurslarını kapattı, camileri kapattı. Evlerde dahi çocukların din eğitimi almasının önüne geçildi. CHP sadece din eğitimine değil kendi ideolojisi dışındaki her şeye karşı çıktı. Ezanın kendi asli yapısından farklı yapıya çeviren CHP değil miydi?"

"KILIÇDAROĞLU'NUNKİ ELMA ŞEKERİ POLİTİKASI"

Cumhuriyet Halk Partisi'nin politikalarını da eleştiren Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Başörtüsü yasağından gurur duyuyor musun, katsayı uygulamasından gurur duyuyor musun?" diye sordu.

"CHP Genel Başkanı ciddi gelgitler yaşıyor. Bazen çıkıyor CHP'nin geçmişiyle gurur duyuyor. Bazen de eleştiriyor. Biz buna elma şekeri politikası diyoruz. Her konuştuğu yerde demokrasiden bahsediyorlar. Ama milletvekiline tekme tokat dayak atıp verdiği dosyayı almıyorsun. Dersim konusunda niye susuyorsun. Sayın Kılıçdaroğlu İstiklal Mahkemeleri ile de gurur duyuyor musun? Dersim katliamı ile gurur duyuyor musun? Dersim katliamının mimarlarından kel Ali ile gurur duyuyor musun? Bu ülkenin alimlerini ipe çektiğiniz için gurur duyuyor musunuz? 27 Mayıs'ta alkışladığınız darbeden ve asılmasına gözyumduğunuz başbakan ve bakanlardan da gurur duyuyor musunuz? Başörtüsü yasağından gurur duyuyor musun, katsayı uygulamasından gurur duyuyor musunuz?

Milletvekili diyor ki, ben kızlar merdiven altlarında rahat rahat başlarını açsınlar diye çaba sarf ettim. Siz Ak Parti'nin kapatılması için çaba harcamadınız mı? Bir taraftan saygı duyuyoruz diyorsunuz bir taraftan da atılan adımlarda yoksunuz.. Bütün bunlara rağmen farklı bir süreci yaşıyoruz. CHP ziyniyetine rağmen yaşıyoruz. Avukatlığını yaptığınız cuntalardan vesayet sisteminde de gurur duyuyor musunuz? O mafyaları biz temizledik. CHP'nin geçmişi diye bir şey yoktur. CHP bu güne gelemeyen geçmişte yaşayan bir partidir. CHP 1940'tan bugüne gelememiştir. CHP 27 Mayıs zihniyetinden çıkıp bugüne gelememiştir. Demokratik parlamenter sisteme uyum sağlayamamıştır. 1940'larda nasıl tek tip inssan yetiştirmek için baskı kurdularsa bugün de aynı şeyi yapmak için ellerinden geleni yapıyorlar. Geçen hafta söyledim ya yüz nakliyle ancak bu kadar. CHP'ye yüz nakli değil doku nakli gerekiyor. 12 Haziran'dan sonra bunlar ne dediler; Tutuklu arkadaşlar meclis'e girmezse yemin etmeyiz dediler. Tıpış tıpış geldiler mi geldiler, ettiler mi ettiler.

Tükürdüklerini yaladıkları için Meclis'i terörize etme gayretindeler. Genel Kurulu basarak milli iradeyi durduracaklarını düşünüyorlar."

"HANGİ DİLDEN ANLIYORSANIZ O DİLDEN KONUŞACAĞIZ"

"İsteseler de istemeseler de alışacaklar. Milli iradeye demokrasiye alışacaklar. Hale bakın ya; tanklarıyla toplarıyla gelsinler diyor. Kim diyor Kılıçdaroğlu, sayın Kılıçdaroğlu siz ancak tankla topla gelirsiniz. Daha önce millet iradesiyle gelemediniz. AK Parti bugün millet iradesiyle geldi. Bugün ne azınlığın çoğunluğa ne de çoğunluğun azınlığa tahakkümü vardır. Hangi dilden anlıyorsanız o dilden konuşacağız.

Türkiye'nin en çok satan gazetesi 12 saat konuşan gazeteci benim arkadaşımın o milletvekilinin boğazına sarıldığını söylüyor. Eğer renk körlüğü yoksa anlarsın. Meclis'te engelleyemediklerini Danıştay'da engellediler. Bunu şimdi engelleyemeyecekleri için bildik alışılmış taktiklerini piyasaya sürdüler. Ordu göreve, genç subaylar rahatsız dediler.Cumhuriyet mitinglerine çanak tuttular. AK Parti'nin kapatılması için ellerinden geleni yaptılar. Ama artık yağma yok. Biz öyle bir ilkeyle geldik ki biz söz de karar da milletindir dedik."

DEMİREL'E İNCE GÖNDERME

28 Şubat sürecinden ve onun günümüzdeki yansımalarından bahseden Başbakan, "Çocuklarımız ikna odalarında işkenceden geçirildi" dedi.

"İmam Hatiplilerin önünü kesmek için 28 Şubat'ta kesintisiz eğitimi getirdiler. Çocuklarımız ikna odalarında işkenceden geçirildi. Çobanlıktan geleceksin Cumhurbaşkanı olacaksın sonra türbanı okumak isteyen Suudi Arabistan'a gitsin diyeceksin. Biz bir mağduriyeti gideriyoruz. Biz yaralanmış vicdanları tedavi etme gayretindeyiz. Biz yoksul Anadolu çocuklarının önünü açma gayretindeyiz. CHP ne yaparsa yapsın milletin dediği olacaktır. CHP şiddetine CHP tahrikine asla ve asla boyun eğmeyeceğiz.

Kim demokratmış bunu iyi izlesinler. Bu bakımdan önemsiyorum. Komisyon ve alt komisyon tekloifini 91 saat 41 dakika görüştük. 342 konuşma yapıldı. 30'unu CHP'li üyeler yaptı 15'ini de MHP'li üyeler yaptı. 104 milletvekili söz aldı. görüşmeler sırasında komisyonda 124 CHP'li konuştu. Karşıyız demekten başka da bir şey demedik. İmam Hatip okullarını sizlere açtırmayacağız demekten başka bir şey söylemedi. CHP Genel Başkanı komisyonunun işgal edilmesi için cep telefonuyla talimat verdi. Komisyon salonunu işgal etmek için talimat almışlar ama geç kalktıkları için komisyona girememişler. CHP'nin demorkasiden uzlaşmadan anladığı hükümeti esir almaya çalışmakt. Mesele muhalefetin konuşması değil, muhalefetin çoğunluğa dayatması ve isteği olmazsa yaptırmam dayatmasıdır. Bütün bunlara rağmen teklif kabul edilmiştir. Tabi burada MHP'nin tutumuna da dikkat çekmek istiyorum. Yönetiminden çok MHP'ye gönül veren kardeşlerime sesleniyorum. Gönül verdikleri MHP yönetimi ne yapıyor? Kendi tabanının isteklerini yok sayarak CHP'ye vagon olmuştur. MHP 28 Şubat'la ilgili süreçle ilgili tavrını değiştirebilirdi ama bu fırsatı kaçırdı.

2 hafta genel kurula gelmeyecek. 3. hafta genel kurulda görüşmeler yapılacak. Bazı şeyleri paylaşmam lazım. Çocuk, okul öncesi ilk dört ikinci dört.. Şunun değerlendirmesini yaptığımızda diyorlar ki okul öncesi zorunlu olsun. Fakat siz mezradaki bir aileye bu zorunluluğu getirdiğinzide bu aileler bunu nasıl gerçekleştirecek. Biz taşımalı eğitimi kurduk. Okul öncesi eğitimi de yüzde 43'e getirdik. Ey bizden önce iktidar olanlar bu rakamları hiç duymadınız mı? Bunu yapan AK Parti iktidarı.."

Kaynak: Haberler.Com

Son Dakika Güncel 'Hangi Dilden Anlıyorsanız O Dilden...' - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement