Hezarfen Teknoloji ve Tasarım Geliştirme Projesi - Son Dakika
Ekonomi

Hezarfen Teknoloji ve Tasarım Geliştirme Projesi

Türk Patent Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. Asan: "2023 yılı için, yılda 50 bin yerli patent başvurusunun yapıldığı bir Türkiye hedefini ortaya koyuyoruz"

02.07.2013 17:35

Türk Patent Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. Habip Asan, "2023 yılı için, yılda 50 bin yerli patent başvurusunun yapıldığı bir Türkiye hedefini ortaya koyuyoruz" dedi.

Asan, Kayseri Ticaret Odası (KTO) Konferans Salonu'nda düzenlenen Hezarfen Teknoloji ve Tasarım Geliştirme Projesi açılış toplantısında, Türk Patent Enstitüsü olarak, sınai mülkiyetin potansiyel kullanıcıları ve yararlanıcıları olan KOBİ'lere ulaşmayı ve onlara sınai mülkiyet bilgisini ulaştırmayı temel sorumluluk alanı olarak gördüklerini söyledi.

Enstitü olarak sınai mülkiyetin üretilmesi, korunması ve ticarileştirilmesi alanlarında ilgili kurum ve kuruluşlarla işbirliği içerisinde çalışmalar yaptıklarını ifade eden Asan, sınai mülkiyetin üretilmesi noktasında tüm dünyada olduğu gibi Türkiye'de de KOBİ'lerin gerek sahip oldukları potansiyel ile gerekse bir takım zaaflarıyla üzerinde düşünülmesi ve çözüm üretilmesi gereken yapılar olarak ön plana çıktığını vurguladı.

Türk Patent Enstitüsü olarak KOBİ'lerin zaaflarını tespit edip bu eksiklikleri giderici projeler üretmeye çalıştıklarının altını çizen Asan, bu çerçevede, KOBİ'lerin inovasyon kapasitelerinin arttırılmasına yönelik olarak 2006 yılında Hollanda Patent Ofisi ve Hollanda'dan bir danışmanlık firması ile Hezarfen Projesini geliştirdiklerini ve projenin ilk uygulamasını Ankara OSTİM Organize Sanayi Bölgesi'nde gerçekleştirdiklerini anımsattı.

Asan, gündelik hayatta karşılaşılan basit problemlerden, dünyanın karşı karşıya olduğu küresel sorunlara kadar çok geniş bir yelpazede, en etkili çözüm yöntemi olarak hep inovasyondan bahsedildiğine dikkati çekerek şunları söyledi:

"İnovasyon denilen kavram ile de genellikle bir anı değil, bir süreci, daha doğrusu bir döngüyü kastediyoruz. Bu döngünün olmazsa olmaz unsurlarından biri olan sınai mülkiyet hakları, ilk olarak, sürecin başlangıcında çok kritik bir girdi olarak karşımıza çıkıyor. İşe sınai mülkiyet haklarından elde edilen bilgi girdisi olmadan başladığınızda, var olan bir ürünü yeniden bulmak gibi kötü sürprizlerle karşılaşabiliyorsunuz. Bu kötü sürprizlerin Avrupa'ya maliyeti yılda yaklaşık 60 milyar avroyu buluyor. Diğer taraftan sürecin ilerleyen aşamalarında sınai mülkiyet hakları koruma boyutuyla öne çıkıyor ve süreç içerisinde ortaya çıkan yenilikler sınai mülkiyet araçlarıyla korunabiliyor. Bu da demek oluyor ki, etkin ve işleyen bir sınai mülkiyet sisteminin bulunmadığı bir ortamda döngünün 1 değil, 2 halkası eksik kalmış oluyor. Bu nedenle, biz sınai mülkiyet haklarını inovasyon döngüsünün en kritik halkası olarak görüyoruz"

Son dönemde ülke olarak Ar-Ge'ye ve inovasyona ciddi kaynaklar ayrıldığını ve büyük yatırımlar yapıldığını ifade eden Asan, bu yatırımların verimliliğinin kontrolü ve denetimi açısından da sınai mülkiyet haklarının son derece önemli olduğunu belirtti.

Bu nedenle, Türk Patent Enstitüsü olarak kamu kaynakları tarafından finanse edilen yenilikçi projelere, özellikle teknolojik yenilikler söz konusu olduğunda patent araştırması şartı getirilmesi gerektiğine inandıklarını vugulayan Asan, şöyle devam etti:

"Patent, marka, tasarım, coğrafi işaret ve entegre devre topoğrafyalarından oluşan sınai mülkiyet hakları, ülke olarak 2023 yılı için koymuş olduğumuz hedeflere ulaşmada kritik öneme sahip bir alan olarak karşımıza çıkıyor. Bu hedeflere ulaşmak için nitelikli buluşlara, özgün tasarımlara, güçlü küresel markalara, yüksek katma değer sağlayacak tasarımlara ve yerel bölgelerimizi markalaştıracak coğrafi işaretlere ihtiyacımız var. Biz Türk Patent Enstitüsü olarak 2023 yılı için, yılda 50 bin yerli patent başvurusunun yapıldığı bir Türkiye hedefini ortaya koyuyoruz. Aynı şekilde 10 küresel marka oluşturma hedefi de ülkemizin 2023 yılı hedefleri arasında yer alıyor. 2023 yılı hedeflerine ulaşmada en önemli itici güç olacak olan KOBİ'lerimize tüm kurumlarımızın uzmanlık alanı doğrultusunda gerekli desteği sağlaması ve özel hizmetler geliştirmesi zaruridir."

Ar-Ge ve inovasyon konusunda problemlerimiz var

Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi (KOSGEB) Başkan Yardımcısı Metin Şatır da Hezarfen projesinin illerdeki farkındalığı artırmak, Ar-Ge'yi ve inovasyonu yaygınlaştırmak, kültür haline gelmesini sağlamak amacıyla düşünülmüş bir proje olduğunu söyledi.

Türkiye ekonomisinin 10 yıldır büyüdüğünü, ihracat rakamlarının çok ciddi arttığını ifade eden Şatır, "Bununla birilikte istihdam ihtiyacı azalıyor. Ekonomik anlamda çok ciddi ivme kazanıyoruz ama baktığımız zaman Ar-Ge ve inovasyon konusunda problemlerimiz var. Bu problem, kültürümüzden, iş yapma, yaşam biçimimizden kaynaklanıyor. Ülke olarak benzeşen, değerleri ödüllendiren bir toplumuz. Üniversite mezunlarının birbirine benzediği, işletmelerin 'o yapıyor bende yapayım' dediği durumlar söz konusu. Dünya artık bilgi çağını yaşıyor. Bilgi toplumunda, bilgi çağında benzeşenler değil farklılaşanlar önemli. İşletmenin de, bireyin de, üniversiteden mezun olan öğrencinin de farklılaşanı makbul" şeklinde konuştu.

Konuşmaların ardından Hezarfen Teknoloji ve Tasarım Geliştirme Projesi'nin uygulanmasına dair, Türk Patent Enstitüsü, KOSGEB, KTO ve Kayseri Sanayi Odası arasında iş birliği protokolü imzalandı.

Daha sonra firma temsilcilerine çeşitli alanlarda ödüller verildi.

Toplantıya Kayseri Valisi Orhan Düzgün, Ticaret Odası Başkanı Mahmut Hiçyılmaz, Kayseri Sanayi Odası Başkan Yardımcısı Mehmet Büyüksimitçi ve firmaların temsilcileri katıldı. - Kayseri

Kaynak: AA

Son Dakika Ekonomi Hezarfen Teknoloji ve Tasarım Geliştirme Projesi - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?

    SonDakika.com'da yer alan yorumlar, kullanıcıların kişisel görüşlerini yansıtır ve sondakika.com'un editöryal politikası ile örtüşmeyebilir. Yorumların hukuki sorumluluğu tamamen yazarlarına aittir.

Advertisement