'Üreten Anadolu Buluşmaları' - Son Dakika
Ekonomi

'Üreten Anadolu Buluşmaları'

\'Üreten Anadolu Buluşmaları\'

Şekerbank, 60. yılına özel düzenlediği 'Üreten Anadolu Buluşmaları'nın ilkini Afyon'da gerçekleştirdi.

28.11.2012 15:23
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Afyon'a özel bir içerikle hazırlanan, önde gelen gazeteci ve konuşmacıların yer aldığı panel ve Marketing Türkiye koordinasyonunda düzenlenen 'Emeğin değeri nasıl markaya dönüşür?' eğitim oturumlarından oluşan etkinliğe, Afyon iş dünyası büyük ilgi gösterdi ve 250'nin üzerinde katılım sağlandı.

Etkinlik kapsamında Şekerbank Genel Müdürü Meriç Uluşahin, şu an sadece Afyon ve ilçelerine özel olarak uygulanan ve önümüzdeki dönem diğer illere de yayılması planlanan 'Markalaşma Kredisi' hakkında bilgi verdi. Bu kapsamda Uluşahin, Afyon ilinde ticari sicile kayıtlı, kendi adlarına marka tescili yapmış ve kendi markasıyla imalat veya satış yapan firmaların başvurabilecekleri krediye özel ödeme koşulları belirlendiğini belirtti.

1953 yılından bu yana, çiftçi, esnaf, işletme ve KOBİ müşterileri ile birlikte büyüyerek Anadolu'nun lider bankası olmuş Şekerbank, 60. kuruluş yılına özel olarak düzenlediği ve her bir ilin dinamiklerine özel içerikle hazırlanan 'Üreten Anadolu Buluşmaları' toplantılarında, Anadolu'daki müşterileriyle biraraya geliyor. Şekerbank 'Üreten Anadolu Buluşmaları' toplantılarının ilki, Anadolu'nun gücü ve potansiyeli yüksek illerinden Afyonkarahisar'da gerçekleştirildi. İl protokolünün ve 250'den fazla iş dünyası temsilcisinin katılımıyla gerçekleşen 'Üreten Anadolu Buluşmaları' Afyon toplantısı, büyük ilgi gördü.

Alanında uzman konuşmacılar ve önde gelen gazeteci-yazarların katılımıyla gerçekleştirilen panel ve Marketing Türkiye koordinasyonunda düzenlenen 'Emeğin değeri nasıl markaya dönüşür?' başlıklı eğitim oturumları, ilde üretimin, ihracatın ve istihdamın artmasına yönelik bir çerçevede sunuldu.

'Üreten Anadolu Buluşmaları' Afyon toplantısı, Şekerbank Genel Müdürü Meriç Uluşahin, Kurumsal ve Ticari Bankacılık Genel Müdür Yardımcısı Orhan Karakaş ile İşletme ve Tarım Bankacılığı Genel Müdür Yardımcısı Halit Haydar Yıldız'ın ev sahipliğinde gerçekleşti. Milliyet Gazetesi Köşe Yazarı Prof. Dr. Güngör Uras ve Hürriyet Gazetesi Ekonomi Servisi Müdür Yardımcısı Sadi Özdemir'in de panelist olarak yer aldığı 'Üreten Anadolu Buluşmaları' panelinin moderatörlüğünü ise Marketing Türkiye Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Günseli Özen Ocakoğlu yaptı.

Meriç Uluşahin: "Hedefimiz, 60 yıldır birlikte büyüdüğümüz müşterilerimize ve Anadolu ekonomisine katkımızı yükseltmektir"

Şekerbank Genel Müdürü Meriç Uluşahin, 'Üreten Anadolu Buluşmaları" Afyon toplantısı kapsamında katıldığı panelde, konuşmasına "Bankamızın 60. kuruluş yılına özel olarak başlattığımız bu proje ile hedefimiz, kuruluşumuzdan bugüne dek birlikte büyüdüğümüz müşterilerimizin il il ayağına giderek, onlara ve Anadolu ekonomisine yaptığımız katkıyı yükseltmektir" diyerek başladı.

Uluşahin, Türkiye'nin, son 10 yıllık dönemde gösterdiği büyüme performansı ile küresel ekonomi liginde 4 basamak birden atlayarak, dünyanın en büyük 16. ekonomisi haline geldiğini söyledi ve şöyle konuştu: "2023 yılında dünyanın en büyük 10 ekonomisinden biri olmaya aday bir ülke olarak, Türkiye'nin bu vizyona ulaşmasındaki en büyük itici güç; iç tasarrufa ve verimli üretime dayalı rekabetçi bir büyüme ile sürdürülebilir kalkınma perspektifi olacaktır" dedi.

Türkiye'de, tasarrufun GSYİH'ye oranının, hem gelişmiş ülkeler hem de gelişmekte olan ülkeler ortalamasının altında seyrettiğini, sermaye birikiminin ise yeterli düzeyde olmadığını belirten Meriç Uluşahin, "Bu ortamda uzun vadeli amaçlarımıza ulaşmak için, finans sektörü, reel sektör ve ekonominin tüm birimleri olarak tek yolumuz, üretimi ve istihdamı artıracak ve ülkemizi rekabetçi büyüme oranlarına ulaştıracak bir vizyon doğrultusunda ilerlemektir. Anadolu'nun üreten kesimleri, kuşkusuz bu vizyona ulaşmakta kilit rol oynayacaktır. Bu doğrultuda, 'Üreten Anadolu Buluşmaları'nın ilkine, Anadolu'da doğal kaynakları, üretim ve ihracat potansiyeli açısından ayrıcalıklı yeri olan Afyon ilimizden başladık" şeklinde konuştu.

"60 yıldır üretenin yanındayız."

'Üreten Anadolu Buluşmaları' projesinin, Banka olarak tarıma, esnafa, KOBİ'lere ve işletmelere odaklı 'Anadolu Bankacılığı' stratejisinin bir sonucu olduğunu vurgulayan Meriç Uluşahin, "Kuruluşumuzdan bu yana, 60 yıldır, iyi ve kötü günde üretenlerin yanında yer aldık ve Anadolu'nun bankası olduk. Bugün de ilk günkü heyecanımızla Anadolu'da üretimi destekliyor ve Türkiye ile birlikte büyüyoruz" dedi. Uluşahin, konuşmasına şöyle devam etti:

"Anadolu Bankacılığı'nı misyon edinmiş ve ülkemizin sosyal ve ekonomik hafızasında önemli yeri olan bir banka olarak istedik ki 60. yılımızda müşterilerimizin ayağına biz gidelim; il il gezerek eğitimler gerçekleştirelim, sorunları, konuları sahada dinleyelim ve 60 yıldır olduğu gibi yine müşterilerimiz ile birlikte büyüyelim. Bu doğrultuda, uluslararası marka potansiyeli taşıyan birçok firmayı ve önemli üretim kapasitesini barındıran Afyon ilimize özel bir eğitim ve panel içeriği oluşturduk. Ülkemizde birçok firmanın büyümesinde rol almış bir kurum kimliğiyle, üretenlerin yanında olmak, ülkemiz ekonomisinin sürdürülebilir büyümesini desteklemek için buradayız."

Yeni Anadolu markaları için Afyon'a özel "Markalaşma Kredisi"

Kendisi de bir marka şehir olma yolunda ilerleyen Afyon'un, hem ulusal hem de uluslararası marka olma potansiyeline sahip birçok sektörü, ürünü barındıran bir il olduğunu kaydeden Meriç Uluşahin, bu ürünlerin pazarda hak ettiği değeri bulması ve emeğin bir markaya dönüşmesi için uygun koşullarda ve şu an sadece Afyon ve ilçelerine özel bir 'Markalaşma Kredisi' geliştirdiklerini söyledi. Uluşahin, ürünün özellikleri hakkında şu bilgileri verdi:

"Bu ürünümüzden yararlanmak isteyen firmaların, kendi adlarına marka tescili yapmış olması ve kendi markasıyla imalat veya satış yapmaları yeterlidir. İşletme, ticari ya da kurumsal müşteri segmentlerimiz için yıl sonuna kadar geçerli olacak uygun ödeme koşullu bu kredimizi; Dinar, Çay, Afyon, Sandıklı, Emirdağ, Şuhut ve Sultandağı olmak üzere, Afyon'da hizmet veren 7 şubemizin tümünde sunacağız. Umuyoruz ki bu ürün, yeni Anadolu markaları çıkmasına, Afyon ilimizin ihracatının, üretiminin ve tabii istihdamının artmasına vesile olur."

Prof. Dr. Güngör Uras: "Afyon, konjonktür değişiminden en az etkilenen sektörleriyle farklılaşıyor."

Milliyet Gazetesi Köşe Yazarı Prof. Dr. Güngör Uras da paneldeki konuşmasında, Afyon'un konjonktürel değişimlerden en az etkilenen sektörleri ile Türkiye ekonomisinde farklılaşan konumunu anlattı. Prof. Dr. Uras, "Afyon, üretim çeşitliliği ile öne çıkan bir ilimiz ve ülkemiz ekonomisinde önemli paya sahip. Et, etli mamülleri ve yumurtada, ülkemizin önde gelen üreticilerinden biri. Mermer üretimi ve ihracatı, Afyon ekonomisinde ağırlığa sahip bir sektör. Öte yandan Afyon'un kaplıca, termal turizminde de bir üstünlüğü ve ayrıcalığı var." dedi.

Afyon'un, farklı iç ve dış ekonomik konjonktürlerde birbirini dengeleyen ve konjonktür değişiminden en az etkilenen bu sektörleri ile farklılaştığını belirten Prof. Dr. Güngör Uras, şöyle konuştu: "Gıdanın iç ve dış piyasada talebi devamlı büyüyor. Mermer üretimi ve beraberinde gelişen alanlar, geçmişten bu yana şehir ekonomisinde süreklilik arz eden bir sektör. Termal turizmi de, dışarıdan ve içeriden her gelir grubundan talebi yüksek bir iş kolu olarak gelişiyor. Yapılması gereken, bu farklı faaliyet alanlarında katma değeri yükselterek Afyon ekonomisinin daha hızlı gelişmesinin önünü açmak ve bunu sağlayacak politikaları belirleyerek uygulamaktır."

"Afyon, vasıflı şehirlerimizden biri"

Afyon'da gıda sanayinin, küresel alana açılacak bir sektör olarak öne çıktığını vurgulayan Prof. Dr. Güngör Uras, markalaşma potansiyeli yüksek et, süt ve yumurta üretim yatırımlarının yanı sıra Afyon'un yol üstü konumuyla lojistik sektörünü de gelişmeye açık bir sektör olarak nitelendirdi. Afyon'un vasıflı bir il olarak Türkiye'nin şanslı illerinden biri olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Uras, şunları söyledi:

"Büyümek için risk almak gerekir. Afyon dinamik bir ekonomiye sahip. Vasıflı çalışanlar gibi vasıflı şehirlerimiz var. Afyon vasıflı şehirlerimizden biri, ne yapacağı belli, yol haritası çizilmiş. Gelişen ekonomiye yönelik ürün yelpazesi ile güçlü olduğu alanlara yapılacak yatırımlar, Afyon'un büyüme hızını artıracaktır."

Sadi Özçelik: "Ortak akıl oluşturmaya ihtiyaç var."

Hürriyet Gazetesi Ekonomi Servisi Müdür Yardımcısı Sadi Özçelik de konuşmasında, başarılı, başarısız ve zor şartlarda başarılı olan girişimciler ile illeri örnekler vererek şehirlerin kaderiyle girişimcilerin kaderlerinin benzer olduğunu söyledi. Başarılı kentlerin yaratılması için iş dünyası, şehri yönetenler ve bürokratlar olarak "ortak akıl" oluşturulması ve üst bir konsey kurularak projelerin hayata geçirilmesi görüşünü paylaşan Sadi Özdemir, bu modeli uygulayanların çok başarılı olduklarını ifade etti. Özdemir, özel sektör girişimciliğinin geniş bir tabana yayılması gerektiğini belirttiği konuşmasında, Gaziantep'i başarılı illere örnek gösterdi. Özdemir, sözlerine şöyle devam etti:

"Gaziantep'te olumlu ya da olumsuz bir konu olduğunda karşımıza tek ses çıkıyor. Sanayi ve ticaret odaları birlikte hareket ediyorlar. Bugün Gaziantep 6 milyar dolarlık bir ihracata gidiyor. Sanayi açısından örnek alınacak bir ilimiz. Mardin de başarılı illerimizden. Mardin 1 milyon turisti ağırlıyor. Konya'da sanayi ve turizm var ve ağırladığı turist sayısı 1 milyon kişiye ulaşmış durumda. Turizm ve kaynak birbirini besliyor. Afyon'da güçlü bir sektör olan gıdaya odaklanma olacaksa, bu alanda sanayi 5 yılda birkaç misline katlanacak, ihracatı da yukarı çekecektir. İlleri tek tek düşünmek yerine, çevre illerle birlikte düşünmek gerekiyor. Çevredeki iller katma değeri artırır. Termal turizminde Antalya ile Afyon birlikte hareket edebilir. Tarihi değeri olan illerle projeler geliştirilebilir ve büyütülebilir. Burada sinerji yaratmak önemlidir. 10 yıllık planlar yapılabilir."

Mustafa Mermerci: "Anadolu'nun Mermer Borsası ve kompleksini kuruyoruz."

İstanbul Doğal Taşçılar Birliği Derneği Başkanı Mustafa Mermerci de yaptığı konuşmada, Anadolu'da mermer üreticilerinin buluşma merkezi özelliğinde olacak Mermer Borsası ve kompleksini kurma çalışmalarına devam ettiklerini belirtti. Kompleksin tamamlanmasıyla Türk mermer sektörünün daimi fuar alanına, mermer borsasına ve Türkiye'de üretilen her mermerin sürekli bulunabileceği bir depolama alanına kavuşacağını vurgulayan Mustafa Mermerci, "Bu dev kompleks sayesinde, Türk doğal taşı gerçek değerini bulacak, tüketimi artacak ve ihracatlarımızın yükselmesine katkıda bulunacaktır. Sektörün ihtiyacı olan iş gücünün eğitimini destekleyecek bir eğitim merkezi, konaklama, konferans ve kongre merkezi de, proje kapsamında faaliyet gösterecektir." diye konuştu.

Dr. Hasan Kuş: "Türkiye sağlık pazarı, 100 milyar dolar büyüklüğe ulaşacak."

DEİK Sağlık Turizmi İş Konseyi Başkan Yardımcısı Dr. Hasan Kuş ise, son zamanlarda sağlık sektörünün en sıcak konularından birinin sağlık turizmi olduğunu söyledi. Sağlık turizminin, literatürde, yabancı bir ülkeye tedavi amacıyla gidilmesi olarak tanımlandığını ifade eden Hasan Kuş, bununla birlikte ancak tüm uluslararası hastaların yüzde 35 ile 45'inin sağlık turizmi kapsamında değerlendirilebileceğini söyledi. Bu yıl sonu itibariyle sağlık pazarı büyüklüğünün 100 milyar dolara ulaşacağına dikkat çeken Dr. Kuş, sağlık pazarında Türkiye'nin payının da giderek arttığını söyledi. Dr. Hasan Kuş, McKinsey'in raporu verileri ile sağlık turizmi yapanların yüzde 72'sinin tercihlerinin nedeni olarak, en ileri teknoloji ve kaliteli sağlık hizmetini gösterdiklerini kaydetti.

Hakan Senbir: "Bu dönem, tüketici krallığının zirvesidir."

Panelin "Emeğin değeri nasıl markaya dönüşür" eğitim oturumlarında ise Marka Stratejisti Hakan Senbir, "Ürünler fabrikada, markalar zihinde oluşturulur" başlıklı bir sunum yaptı. 2000 ve sonrasını 'post-marka dönem' olarak nitelendiren ve bu dönemi, "tüketici krallığının zirvesi" olarak değerlendiren Senbir, bu dönemde sadakatin yok olmaya yüz tuttuğunu belirtti ve şunları söyledi: "Geleneksel reklam anlayışıyla markalaşma, pahalı ve neredeyse imkansız hale geliyor. Sürekli reklamla ayakta durmaya çalışan bir markanın yerini, paydaşlarıyla iç içe ve daha sosyal olan bir marka almaya başlıyor. Pazarlama ve pazarlama iletişimi anlayışı bu paralelde büyük bir değişim yaşarken, ürün ve marka kavramlarının arası giderek açılıyor."

Yunus Baran: "Ürün odaklı üretimden konsept bazlı markalaşmaya geçin"

Yaratıcı Marka Stratejisti Yunus Baran da eğitim oturumlarında "Markalaşmanın Yol Haritası" konulu sunumuyla yer aldı. Baran, markalaşmak isteyen işletmelere, şu önerilerde bulundu: "Değişim markalar için önemli ve büyük bir hedef olmalıdır. İddialı olun ve süreklilik gösterin. Rakiplerinizden ilham alın, yeni ve faydalı şeyler üretin. Farklılaşarak, markanıza değer katabilirsiniz. Sektörünüze yön verebilir ve kategorinizin kurallarını siz belirleyebilirsiniz. Ürün odaklı üretimden konsept bazlı markalaşmaya geçin. Amacınız sadece bir bina yapmak olmasın, asırlarca yaşayacak alanlar tasarlayın. Hedef kitlenizin tutum, davranış ve alışkanlıklarını markanıza yansıtın. Tasarımı ise bir maliyet olarak görmeyin, markanıza tasarım yatırımı yapın. Ambalajın içi kadar dışıyla da ilgilenin ve var olanı farklı sunmanın yollarını arayın."

Cüneyt Devrim: "Tüketici neredeyse, markayı oraya taşımak gerekiyor."

Eğitim oturumlarının konuşmacılarından Project House - Havas Yönetici Ortağı Cüneyt Devrim de sunumunda, tüketici neredeyse, markayı da oraya taşımak gerektiğini söyledi. Türkiye'deki 35 milyon internet kullanıcısından, 32 milyonunun sosyal medya da yer aldığını dile getiren Cüneyt Devrim, Türk tüketicisinin ayda 50 saatini internette, bunun da 14 saatini Facebook'ta geçirdiğini söyledi. Devrim, şöyle konuştu: "Bugün markalaşma yolundaki tüm kurumlar, dijitali, endişe duyacakları bir mecra olarak değil, büyük bir fırsat alanı olarak görmelidir. Yeni iletişim çağında 'marka' artık bizim tüketiciye anlattığımız bir şey değil, bir tüketicinin bir diğerine anlattığı bir şey haline gelmiştir."

Yeliz Göze Acar: "İşletmeler, banka kredilerini KGF teminatı ile daha kolay kullanabilirler."

KGF (Kredi Garanti Fonu) Eskişehir Şube Müdürü Yeliz Gözde Acar da, banka kredisi olanaklarına ulaşmada zorluk yaşayan KOBİ'lerin teminat problemlerinin KGF kefaleti ile giderilebildiğini ve bu sayede işletmelerin banka kredilerini daha kolay kullanabildiklerini söyledi. Bu kapsamda Afyonlu KOBİ'leri Kredi Garanti Fonu'nun imkanlarından yararlanmaya davet eden Acar, Türkiye genelinde kredinin en çok yüzde 80'ine kadar kefalet verdiklerini, bunun Türk Eximbank kredilerinde yüzde 100'ü bulabildiğini belirtti.

Kaynak: Bültenler

Son Dakika Ekonomi 'Üreten Anadolu Buluşmaları' - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement