TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu'nun AB Büyükelçileri ile Kahvaltıda Bir Araya Geldi

TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, "Türkiye AB katılım sürecinin gerektirdiği hiçbir konu sadece teknisyenler tarafından çözülemez. Aksine, süreç son derece siyasidir. Sürecin başarılı olması için, cesur siyasilerin liderliğine, gözetimine ve rehberliğine ihtiyaç vardır" dedi.

Avrupa Birliği Konseyi Dönem Başkanlığı Nezdinde İtalya Büyükelçiliği, İktisadi Kalkınma Vakfı ve Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği; TOBB Binasında, Çalışma Kahvaltısı düzenledi. TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu, burada yaptığı konuşmada, bu sabah, Türkiye-AB ilişkilerinin mevcut durumu, ilişkileri iyileştirme ve derinleştirme konularında görüş alış verişinde bulunmak, sohbet etmek istediklerini belirterek "Biz iş dünyası olarak, birleşik bir Avrupa'nın, kıtamızda barış ve güvenliği sürdürmenin en güvenilir aracı olduğuna inanıyoruz. Biz iş dünyası olarak, birleşik bir Avrupa'nın, küreselleşme baskısıyla baş etmenin en güvenilir aracı olduğuna inanıyoruz" ifadesini kullandı.

Bu gerçeğin tüm ülkeler için geçerli olduğunu vurgulayan Hisarcıklıoğlu, şöyle devam etti:

" 21nci yüzyılın getirdiği sorunlarla hiçbir ülke tek başına baş etme gücüne sahip değildir. Türkiye, 28 AB üyesi ülke gibi, birçok nedene ilaveten, küreselleşme baskısıyla mücadele etmek için AB içinde yer almak istiyor. Elbette, Türkiye AB'ye üye olmak için tüm kriterleri yerine getirmek zorundadır. Bu, bizim yapmamız gereken ev ödevimizdir. Ev ödevimizi yaparken sizin yardımınıza ihtiyacımız var. Bugüne kadar, Türkiye'nin ev ödevlerini yerine getirmek için gerçekleştirdiği reformlara sağladığınız katkıyı takdirle karşılıyoruz. Zira, bu reformlar, toplumumuzun modernleşmesi ve halkımıza daha iyi hizmet için zorunlu adımlardır. Türkiye AB katılım sürecinin gerektirdiği hiçbir konu sadece teknisyenler tarafından çözülemez. Aksine, süreç son derecesiyasidir. Sürecin başarılı olması için, cesur siyasilerin liderliğine, gözetimine ve rehberliğine ihtiyaç vardır. Avrupa fikrine inanan sizin gibi mükemmel diplomatlara ihtiyaç vardır."

İtalya Dönem Başkanlığının genişleme sürecine ve Türkiye-AB ilişkilerini derinleştirmeye dönük inancını, çabasını takdirle karşıladığını kaydeden Hisarcıklıoğlu, şunları dedi:

"Bu çerçevede, 2015 yılında Letonya ve Lüksemburg dönem başkanlıklarından da benzer yaklaşımı ümit ediyoruz. TOBB, bugüne kadar olduğu gibi, bundan böyle de ülkelerinizle kapsamlı bir işbirliği içinde olmaya devam edecektir. Burada Avrupa Birliği'nin bir dostu olarak bir hususa dikkatinizi çekmek istiyorum.Küresel ekonomi ve çevre coğrafyamız oldukça zorlu bir dönemden geçiyor. Her gün yeni bir sorunla karşı karşıya kalıyoruz.Yeni dengenin ne zaman ve nasıl oluşacağını da hiçbirimiz kestiremiyoruz. Bu dönemde, doğal olarak AB de, hem içerde, hem de dışarda birçok tehdit ile karşı karşıya kalıyor. İçeride, ekonomik krizden kurtuluşun yolları aranıyor. Avro bölgesinin geleceği sorgulanıyor.Avrupa demokrasinin en eskisi olan ve Avrupa entegrasyonunda son derece önemli rolü olan Birleşik Krallık'ın AB'den ayrılmayı isteyebileceği konuşuluyor."

Türkiye olarak Avrupa entegrasyonunda geri adım manasına gelecek her türlü ihtimali son derece sakıncalı gördüklerini söyleyen Hisarcıklıoğlu, "Avrupa entegrasyonundan herhangi bir çözülme, kuşkusuz, Avrupa karşıtı güçleri ateşleyecektir. Zira,AB karşıtı güçler, son dönemde AB içinde maalesef önemli zemin kazanmıştır. Bu çok ciddi bir gelişmedir. AB'nin içinden gelen tehditlerin yanı sıra, AB dışında da birçok sıkıntı bulunmaktadır. Ukrayna'da yaşananlar hepimizin malumu. Enerjide arz güvenliği ile komşularında açık bir tehdit arasında kalan bir AB hepimizi rahatsız ediyor.Bunun yanında yanı başımızdaki Orta Doğu ve Kuzey Afrika coğrafyasında giderek artan istikrarsızlığın ne zaman çözüme kavuşacağı belirsiz.Böyle, bir portre ile karşı karşıyayız. Türkiye'de "İğneyi kendine, çuvaldızı başkasına batırmak" diye bir laf vardır. Yani, başkasının hatalarını konuşurken, özeleştiri yapmayı da ihmal etme deriz.Burada, AB'nin karar almadaki ataletinin ve özellikle genişleme sürecindeki duraksamanın bugün gelinen noktada çok önemli olduğu kanaatindeyim" şeklinde konuştu.

"AB'yi "sadece bürokrasi üreten kurum" imajından kurtarmak gerekiyor.Güçlü bir liderlikle, karar alan bir Avrupa Birliği, bugün her zamankinden daha önemlidir" diyen Hisarcıklıoğlu şöyle devam etti:

"Avrupa Birliği Ukrayna ile entegrasyon sürecini çok daha erken başlatabilseydi, AB'nin enerji arz güvenliği açısından çok önemli olan Türkiye ile enerji faslı müzakereleri tamamlanmış olsaydı, belki bugün çok daha istikrarlı bir konumda olabilirdik. Genişleme politikasını Avrupa Birliği üzerinde bir yük olarak görmek son derece yanlıştır. Avrupa Birliği, mevcudu korumayı değil, geleceği planlamayı seçtiği zaman "kazanan güç" olacaktır. Biz, Avrupa Birliği'nden bu liderliği bekliyoruz. Avrupa Birliği'nin bu liderliği hak ettiğini düşünüyoruz. Bu hem Avrupa Birliği, hem Türkiye, hem de küresel sistem için çok önemlidir.Emin olun, AB tarafında genişleme yönünde açık bir taahhüt olursa, güçlü bir irade ortaya konulursa, Türkiye'de reform süreci için motivasyon daha yüksek olur. AB'nin son dönemde istihdam, büyüme ve rekabetçilik konularına odaklanma karalığını son derece önemli buluyorum. AB'nin artık giderek daha fazla, halkın ekonomik ve sosyal alandaki gerçek ihtiyaçlarına çözüm üretmesi gerekir. Tüm AB kurumlarının enerjisini bu çok zor, fakat aynı zamanda, bir o kadar da önemli konulara yoğunlaştırmasını diliyorum. Biz bu konuları, başkan yardımcısı olduğum EUROCHAMBRES'ta da tüm detaylarıyla tartışıyoruz. Önerilerimizi AB kurumlarına aktarıyoruz. Aralık ayından itibaren yürüteceğim B20 Başkanlığında da aynı öncelikleri gündeme getirmeye devam edeceğim. Ekim ayında, Avrupa Parlamentosu Genel Kurul salonunda gerçekleştirdiğimiz Avrupa Şirketler Meclisi toplantısında da bu konuları vurgulamıştım. B20 Dönem Başkanı olarak, Avrupa'da ve küresel düzeyde büyüme ve istihdamı hedefleyen girişimlere destek vereceğiz. Burada daha fazla Avrupalı şirketi B20 sürecine dahil etmemiz gerekiyor. Sizden bu konuda destek bekliyorum."

Daha fazla AB şirketinin B20 sürecine dahil olmasının, Avrupa'nın rekabet gücü sorunlarının daha görünür olmasını ve çözüm bulunmasını sağlayacağını vurgulayan Hisarcıklıoğlu şu ifadeleri kullandı:

"Aynı zamanda, bu süreç Türkiye ile ekonomik ilişkilerinbir sonraki aşamaya geçirilmesi açısından da faydalı olacaktır. Malumunuz hükümetimiz ekonomide yeni bir reform hamlesi açıkladı.

Bu Türkiye'nin orta teknolojili bir ülkeden, yüksek teknolojili bir ülkeye geçiş konusunda ne kadar kararlı olduğunun göstergesidir. Bu sıçrama döneminde Türkiye'ye yatırım yapan ortaklarımız, eminiz yarının kazananları olacaktır.Lütfen ileriyi gören ve fırsatları kovalayan şirketlerinizi B20 Türkiye sürecine yönlendirin.Türkiye ile AB arasında Gümrük Birliği ile derin bir iktisadi bütünleşme mevcuttur. Ancak, gümrük birliğinde eksiklikler var ve işleyişinde sorunlar yaşıyoruz. Örneğin, malların özgürce dolaşımının önündeki vize ve taşıma kotaları engelleri vardır. Geri Kabul ve Vize kolaylaştırma süreci önemli bir adımdır. Ancak, bu bir süreçtir. Bu sürecin tamamlanmasını beklemeden, pratik bir çözüm bulmak zorundayız. Zira, Dünya Bankası'nın Gümrük Birliği raporunda da bu hususlar ayrıntılı biçimde ortaya konuldu. TOBB olarak çağın şartlarına göre modernize edilmiş, veya kapsamı genişletilmiş bir gümrük birliği revizyonu istiyoruz. Bunu da, katılım sürecini hızlandıracak, entegrasyonu derinleştirecek bir adım olarak görüyoruz. Konuşmamda değinmek istediğim son husus ise, Avrupa için de son derece önemli olan, TTIP'dir. Bu girişim ekonomik olarak son derece etkileyici bir büyüklüğü temsil edecek. Engellerin olmadığı bir trans-atlantik pazarı geliştiriyor. TOBB olarak her zaman serbest ticaretten yanayız. Ancak, TTIP ve TPP gibi mega anlaşmaların sonuçlarından son derece tedirginiz. Türkiye ile AB ile gümrük birliği içinde olan bir ülkenin böyle bir anlaşma dışında bırakılmaması gerekir.Avrupalı ortaklarımızın da Türkiye'nin TTIP'te olmadığı bir senaryoda ne tür çarpıklıklarla ve haksızlıklarla karşı karşıya kalabileceğimizi tahmin edebildiğini sanıyorum. Bu sorunların çözümü için Türkiye'nin TTIP'eentegre edilmesi gerekir." - ANKARA