İş'le Buluşmalar - Son Dakika
Güncel

İş'le Buluşmalar

İş\'le Buluşmalar

Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, "Bugün biz AB ile 'Gümrük Birliğini, hizmetler, kamu alımları ve tarımı içerecek şekilde nasıl genişletiriz, nasıl pozitif bir gündem oluştururuz' onun çabası içerisindeyiz.

07.12.2016 17:24

Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, "Bugün biz AB ile 'Gümrük Birliğini, hizmetler, kamu alımları ve tarımı içerecek şekilde nasıl genişletiriz, nasıl pozitif bir gündem oluştururuz' onun çabası içerisindeyiz. Nisan ayında AB ile bu konuda bir zirve yaptık. İnşallah 2017 yılında bu müzakereler güçlü bir şekilde başlar ve hızlı bir şekilde biter. Çünkü o Türkiye'nin rekabet gücünün toptan bir şekilde artmasını sağlar diye düşünüyorum." dedi.

Şimşek, Türkiye İş Bankası tarafından Dünya Gazetesi iş birliğiyle düzenlenen "İş'le Buluşmalar" toplantısında, Türkiye'nin rekabet gücünün arzulandığı kadar yüksek olmadığını, makro finansal istikrar olmadan rekabet gücünü artırmanın çok zor olduğunu kaydetti.

Öngörülebilirliğin bunun en önemli bileşeni olduğunu aktaran Şimşek, "Fiyat istikrarı olmazsa olmazdır. Çünkü fiyat istikrarı olursa iş alemi düşük ve uzun vadeli kaynağa erişir. Dolayısıyla makro finansal istikrar kritik bir değişken." diye konuştu.

İş gücü verimliliğine değinen Şimşek, Türkiye'nin küresel kriz sonrası aktif iş gücü politikalarını en iyi kullanan ülke olduğunu, bu dönemde 6,8 milyon kişiye iş bulunduğu bilgisini vererek, şunları kaydetti:

"Çok ciddi bir rakam. Belki işsizlik oranları inmedi diye söylenebilirsiniz, doğru. Bizde iş gücüne katılım oranı yüzde 44'lerden yüzde 52-53'lere çıktı. Bizde genç nüfus var, çalışma çağındaki nüfus yıllık yüzde 1,7, Avrupa'da yüzde 0,1 artıyor. Dolayısıyla bu esneklik konusunda biraz daha mesafe kazanabilirsek, başarabiliriz. Amerika 320 milyonun üzerinde nüfusa sahip. Şu anda işsizlik oranı yüzde 4,6. Tabii her türlü esneklik var. Örneğin Amerika'da kıdem tazminatı yok, part time çalışmanın önünce hiçbir engel yok, iş garantisi yok ama istihdam bol. Yüzde 4,6 işsizlik oranı aslında tam istihdam demek. Üniversite mezunları arasında işsizlik oranı yüzde 2'ler civarında. Dolayısıyla iş gücü verimliliğini artırabilmek için bir taraftan eğitim, eğitimin kalitesi, ama öbür taraftan da sistemin esnek kurgulanması son derece önemli."

- "Yatırımların üretken alanlara, ticarete konu olan malların ve hizmetlerin üretimine odaklanması gerek"

Başbakan Yardımcısı Şimşek, "Biz eğer ürün piyasalarında rekabeti artırabilirsek, verimliliği de artırabiliriz." dedi.

Her ne kadar verimlilik yatırımla doğrudan ilişkili olsa da buradaki önemli diğer bir bileşenin rekabet olduğunu vurgulayan Şimşek, bütün ürün piyasalarında ve hizmet sektörlerinde rekabetin önündeki engellerin kaldırıldığı ölçüde Türkiye'nin de rekabet gücünün artacağını kaydetti.

Şimşek, özelleştirme ve kayıt dışılıkla mücadelenin bu nedenle çok önemli olduğunu dile getirdi.

Rekabetin önündeki engellerin kaldırılmasının hem verimlilik artışına, hem de inovasyona yol açtığını aktaran Şimşek, Türkiye'nin bu konuda kat etmesi gereken mesafe olduğuna dikkati çekerek, "Özellikle kayıt dışılıkla mücadelede daha kat edeceğimiz çok mesafe var." ifadelerini kullandı.

Şimşek, rekabet gücünü artırmanın kısmen yatırımlarla ilgili olduğunu, yatırımların üretken alanlara, ticarete konu olan malların ve hizmetlerin üretimine odaklanması gerektiğinin altını çizdi.

Kaynakların zaten sınırlı olduğunu belirten Şimşek, "Bunu sadece bir temenni olarak ifade ederseniz olmuyor. Maliye ve vergi politikasını o şekilde şekillendirmek lazım. O konuda da aslında kat edeceğimiz çok mesafe var. Rekabet gücünü bu da önemli ölçüde etkiliyor." diye konuştu.

- "Enerjide de Türkiye'nin yerli kaynakları harekete geçirmesi çok etkili olacak"

Mehmet Şimşek, önemli konulardan birisinin küresel piyasalara entegrasyon olduğunu belirterek, "Bu olmazsa olmazdır." dedi.

Yüksek lisansı sonrasında Amerikan Büyükelçiliği'nin Ekonomi Bölümünde çalıştığı bilgisini veren Şimşek, o zamanlar Amerikalıların Türkiye'yi Gümrük Birliği'ne sokabilmek için destek verdiğini söyledi.

Şimşek, kendisinin de o dönem reel sektör bu konuda ne düşünüyor diye Anadolu'yu gezdiğini belirterek, şunları kaydetti:

"Çok iyi hatırlıyorum; reel sektör bu konuya pek meyilli değildi. 'Anahtarlarımızı alıp Avrupalılara verseler daha iyi olur' şeklinde bir yaklaşım vardı. En çok gürültü de belli sektörlerden geliyordu. Mesela otomotiv sektöründen... O dönemde Türkiye'nin toplam otomotiv ihracatı 329 milyon dolardı, bugün 20-25 milyar dolardan bahsediyoruz. Rekabet çok önemli. Ticarete açık olmak, bölgesel ve küresel entegrasyon, refah artışı açısından olmazsa olmazdır. Aslında rekabet gücünün gelişmesi açısından da olmazsa olmazdır. Bugün biz AB ile 'Gümrük Birliği'ni, hizmetler, kamu alımları ve tarımı içerecek şekilde nasıl genişletiriz, nasıl pozitif bir gündem oluştururuz' onun çabası içerisindeyiz. Nisan ayında AB ile bu konuda bir zirve yaptık. İnşallah 2017 yılında bu müzakereler güçlü bir şekilde başlar ve hızlı bir şekilde biter. Çünkü o Türkiye'nin rekabet gücünün toptan bir şekilde artmasını sağlar diye düşünüyorum."

Şimşek, enerjinin de öneminden bahsederek, "Kim ne derse desin enerji çok belirleyici bir faktördür. Yani rekabet gücü açısından hala çok kritik bir değişkendir. Enerjide de Türkiye'nin özellikle yenilenebilir, yerli kaynakları harekete geçirmesi, ki bu konuda ciddi bir ilerleme var, çok etkili olacak." dedi.

Firmalar açısından rekabetçi olmanın önemine değinen Şimşek, firmaların küreselleşmesinin rekabet etmeleri açısından çok kritik olduğunu belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Yani tek bir pazara, tek bir ürüne sırtınızı dayadığınızda, zaman zaman büyük sıkıntılar yaşayabiliyorsunuz. O nedenle Türkiye'nin iç pazarının büyük olması bizi tembelliğe itti diye düşünüyorum. İç talep güçlü olduğu için… İçeride marjlar nispeten yüksek olduğu algısı vardı en azından.

Şirket ölçeğinde küreselleşme arzulanan düzeyde olmadı. Yani ihracata tali bir konu olarak bakıldı. Yani ana bir iş olarak genelde görenler mutlaka vardır da ama ben Türkiye geneli için konuşuyorum. Onun için aslında firma düzeyinde de rekabetçi olmak için biraz dışarıya açılmak lazım. Bugün dünyada 1,8 milyar orta sınıf var. Tahminlere göre bu 2030 yılında 5 milyar kişiye ulaşacak. Bence 5 milyara hitap etmek ve oraya da bir iş modeli geliştirmek çok kritiktir."

(Sürecek)

Kaynak: AA

Son Dakika Güncel İş'le Buluşmalar - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement