Penguenler Gibiyiz Hiç Ayrılmıyoruz - Son Dakika
Magazin

Penguenler Gibiyiz Hiç Ayrılmıyoruz

Penguenler Gibiyiz Hiç Ayrılmıyoruz

Türkmax'da 'Her Şey Tadında' isimli bir program yapan Jess Molho ve Sena Keçeli, ekran önündeki uyumlarının sırrını anlattı.

23.06.2012 06:04

Türkmax' da hafta içi her gün ekrana gelen 'Her Şey Tadında' programının sunucuları Jess Molho ve Sena Keçeli, çok uyumlu bir ikili olduklarını söylüyor. 2.5 yıldır bir kez bile tartışmadıklarını belirten iki başarılı sunucu, yapımcılığını Savaş Ergen'in üstlendiği programı ve yayın sırasında birbirlerine nasıl destek olduklarını anlattı...

Haftanın beş günü yaklaşık 4.5 saat canlı yayındasınız ve yakında sezon tatiline gireceksiniz. Yoruldunuz mu, "Yaşasın tatil geldi!" diyor musunuz?

SENA KEÇELİ: Ne yalan söyleyeyim; ben diyorum, kimse kusura bakmasın! Ekipteki herkesi çok seviyorum ama dolu dolu bir sezon geçirdik, 4.5 saat az bir zaman değil. Hepimiz dinlenelim, yeni sezona gümbür gümbür gelelim. İlk kez bu kadar uzun tatil yapacağız. Genelde 28 gün yapardık, bu sefer iki ayı bulacak galiba.

JESS MOLHO: Sena'ya katılıyorum. Yenilenmek adına biraz kafa toparlamak gerekiyor.

EGO YOK

Siz nasıl anlaşan bir ikilisiniz; didişerek mi anlaşırsınız, yoksa her konuda uyumlu musunuzdur?

J.M.: Biz hiç didişmedik, 2.5 senedir en ufak bir tartışma bile geçmedi aramızda. Hem yakın arkadaş olduğumuz, hem de işimizi profesyonel bir platformda götürdüğümüz için hiç didişmedik.

S.K.: Çünkü ikimizin de egosu yüksek değil. Ben Jess'le daha önce de çalıştım. Kimse bizim programa egosuyla gelmiyor; o Jess olarak geliyor, ben de Sena... Aramızda bir yarış ve rekabet yok.

"Her gün baklava, börek olsa yenmez" derler; siz birbirinizi haftanın beş günü, günde 4.5 saat görüyorsunuz; hiç sıkılmıyor musunuz?

S.K.: Biz kendimize 'penguenler' diyoruz. O kadar uzun saat yayında oluyoruz ki, beş-altı dakikalık reklam aralarında bile penguenler gibi yan yana gelip konuşmaya devam ediyoruz.

J.M.: Evet, sanki program devam ediyormuş gibi en son bıraktığımız yerden konuşmaya devam ediyoruz.

Anladığım kadarıyla kamera arkasında nasıl muhabbet ediyorsanız, kamera önünde de o muhabbeti devam ettiriyorsunuz...

J.M.: Evet, aslında öyle; tabii ki daha otokontrollü ama öyle.

S.K.: Benimki bazen pek kontrollü olmuyor!

Potlar kırılıyor mu arada?

S.K.: Ben çok kırarım!

J.M.: Kırılır canım, çamlar da devrilir; Sena yapar öyle şeyler. Ama bence Sena'nın en büyük özelliği, insanların en çok sevdiği yönü de bu. O kadar doğal ki; içi neyse dışı da o. İnsanlar bunu çok çabuk fark ettiler.

DOĞALI SEVDİLER

Siz de kırılan potların toparlayıcısı mı oluyorsunuz?

J.M.: İlk başta öyle bir çabam oluyordu ama seyircinin Sena'yı o şekilde kabullendiği görünce toparlanmaması gerektiğinin farkına vardım. Çünkü doğalı sevdi insanlar.

Sena Hanım arada yayın sırasında uyuyormuşsunuz diye duydum.

S.K.: Ben çok uyurum.

J.M.: Programın içinde de mi uyuyorsun sen?

S.K.: Bazen kafam düşüyor. Ben uykuya çok düşkünüm, benim her şeyim uyku. 2.5 yıl oldu ama hala erken kalkmaya alışamadım. Yani programda uyumuyorum ama itiraf edeyim; bazen kameranın beni göstermediği zamanlarda gözlerimin kapandığı, kafamın düştüğü oluyor. Belki izleyici görmüyor olabilir ama konuktan çok utanıyorum. Bazen Jess'in sorduğu soruyu duymayıp konuğa tekrar aynı soruyu sormuşluğum vardır.

Sena Hanım yayın sırasında uyuklasa bile seyirci hoş karşılayacak anladığım kadarıyla!

S.K.: Evde televizyon izleyen insanın karnı acıkmıyor mu, uykusu gelmiyor mu; biz de etten, kemikten oluşuyoruz sonuçta. Sizin televizyon karşısında içiniz geçmez mi; benim de konuk karşısında içim geçiyor arada!

#Sayfa#

SENA DİYET YAPARKEN TOK EVİN AÇ KEDİSİ GİBİ!

Ekrana çıkan bir kadın olarak "Kilo vereyim" gibi bir derdiniz yok mu?

S.K.: Keşke olsa! Herhalde ekran önüne geçip de kilo veremeyen bir ben varım. Kilo vermek istiyorum ama ben yemek yemeyi çok seviyorum.

J.M.: Diyet yaptığı dönemlerde tok evin aç kedisi gibi yanımızda yalanıyor.

KOSTÜMCÜYDÜM

Çeşitli programlarda kostüm sorumlusu olarak çalışırken sunuculuğa nasıl geçtiniz?

S.K.: Evet, ben televizyon sektörüne kostümcü olarak başladım; önce Med Yapım'da, ardında Türkmax'da çalıştım. Bu programdan önce Jess'in yaptığı bir yarışma programı vardı, o programın kostümcüsü de bendim. Sonrasında o işi bıraktım, beş-altı ay çalışmadım. Sağ olsunlar Türkmax'dan arkadaşlarım önermişler beni bu programa, ben de 'evet' dedim.

TELEVİZYONCUYUM!

Jess Bey siz aynı zamanda oyuncusunuz ama sanki sunuculuk ön plana geçmiş gibi duruyor...

J.M.: En son 'Sihirli Annem'de oynadım. Ondan sonra 'Acayip Hikayeler'in bir bölümünde rol aldım, 'Süpür' diye bir komedi filminde oynadım. Yani oyunculuğa da devam ediyorum ama evet ben kendimi ilk etapta televizyon programcısı, sonra oyuncu olarak nitelendiriyorum.

BEN PARTNER İSTEMEMİŞTİM!

Jess Molho, sabah programı için aslında partner istemediğini söyleyip şöyle konuşuyor: "Sena'nın bu kadar başarılı olacağını tabii ki tahmin edememiştim. Aslında ben partner bile istemedim. Yapımcılar, yönetmenler veya kanal sahipleri hala bir erkeğin, bir heteroseksüel erkeğin tek başına kadınlara hitap edebileceğine ikna olmuyorlar. Kadınların sevdiği, güvendiği bir erkek tek başına program yapabilir!"

Sabah : http://www.sabah.com.tr

Kaynak: Sabah.com.tr

Son Dakika Magazin Penguenler Gibiyiz Hiç Ayrılmıyoruz - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement