Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, en ağır iş yükünün tarımda çalışan kadınların sırtında olduğunu bildirerek, "tarımda çalışan 2,2 milyonu aşkın kadın, ev işlerinin yanı sıra tarımsal üretimin de merkezinde yer alıyor. Bütün işleri yetiştirebilmek için günde 16-17 saat çalışan kadın çiftçilerimiz, tarımımızın da bel kemiğidir. Tarımsal üretiminin yarıdan fazlasını onlar karşılıyorlar" dedi.
Şemsi Bayraktar, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla yaptığı açıklamada, çalışma hayatının her alanında yer alan kadınların tarımda da yaptıkları katkılarla çok önemli roller üstlendiğine işaret etti. Bayraktar, son rakamlara göre, tarımda çalışan 5 milyon 53 bin kişinin yüzde 44,4'ünü kadınların oluşturduğunu, tarımda 2 milyon 242 bin kadının üretimde bilfiil yer aldığını belirtti.
İstihdam edilenlerin sosyal güvenlik kuruluşuna kayıtlılık durumuna göre bakıldığında, tarımda çalışan 2 milyon 242 bin kadının 1 milyon 829 bininin (yüzde 81,6) ücretsiz aile işçisi, 182 bininin (yüzde 8,1) ücretli yevmiyeli, 229 bininin (yüzde 10,2) kendi hesabına, sadece 2 bininin ise işveren konumunda bulunduğunu bildiren Bayraktar, tarımda sosyal güvenlik açısından kayıt dışılığın da yüzde 94,2 gibi çok yüksek bir oranda olduğunu, kadınların, sigortalı olmak yerine, primleri ödemekte güçlük çektikleri için eşleri üzerinden sağlık hizmeti aldıklarını vurguladı.
Tarlada, bahçede, ahırda, ağılda işleri yüklenen kadınlar
Erkeklerden çok daha fazla, hemen her gün 16-17 saat çalışan, evdeki işlerinin yanı sıra tarlada, bahçede, ahırda, ağıldaki işleri yüklenen kadınların, çoğu zaman geçmişten öğrendikleri geleneksel yöntemlerle üretime katkı sağladıklarına dikkati çeken Bayraktar, şunları kaydetti:
"Kırsal kesimde kadının iş gücüne katılım oranı, tarımda ücretsiz aile işçisi olarak çalışması nedeniyle yüksek olsa da Türkiye'de tarım istihdamındaki azalma, kadın istihdamının da giderek düşmesine yol açmaktadır. Tarımda çalışan kadınlar, tarım dışına çıktıklarında veya göç ettiklerinde iş gücüne katılamamakta ya da zorluk çekmektedirler. İş gücüne katılan kadınlar ise daha çok statüsü düşük, kalifiye olmayan işlerde sosyal güvenceden yoksun bir biçimde çalışmaktadır. Bu ise kadının çalışma ve toplum hayatının dışında kalmasına neden olabilmektedir. Tarım sektörü Türkiye'de kadınların çalışmak zorunda kaldığı bir sektördür. Geçmişten günümüze kadınlar, tarımda her zaman üretimin içinde yerini almıştır.
Ancak bu genellikle aile içi üretime katkı biçiminde değerlendirildiğinden bir çalışma olarak görülmemiştir. Kadınların iş gücüne katılım oranın artması ekonomik verimliliği artıracak, kalkınma potansiyelini iyileştirecektir. Kadınların ekonomik kalkınmaya, kırsal kalkınmaya etki edebilmeleri için ekonomik ve sosyal statülerinin iyileştirilmesi ve buna yönelik politikalar geliştirilmesi önemlidir. Günümüzde tüm dünya ve Türkiye'de üzerinde çokça tartışılan kadın sorunları, yalnız kadınların değil tüm toplumun sorunlarıdır ve kapsamlı çözümler gerektirmektedir."
"Eğitim verilmeden verimlilik sağlanamaz"
Tarımda çiftçinin, özellikle de üstlendikleri fonksiyonlar dolayısıyla kadın çiftçilerin eğitilmeden verimliliğin sağlanamayacağını işaret eden Bayraktar, ""Bu gerçekten hareketle ülke çapında 'Kadın Çiftçi Eğitimi' programını sürdürüyoruz" dedi.
Bayraktar, 2012 yılında Türkiye Ziraat Odaları Birliği ile Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ve Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı arasında imzalanan "Kadın Çiftçi Eğitim İşbirliği" protokolü çerçevesinde eğitimlerin gerçekleştirildiğini belirtti. Şemsi Bayraktar, bu çerçevede kadın çiftçilere, sosyal güvenlik, kooperatifçilik, girişimcilik ve liderlik, kadın hakları, toplumsal cinsiyet eşitliği, iklim değişikliği ana eğitim konuları yanında, her türlü tarımsal faaliyetlerle ilgili eğitim verildiğini vurguladı.
Eğitimlere katılan kadın çiftçilerin, önümüzdeki yıllarda, değişikliğin güçlü temsilcileri olacağına ve yaşadıkları toplumun kırsal kalkınmasına katkı sağlayacaklarına olan inancını vurgulayan Bayraktar, "Şu gerçek çok iyi bilinmelidir ki, sağlıklı nesiller yetiştirebilmenin yolu kadınlardan geçer" dedi.
"Kadın çiftçiler için pozitif ayrımcılığı hak ediyor"
Kadın çiftçilerin sosyal güvenlik sistemine katılımının desteklenmesi yönünde teşvik edici önlemlere acil ihtiyaç bulunduğunu bildiren Bayraktar, şunları kaydetti:
"Bu kadar ağır bir yükü taşıyan kadın çiftçiler, pozitif ayrımcılığı hak ediyor. Kadın çiftçiler, çalıştıkları her yıl için ilave 120 gün, 3 yılda 1 yıl yıpranma almalıdır. Devlet, kadın çiftçilerimize yüzde 50 oranında prim desteği vermelidir. Söz konusu desteğin verilmesi durumunda, kadın çiftçilerin sağlık harcamaları eşleri yerine, kendi sigortalarınca karşılanacağından, desteğin büyük kısmı devlete geri dönecek, böylece sosyal güvenlikte kayıt dışılık da önlenmiş olacaktır.
Sigortalı olmadan önce gerçekleşen doğum nedeniyle, hizmet borçlanması yapılabilmeli, üç doğum sınırlaması kaldırılmalıdır."
Bayraktar, kadın çiftçilerin sorunlarını her platformda dile getirmeye devam edeceklerini bildirerek, başta eli nasırlı kadın çiftçilerimiz olmak üzere tüm kadınların 8 Mart Dünya Kadınlar Gününü kutladı. - ANKARA
Son Dakika › Ekonomi › 8 Mart Dünya Kadınlar Günü - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?