Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Dünya Bankası'nın İslami Bankacılık merkezini İstanbul'da açacağını ve ilgili anlaşmayı imzaladıklarını, diğer taraftan bankacılık sektöründe yeni lisans uygulamasına başladıklarını açıkladı Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Dünya Bankası'nın İslami Bankacılık merkezini İstanbul'da açacağını ve ilgili anlaşmayı imzaladıklarını, diğer taraftan bankacılık sektöründe yeni lisans uygulamasına başladıklarını açıkladı. Babacan, "Sadece mevcut bankaların el değiştirmesi değil, yeni bankaların da önünü açmış durumdayız. Tabi ki kriterleri yerine getirdikleri sürece" dedi.
Babacan, Arap Bankalar Birliği ve Türkiye Bankalar Birliği (TBB) işbirliğiyle düzenlenen "2. Arap-Türk Bankacılık ve Finans Forumu"nun açılışında yaptığı konuşmada, Kuzey Afrika ve Ortadoğu'daki gelişmelerden bahsetti. Arap Baharı olarak isimlendirilen süreci kendisinin "Arap Uyanışı" olarak nitelendirdiğini belirten Babacan, insanların kendisi seslerini daha yüksek seste duyurabilecekleri bir sistem arayışı içinde olduğu değerlendirmesinde bulundu. Kısa vadede haftalar, aylarla belki birkaç yılla ölçülebilecek zorluklar olacağı öngörüsünde bulunan Babacan, orta ve uzun vadede bunun çok sıhhatli bir dönüşüm olduğunu düşündüklerini söyledi. Bunun geri dönüşü zor bir süreç olduğunun dikkate alınması gerektiğine dikkat çeken Babacan, işi şiddete vardırmadan, konuşarak ve istişarelerle bu dönüşümü gerçekleştirmek gerektiğine vurgu yaptı.
-"SURİYE'DEKİ OLAYLAR DİNİ, MEZHEPSEL ÇATIŞMA ZEMİNİNE ÇEKİLMEMELİ"-
Babacan, Suriye'deki en büyük problemin ise uluslararası toplumun tek duruş gösterememesi olduğunu savundu. Suriye konusunda uluslar arası toplumun ikiye bölünmüş durumda olduğunu ifade edene Babacan, "Batı ülkelerinin duruşu da Suriye için güçlü bir duruş olmadı. Biz ilkeli olduk, ikili, üçlü standartlar uygulamadık. Bu çizgiyi de devam ettirmeye çalışıyoruz. Bütün bu dönüşümde ülkelerin bağımsızlığın mutlaka korunması gerekiyor. Siyasi birliğin, toprak bütünlüğünün mutlaka korunması gerekiyor. Reform süreçlerinin bu bölgede etnik, dini, mezhepsel veya ideolojik ayrışma veya bir çatışma zeminine çekilmemesi gerekiyor" dedi.
-"DÖNÜŞÜM YAŞAYAN ÜLKELERDE EKONOMİK PROGRAMLARA İHTİYAÇ VAR"-
Dönüşüm yaşayan pek çok ülkede çok iyi düşünülmüş ekonomik programlar ihtiyaç olduğunu dile getiren Babacan, "Bu ekonomik programların gerçekçi program olması lazım, günlük, siyasi rüzgarlardan, popülizm rüzgarlarından uzak tutulmuş, ülkenin geleceği için ne gerekiyorsa onların yazılacağı net açık ekonomik programlara ihtiyaç var. Bunlarında çok net hedefleri olması lazım" önerisinde bulundu. Babacan, bölge için ticaretin en düşük olduğu bölgenin Kuzey Afrika ve Ortadoğu olduğunu, birbirleri ile en az alışveriş yapan ülkelerin bu bölgelerde yapıldığını kaydetti. Aslında birbirlerinden ayrı düşmüş, aynı dili konuşan, aynı kültürü önemli ölçüde benimsemiş geniş bir coğrafyadan bahsettiklerini dile getiren Babacan, "Böylesine ortak yanları çok olan ama bu kadar birbiri ile az ticareti olan bir başka bölge dünyada yok" diye konuştu.
-"ÜLKELERİN EKONOMİK BAĞIMLILIĞI SİYASİ İSTİKRAR İÇİN ÖNEMLİ"-
Ülkeler arasında insanlar, ürünlerin ve sermayenin serbestçe hareket edebilmesi gerektiğini dile getiren Babacan, "Biz ülkeler arasında ne kadar çok birbirine ekonomik bağımlılık oluşturursak, ülkeleri birbirine ekonomik açıdan ne kadar bağımlı hale getirirsek, bu siyasi istikrar açısından da çok önemli olacak. Siyasette farkı rüzgarlar estiğinde herkes düşünecek, "Bizim karşılıklı çok çıkarımız var, bir daha bir düşünelim, bir daha bakalım' demeye başlayacak. İşte biz onun için pek çok ülkeyle vizeleri kaldırma veya serbest ticaret anlaşması yapıyoruz ve bunların çok çok faydalı olduğuna inanıyoruz. Bunu da pek çok ülkeye tavsiye ediyoruz. Her ülkenin ekonomik açıdan güçlü ve zayıf olduğu yönleri var. Ülkeleri birbirine açtığınızda "kazan kazan' ilişkisi meydana gelecek ve bundan herkes istifade edecek" diye konuştu.
-"ORTADOĞU, KUZEY AFRİKA EKONOMİSİ KOMPARTIMANLAR HALİNDE BİRBİRİNDEN KOPUK"-
Babacan, Kuzey Amerika'da bir Kuzey Amerika Serbest Ticaret Anlaşması olduğunu, Avrupa Birliği'nin ise 27 ülkelik bir bloktan oluştuğuna işaret ederek, "Şimdi, Kuzey Amerika ile Avrupa Birliği'nin kendi arasında serbest ticaret anlaşması ile birbirlerine artık pazarlarını açıyor. Böylesine bir dünya bizim bölgemizin, Kuzey Afrika'nın, Ortadoğu'nun hala kompartmanlar halinde, birbirlerinden kopuk ekonomiler halinde devam etmesi çok büyük kayıp" değerlendirmesinde bulundu. Türkiye'nin bu bölge ülkelerine yaptığı yardımlardan da bahseden Babacan, 2012 yılında Tunus'a 500 milyon dolar, Mısır'a 2 milyar dolar ve Yemen'e 100 milyon dolar tutarında destek sağladıklarını anımsattı.
-"BATI'DA BÜNYESİ ZAYIF OLAN ÇOK SAYIDA BANKA VAR"-
Konuşmasında küresel ekonomi piyasalarından da bahseden Babacan, finansal piyasalarda son dönemde göreli bir istikrarın söz konusu olduğunu söyledi. Geçen yıl bu zamanlarda yaşanan oynaklığın, belki bu aylarda yaşanmadığını belirten Babacan, bunun sebebine bakıldığında Avrupa ve Amerika'da alınan bir takım tedbirlerden kaynaklandığını kaydetti. İşin asıl özünde Avrupa, ABD ve Japonya'da merkez bankalarının şimdiye kadar görülmemiş miktarda likiditeyi piyasaya sağlamaları olduğunu savunan Babacan, şunları söyledi:
"Ne devletleri ne bankaları iflas noktasına getirmeyiz güvenceyi bir bakıma vermiş olmaları. Likiditeden gelecek problemleri halletmek açısından bu belki kısa vadede doğru. Ancak sadece para basarak sorunların kalıcı olarak çözülmesi de mümkün değil. Mutlaka köklü adımlar atmak gerekiyor. Borcu çok olan ülkelerin belki hemen değil, ancak belli bir takvim dahilinde bu borcu nasıl makul seviyeye indireceklerinin bir planı programı gerekiyor. Bankacılık sektörüyle alakalı, özellikle batıda bünyesi zayıf olan çok sayıda banka var. Bunlarla ilgili orta uzun vadeli planlar lazım. Bunu yaparken de hemen "sıkıp öldürecek' değil ama zaman içinde doğru kuralları, doğru prensipleri uygulayacak, kısa vadede de bankaları darboğaz etmeyecek politikalar gerekiyor."
-"İŞLER İYİYKEN SIKILAŞTIRMA, KÖTÜYKEN BİRAZ RAHATLATMA"-
Bankacılıkta, işler iyi gittiğinde düzenlemeleri sıkılaştırmanan çok önemli olduğuna vurgu yapan Babacan, "İşler iyiyken sıkılaştırma, işler kötüyken biraz rahatlatma Fakat gelin görün ki işler iyiyken sıkılaştırma da siyasi açıdan zor bir iş. Bir ülkede ekonomik büyüme iyiyken, tüketim hızlıyken, hem bankalar, iş dünyası ve halk mutluyken, dönüp de "Kötü günler için biraz hazırlık yapmalıyız, biraz rezerv biriktirmeliyiz, biraz tampon alanları, bir bakıma şokları abzorve edecek alanlar oluşturmalıyız' dediğinizde bunu gerçekleştirmek kolay olmuyor. Mutluluk oyununu kimse bozmak istemiyor" uyarısında bulundu. Babacan, sorunların köklü bir şekilde çözülmeden krizin masadan kalkması, gündemden çıkmasının da mümkün olmayacağını vurguladı. Babacan, "Belki bugünler sakin, kalıcı bir sükunet olduğunu düşünmemek lazım. Eğer köklü tedbirler alınmazsa, küresel ekonomiyle ilgili sorunlar tekrar su yüzüne çıkabilir, tekrar problemleri ciddi şekilde yaşamaya başlayabiliriz" dedi.
-"TOPLAM 3 BİN - 3 BİN 500 MADDE YASA ÇIKARDIK"-
Babacan, son bir yılda yeni kanunlara ağırlık verdiklerini ve yeni bir Borçlar Kanunu ile Türk Ticaret Kanunu, Muhakeme Usul Kanunu, Sermaye Piyasası Kanunu çıkardıklarını hatırlattı. Bunları topladıklarında 3 bin - 3 bin 500 madde bir yasadan bahsedildiğini dile getiren Babacan, bunların hepsinin meclisten geçtiğini ve uygulanmaya başladığını söyledi. Finans Mahkemeleri konusuna da değinen Babacan, şöyle devam etti:
-FİNANS İHTİSAS MAHKEMELERİ-
"Yine yeni yasamıza finans sektörüyle ilgili İhtisas Mahkemeleri'ni koyduk. Artık yasası çıktı, şimdi bunun fiili uygulamasına geçiyoruz. Yani finans sektörüyle ilgili sorunlar olduğunda, o ihtisas mahkemelerine konular gidecek ve savcılar, hakimlerimiz sık sık önüne gelen ve benzer konular olacağı için de daha hızlı ve daha tutarlı kararlar verebilecekler. İhtisaslaşmayı bu yargı sisteminde biz çok çok önemli görüyoruz. Bunları hep bir yıl içerisinde yaptık."
-"DÜNYA BANKASI'NIN İSLAMİ BANKACILIK MERKEZİ İSTANBUL'A TAŞINIYOR"-
Babacan, Dünya Bankası'nın özel sektör kolu olan IFC'nin Washington dışındaki ilk ofisini İstanbul'da açtığını, buranın Doğu Avrupa, Rusya, Kuzey Afrika, Ortadoğu, Orta Asya pazarına hizmet ettiğini söyledi. Babacan, "Yine Dünya Bankası'nı İslami Bankacılık merkezini şimdi biz İstanbul'a açıyoruz. Bunla ilgili anlaşmayı imzaladık ve Dünya Bankası'nın küresel çapta katılım bankacılığı ya da İslami Bankacılık araştırma merkezi İstanbul'da gerçekleşiyor" açıklamasında bulundu.
-"FRANSA VATANDAŞLARI "ACABA BAŞKA ÜLKEDE DAHA AZ VERGİ ÖDESEK Mİ?' DEMEYE BAŞLADI"-
Babacan, gelişmiş ülkelerde politikacıların vergi konusunda "bankalarda para çok nasıl olsa, onlardan alalım" dediği zaman, bunun daha kolay kabul gördüğünü, siyasi olarak da daha kolay bir çözüm olduğunu, başka türlü vergilerin ise farklı kesimleri etkilediğini söyledi. Halbuki bankaların bu vergileri tüketici ve üreticiye bir şekilde yansıtacağına işaret eden Babacan, "Biz G-20'de buna açıkça karşı çıkan bir ülkeyiz. Bunu G20 olarak yapalım dediler. "Biz Türkiye olarak yapmayız, yapılmasını da doğru bulmayız' dedik. Bunu savunan ülke, Sayın Sarkozy döneminde Fransa'ydı. Şimdi bakıyoruz ki kendisi dahil Fransız vatandaşları başka ülkelere gidip "Acaba daha az vergi ödesek mi?' demeye başlıyorlar. Dolayısı ile burada rasyonel hareket etmek, popülizmden uzak durmak lazım" diye konuştu.
-"BANKACILIKTA YENİ LİSANSLARIN ÖNÜNÜ AÇTIK"-
Arap bankalara da çağrıda bulunan Babacan, "Biz artık Türkiye'de bankacılık sektöründe yeni lisans uygulamasına başlamış durumdayız. Sadece mevcut bankaların el değiştirmesi değil, yeni bankaların da önünü açmış durumdayız. Tabi ki kriterleri yerine getirdikleri sürece. Bunlar tüm uluslar arası bankacılık camiasında iyi bilinen kriterler. Uzun vadeli, istikrarlı bir bankacılık sistemi istiyoruz, bunun için de yeni katılıma da açığız" diyerek sözlerini tamamladı. (ANKA/SON)
(HMD/OE) - İstanbul
Son Dakika › Ekonomi › Babacan (2/son): Bankacılıkta Yeni Lisans Uygulamasına Başladık - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?