Bilgi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ege Yazgan, Türkiye'nin, Orta Doğu ve Kuzey Afrika (MENA) ile iş birliği yapması gerektiğini belirterek, "Avrupa ekonomisinin şu anki durumu nedeniyle, Türkiye'de dış talebin olmadığı zor bir zamandayız. Pazarlarımızı çeşitlendirmemiz açısından MENA bölgesini değerlendirmemiz son derece önemli" dedi.
Prof. Dr. Ege Yazgan, Borsa İstanbul ve Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası sponsorluğunda İstanbul Bilgi Üniversitesi'nde gerçekleştirilen "Orta Doğu ve Kuzey Afrika (MENA) Ekonomileri" konferansında, gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Son zamanlarda Avrupa Bölgesi'yle yaşanılan zorluklara dikkati çeken Yazgan, "Avrupa'nın içinde bulunduğu ekonomik kriz nedeniyle, burasıyla olan ticaretimiz ister istemez düşüyor. Türkiye açısından mutlaka pazar çeşitlendirmesi çok önemli. Türkiye sadece Avrupa pazarına ithalat ve ihracat yaparak ticaretini sürdüremez, bunun sakıncaları meydanda. İşte son kriz de bunu gösteriyor. Daha fazla pazar çeşitlendirmesine girmemiz ve bu şekilde riski yaymamız gerekiyor. Bütün MENA ülkeleri için de bu geçerli. Dolayısıyla biz bunun hareketlendirilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Bu konferansı düzenlerken de amacımız buydu" değerlendirmesinde bulundu.
Fed'in açıklamaları sonrasında piyasalarda gerçekleşen tepkinin fazla olduğunu belirten Yazgan, piyasaların böyle bir açıklamayı beklediğini, Fed'in aylık 85 milyar dolar tahvil alımı ve parasal genişlemeyi sonsuza kadar sürdüremeyeceğini söyledi.
Yazgan, Fed'in önceden de parasal genişleme politikasında azaltmaya gideceği sinyallerini verdiğini vurgulayarak, "Ancak Bernanke, ilk defa çok net tarih verdi. Piyasa bunun olacağını biliyordu ama bir taraftan da olacağına inanmak istemiyordu. Yoksa piyasanın bu kadar sert tepki vermesi beklenilmezdi. Bunun daha önceden fiyatlanmış olması, piyasadaki fiyat hareketlerinin böyle bir konuşmayı çoktan içeriyor olması gerekiyordu" diye konuştu.
Fed'in söz konusu kararı ile gelişmekte olan ülkelerden sermaye çıkışı olacağını belirten Yazgan, bütün gelişmekte olan ülkelerde olduğu gibi Türkiye ekonomisi büyüme performansının da altında yatan nedenin, iç talep kaynaklı dış sermayeyle finanse edilmesi olduğunu söyledi.
İç talep kaynaklı ve dış sermayeye dayalı büyüme modelinin sakıncasının sürdürülebilirlik sorun olduğunu vurgulayan Yazgan, şunları aktardı:
"Yabancı sermaye geldiği zaman büyüyorsunuz, gelmediği zaman büyüyemiyorsunuz. Bu dalgalı seyirin altında yatan hareketlerin en önemli nedeni sermaye hareketleri. Türkiye'nin sürdürülebilir bir büyüme performansı tutturabilmesi için Türkiye'nin bu büyüme modelini değiştirmesi lazım. Türkiye'nin, ihracata ve dış talebe yönelik, daha yüksek tasarruf yapan, daha yüksek katma değer üreten, sanayiye yönelik yatırım yapan ve bunun sonucu olarak istihdamını artıran bir büyüme modeline geçebilmesi lazım."
Yazgan, finansal piyasaların "Gezi Parkı" odaklı olaylardan etkilenmediğinin altını çizerek, bunların makro göstergelere henüz yansımadığını ancak böyle bir ortamda hiç kimsenin para harcamak istemediğini dile getirdi.
Reel ekonomide tüketim kaynaklı bir yavaşlama olacağını kaydeden Yazgan, şu görüşlere yer verdi:
"2. çeyrekte, ilk çeyrekte görülen büyüme performansı yakalanamayacak. Bunun sonucunda büyüme hedefini tutturmak zor görünüyor. Türkiye ekonomisi artık dış kaynağa dayalı büyümesin, kendini değiştirmek için biraz zorlansın. Avrupa ekonomisinin şu anki durumu nedeniyle, Türkiye'de dış talebin olmadığı zor bir zaman. Pazarlarımızı çeşitlendirmemiz açısından MENA Bölgesini değerlendirmemiz son derece önemli. Yüksek katma değer üreten ihracata dayalı bir büyüme modeline geçmemiz lazım. Bu kur düzeyleri de ihracata bir teşviktir. Bu modeli değiştirmemiz için önümüze gelmiş bir fırsattır. Her olumsuzluktan, olumlu bir şey çıkartmayı bilmemiz gerekiyor." - İstanbul
Son Dakika › Ekonomi › Orta Doğu ve Kuzey Afrika Ekonomileri Konferansı - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?