Bakan Işık: İlk Çeyrekteki 4.3'lük Büyüme Çok İyi Bir Büyüme

Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, Türkiye'nin ihracat artışıyla büyüme sağladığını vurgulayarak, "İlk çeyrekteki 4.3'lük büyüme çok iyi bir büyüme. Beklentileri aşan bir büyüme ama Türkiye'nin de gücünü ve potansiyelini gösteren bir büyüme. Türkiye büyürken cari açığını artırarak, döviz ihtiyacını, lüks tüketimini artırarak büyümedi" dedi.

Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, dün açıklanan büyüme rakamlarını NTV'ye değerlendirdi. Büyüme rakamlarının asında bekledikleri oranda olduğunu söyleyen Bakan Işık, "Ak Parti 2002'de görevi aldığı günden bu güne kadar global kriz dolayısıyla bir küçülme oldu. Türkiye ilk defa kendinden kaynaklanmayan bir küçülme yaşadı. Onun dışında hep büyüme oldu. Bu son büyüme 4.3 herkesin beklentilerinin üstündeydi. Hele hele yılbaşındaki hiç beklenmeyen bir rakamdı. İlk çeyrekteki 4.3'lük bir büyüme çok iyi bir büyüme. Beklentileri aşan bir büyüme ama Türkiye'nin de gücünü ve potansiyelini gösteren bir büyüme. Büyümenin kendisi kadar sevindirici olan alt başlıkları. Türkiye büyürken cari açığını artırarak, döviz ihtiyacını, lüks tüketimini artırarak büyümedi. Türkiye ihracat artışıyla büyüme sağladı. Yani şu anda 4.3'lük büyüme de ihracatın payı 2.9 oldu" şeklinde konuştu.

Bugün gerçekleşen büyümenin aslında Türkiye'nin hep özlediği bir büyüme modeli olduğunun altını çizen Bakan Işık, "Hep şikayet ettiğimiz her büyüme rakamları açıklandıktan sonra klasik konuşmalardandır bu, "ya büyüyoruz ama iç tüketimde büyüyoruz, cari açığımız artıyor'denilir. Türkiye'nin dış finansman ihtiyacı artıyor. Yaklaşımlar oluyordu. Bugünkü büyüme rakamı OECD'nin iki katından fazla" dedi.

Bakan Işık, son dönemde Merkez Bankası'yla ilgili çok fazla tartışma yaptıklarını anımsatarak, "Merkez Bankası'nın görevi Türkiye'nin fiyat istikrarı ve enflasyonu. Bu görev alanlarıyla çakışmayacak tarzda ülkenin büyümesine destek vermekte Merkez Bankası'nın bir farklı görevi" açıklamasında bulundu.

-"MERKEZ BANKASI ENSTRÜMANLARIYLA GEREKTİĞİNDE MÜDAHALE YETKİSİNE SAHİP"-

Türk lirasının değer kaybında bir maliyet oluştuğunu ve bunun da adının enflasyon olduğunu vurgulayan Bakan Işık, şunları kaydetti:

"Şimdi Merkez Bankası Türk Lirası'nın değerlenmesine müsaade ederde Türk Lirası tekrar dolar karşısında değer kazanırsa, bunun bizim ihracatımıza bazı olumsuzlukları olacak. Bundan sonra enflasyonun buradan aşağıya düşmesi için Türk Lirası'nın değer kazanması gerekmiyor bence. Orada artık bir maliyet oluştu. Türkiye o maliyeti öyle veya böyle satın aldı. Benim arzum şu büyüme rakamlarında ve sanayi üretiminde ortaya çıkan bazı güzel tablolar var. Faizi yüksek tutarsanız, dışardan para girişi çoğalır. O zaman döviz düşer. İhracatta zorlanma, ithalatta biraz daha kolaylık anlamına gelen bir kombinasyonunuz olur. Halbuki biz dövizin 2.10'un altına düşmesini çok sıcak bakmıyoruz. Bu noktada faizleri gerekli olduğu takdirde aşağı indirirsek döviz kurunu belli bir yerde tutarız. Türkiye'de ihracat bazlı büyümesine devam eder. Hem de cari açığın büyümesine fırsat vermezsiniz. Ben sanayi bakanı olarak Türkiye'nin rekabet gücünü zayıflatacak bir kur benim sıcak bakacağım bir kur olmaz. Merkez Bankası enstrümanlarıyla gerektiğinde müdahale yetkisine sahip."

-"MERKEZ BANKASI'NIN DAHA CESUR ADIMLAR ATMASINI BEKLERİZ"-

Bakan Işık bir soru üzerine de Türkiye'nin son 1 yıl içinde olağanüstü bir dönem yaşadığının da altını çizerek, şöyle devam etti:

"Olağandışı dönemlerde çok olağan tedbirler alamazsınız. Merkez Bankası ilk etapta faiz artırımında bulunmadı ama sonra artırıma gitmek durumunda kaldı. 30 Mart seçimleriyle birlikte özellikle siyasi istikrara yönelik risk algısı ortadan kalkınca, artık normalleşeme sürecinde Merkez Bankası'nın bu noktada daha cesur adımlar atmasını bekleriz. Şunu kesinlikle kastetmiyoruz. Merkez Bankası bağımsızdır, politikalarını yetkili kurumlarda görüşür karara bağlar. Bizde ülkenin yönetim sorumluluğundaki kişiler olarak gayet düşüncelerimizi bazen eleştirilerimizi söyleriz."

-"FAİZLERİ MÜMKÜN OLDUĞU KADAR SIFIRA YAKIN TUTMANIZ GEREKİYOR"-

Türkiye'de en küçük bir dalgalanma olduğu zaman birilerinin hemen "aman faizleri yükseltin, aman Türkiye'de ekonomiye bir şey olmasın" diye tedirginlik yarattığını söyleyen Bakan Işık, "Yüksek faiz üretim açısında ciddi bir risktir. Faiz yüksek olduğu yerde sizin reel ekonomiye kaynak aktarmanız kolay olmaz. Reel ekonominin sürdürülebilir gelişme sağlamasını istiyorsanız faizleri makul seviyede hatta mümkün olduğu kadar sıfıra yakın tutmanız gerekiyor" dedi.