Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Erdem Başçı, "Ertelenmiş yatırım her zaman kuvvetli gelir. Yılın ikinci yarısında tüketimdeki ılımlı artışa ilave olarak yatırımlarda belki bu tür bir artış gelebilir" dedi.
Başçı, yılın ikinci Enflasyon Raporunu açıklamasının ardından ekonomistlerin ve gazetecilerin sorularını yanıtladı. İç talebin bu yıl ılımlı seyredeceğini ifade eden Başçı, petrol fiyatlarındaki düşüşün bir miktar tüketim harcamalarında yer açtığını kaydetti.
Yatırımlar tarafında ise, yılın ikinci yarısında dış belirsizlikleri tam olarak bilemediklerini dile getiren Başçı, sözlerine şöyle devam etti:
"Jeopolitik riskler azalacak mı, azalmayacak mı? Avrupa'daki toparlanma ne kadar kalıcı olacak? Onun dışında dünya da genel bir yavaşlama mı var? Büyümede yavaşlama varsa onun etkileri nedir? Oralarda (yurt dışı) belirsizlikler var. Onların bir kısmı geçebilir, bir kısmı kalıcı olabilir. Haziran sonunda yurt içiyle ilgili belirsizlik kalmayacak büyük ihtimalle. Haziran sonunda resim ortaya çıkabilir. Hatta daha erken bile sonuçlanabilir. Anketler hemen fiyatlanıyor. Anketlere bakılıyor. Analistler anketleri yakından izliyor.
Ankette net bir resim gördükleri zaman hiç seçimi beklenmeden portföy girişleri başlayabiliyor. Bunun örneklerini de gördük. Netlik geldiği zaman, yatırımlar toparlanabilir. Şu anda yatırımlarda bir ertelenme var. İş adamlarımız net resmi görmek istiyorlar. Bunların hepsini gördükleri zaman ertelenmiş yatırım her zaman kuvvetli gelir. Yılın ikinci yarısında tüketimdeki ılımlı artışa ilave olarak yatırımlarda belki bu tür bir artış gelebilir. Finansman tarafını nereden geliyor diye sorduğunuzda şu anda hala yabancı para ve uzun vadeli finansman ile finanse ediliyor. Finansman tarafında da hiçbir sıkıntı yok"
"Likidite politikasının yeterince sıkı bir para politikasına işaret ettiğini düşünüyoruz"
Başçı, "En son gerçekleştirdiğimiz Para Politikası Kurulu Toplantısı'nda, para politikasına ilişkin ilave bir ayarlama olsa yapardık. En son toplantıda böyle bir şey yapmadık. Çünkü likidite politikasının yeterince sıkı bir para politikasına işaret ettiğini düşünüyoruz. En son toplantıda böyle bir ihtiyaç görmedik. Yapar mıyız? İhtiyaç görürsek yaparız. Hiç kimsenin şüphesi olmasın ki yaparız. Ama sıkılaşma ihtiyacı görmemiz lazım" değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye'de tüketici kesiminin yabancı para cinsinden borcu olmadığını anımsatan Başçı, tüketici kesiminin yabancı parada net uzun pozisyonda olduğunu ve kurdaki yükselişi genellikle satış ve TL'ye geçiş fırsatı olarak değerlendirdiklerini vurguladı.
Şirketler tarafında çok önemli bir kesimin sayı olarak "0" yabancı para borcu bulunduğunu kaydeden Başçı, yüzde 60'ın üzerinde bir şirketin adet olarak hiç yabancı para borcu olmadığını söyledi.
Başçı, şunları aktardı:
"Döviz borcu olanların dağılımlarına bakmıştık. Döviz geliri olanların mı döviz borcu var? Önemli bir kısmın döviz geliri olduğu için döviz borcu var. Orada zaten doğal bir koruma söz konusu. Sadece ufak bir kısım şirketlerin adet olarak yüzde 10-12'lik bir kısım, geliri TL olduğu halde döviz borcu var. Onlarda da tabii ne kadar borçlu, bilançoda sermayeye oranla borç ne kadar? Yeterince emniyet tamponu var mı? Sorusunu sormak gerekiyor. Şu ana kadar kimseden biz zor durumdayız şeklinde şikayet duymadık. Genele yaygın makro bir problem görmedik.
'Tahsili gecikmiş alacaklarda da bir problem var mı?' diye konuşuluyorsa sadece satışların zayıflaması ile ilgili konuşuluyor. O da küresel talebin zayıflaması ile ilgili. İhracatçıysanız dış pazarlarda talep zayıf, içeride ise iç talep o kadar kuvvetli değil. O yönde yakınmalar geliyor. Çok da fazla sorun olmadığı anlaşılıyor. Orada herkes dikkatli hareket ediyor. Türev enstrümanların da daha çok kullanılmaya başladığını görüyoruz. Opsiyonlar, futurelar, forwardlar iş adamlarımız tarafından daha çok kullanılıyor. O yüzden buradaki kaygılar öyle abartılacak kadar yüksek değil. İzlediğimiz alanlardan bir tanesi. Biz duruma enflasyon açısından bakıyoruz. TL'deki zayıflama enflasyon beklentilerini orta-uzun vadede etkilerse ona karşı bir miktar ılımlı bir politika tepkisi vermek gerekebilir diye bu açıdan bakıyoruz."
"Döviz satış ihaleleri günlük oynaklığı etkiliyor"
Döviz satış ihalelerinin günlük oynaklığı etkilediğine dikkati çeken Başçı, bundan emin olduklarını kaydetti.
Türkiye'de döviz kurlarındaki günlük oynaklığın diğer ülkelerle karşılaştırıldığında çok yüksek olmadığını belirten Başçı, "Ama diğer göstergeler ayrı tabii. Ama bir ay ve bir yıl sonrası piyasa oynaklık göstergelerini sürekli izliyoruz. Geçmişe dönük oynaklıklara bakıyoruz. Gün gün, gün içi oynaklıklara baktığınızda kesinlikle bunun (döviz satış ihalesi) olumlu yatıştırıcı bir etkisi var. Esnek olmasının da ilave bir faydası var. Günlük döviz satışlarının oynaklık üzerine bir etkisi var" ifadelerini kullandı.
Döviz rezervlerine ilişkin değerlendirmede bulunan Başçı, rezervleri GSYH oranladıklarında çok aşırı bir rezervin söz konusu olmadığını aktardı. Rezervleri kaybetmeden kullanmanın yollarını bildiklerini dile getiren Başçı, şu anda toplam rezervlerin 122 milyar dolar seviyesinde bulunduğu bilgisini paylaştı.
Başçı, rezervlerin tamamının borç verilebilir olduğunu kaydederek, şunları söyledi:
"Nasıl borç verebiliriz? Şu anda bir hafta vadeli bizden dolar ve avro cinsinden sistem borç alabilir. Alıyor mu? Şu anda kimse bizden borç almıyor. Çünkü ihtiyacı yok. Ama güvence unsuru. O anlamda rezervin bulunması faydalı. Optimum seviye rezervler için her zaman tartışılır. 'Daha çok, daha iyidir' gibi bir yaklaşım söz konusudur. Ama gerektiği zamanda kullanmam da diyemezsiniz. Kullanacaksınız. Yeter ki kaybetmeden kullanmanın yollarını bulabilesiniz. Rezervlerde geçmiş dönemlere göre çok iyiyiz. Ama diğer ülkelere göre biraz daha artırabiliriz."
"(Enflasyon) Yıllık bazda düşüş devam ediyor gibi görünüyor"
Gıda fiyatlarından o kadar kötü haber beklemediklerini kaydeden Başçı, şubat, mart aylarında gıda fiyatlarının yüksek seyrettiğini, nisanda gıda enflasyonun yüksek geleceğini belirtti.
Gıda dışı enflasyonun çok kötü görünmediğini aktaran Başçı, pazartesi günü açıklanacak enflasyon rakamlarında gıda dışı çekirdek enflasyon göstergelerine bakacaklarını söyledi.
Çekirdek enflasyonda en azından bir bozulma görmeyeceklerini tahmin ettiklerini ifade eden Başçı, sözlerini şöyle sürdürdü:
- "(Enflasyon) Yıllık bazda düşüş devam ediyor gibi görünüyor. Biraz daha iyimserliğin dozajını azaltıp temkinli iyimserlik tarafına geçsek daha iyi olabilir. Bu tartışılabilir. Enflasyon tarafında bir katılaşma var ama aşırı bir bozulma yok. Bunu övünerek, sevinerek söylemiyorum ama yüzde 6,5 civarında iki yıllık enflasyon beklentisi aslında tahvil fiyatlarında okunabiliyor. Enflasyona endeksli kıymetlerle nominal kıymetler arasındaki farktan bunu çıkarabiliyorsunuz. Bu bir başarı mıdır? 45 yılın en düşüğü yüzde 6,2 iken yüzde 6,5 çok da kötü değildir. Ama başarı da değildir. Bunun mutlaka aşağı doğru gelmesi lazım. Yüzde 6 olacak, 5,5 olacak, 5 olacak. Bunun kesinlikle böyle olması gerekiyor. Maliye politikası, finansal istikrar komitesi tarafında, merkez bankası ve gıda komitesi tarafında gereken tedbirlerin hepsi alınır. Enflasyonun düşeceği konusunda herkesi ikna edersek bu işi çözeriz diye düşünüyorum."
"Potansiyel büyüme nedir" sorusunun cevabının çok önemli olduğunu vurgulayan Başçı, bu dönemde herkesin bu konuyu merak ettiğini söyledi. Genelde dünyada potansiyel büyümede bir yavaşlamanın hissedildiğini belirten Başçı, "Bu bir problem. Bu neden kaynaklanıyor? Bütün ekonomistler şu anda bunu düşünüyorlar" dedi.
(Sürecek)
Son Dakika › Ekonomi › Merkez Bankası Başkanı Başçı Soruları Yanıtladı: (3) - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?