Murat Birinci - Accenture Türkiye Genel Müdürü Tolga Ulutaş, Türk şirketlerinin yabancı şirketlere göre gelişmekte olan ülkelerde markalaşma konusunda gerekli yetkinlikleri gösterme hızının diğerlerinden çok daha yüksek olduğunu belirtti.
Ulutaş, Bursa Valiliği ile Capital ve Ekonomist dergilerinin iş birliğiyle düzenlenen, Anadolu Ajansının medya sponsoru olduğu "Uludağ Ekonomi Zirvesi"nde AA muhabirine açıklamalarda bulundu.
Tüketicilerin artık üretim sürecine, tasarım sürecine, yeni şekline ve karar verme sürecine dahil olduğu ürünleri öncelikli tercih ettiğini söyleyen Ulutaş, bunun çok belirgin bir trend olduğunu ve eskiden böyle bir trendin olmadığını ifade etti.
"Yapılan ankete çalışmasına göre, tüketicilerin yüzde 30'u yalnızca kendi üretim veya tasarlama sürecine dahil olduğu ürünleri tercih ediyor" diyen Ulutaş, önceden genel bakış açısının pazardaki tüketici talebinin toplanması, ürünün üretilmesi ve sonra tüketilmesi şeklinde olduğunu anlattı.
-"Tüketici kendi tasarladığı ürünü daha pahalıya satınalmaya hazır"-
Ulutaş, şunları kaydetti:
"Şimdi ise gördüğümüz, niye tasarım süreci içerisine tüketiciyi katmıyoruz- Mesela internette tasarladığı tişörte normalde piyasada satılan tişörtten yüzde 70 oranında daha fazla para ödemeye hazır kişiler var. Aslında üzerine bastığı logolar, üzerine koyduğu resimlerin hepsi halihazırda piyasada varolan standart şeyler. Kendisi yalnızca onu tasarladığı için daha fazla para ödemeye hazır.
Mesela bir otomobil firması neredeyse her tüketicisi için tamamen özel bir araba tasarlayabilecek durumda. Şirketin müşteri web sitesi araba tasarlama portalından bunu yapabiliyor. Bunun gibi şeyler önem kazanıyor. Tüketici kendisini özel hissediyor ve kendisini yansıtan şeyleri her zaman tercih ediyor. Türkiye bu konuda en önde. Türkiye hem genç nüfusa sahip olması hem de internet erişim ve sosyal medya kullanım oranlarının en yüksek olan ülkelerden biri olması nedeniyle bu gibi trendlerde öncü ülkelerden biri.
Sonuçta biz tüketici ekonomisi güçlü bir ülkeyiz. Genç nüfus nedeniyle tüketici trendleriyle erken tanışan bir ülkeyiz. Türkiye, trendlerin ortaya çıkış hızında birçok ülkenin de önünde. İnternetten satın almada karar verme oranları, sosyal medyayı aile ve arkadaş ilişkilerini yürütmekte temel platform ortamı olarak kullanma oranları çok yüksek."
-"Müşteri hizmetlerine diğer müşterileri dahil etmek"-
Tüketiciyi ilgilendiren hemen her sektörde tüketicinin üretim sürecine dahil olabileceğine dikkati çeken Ulutaş, "Tekstil sektöründe akabinde hizmet sektörlerinde olabilir. Mesela bankacılık ve telekom alanında verilen servislerin tüketici tarafından nasıl verilmesi gerektiği ve tarifelerin nasıl tasarlanması gerektiği gibi konular müşteriler tarafından belirlenebilir" dedi.
Ulutaş, İngiltere'de bir operatör şirketinin müşteri hizmetlerini tamamen toplumun diğer kısmıyla çalışarak yaptığını belirterek, şunları anlattı:
"Bu şirket diyor ki; 'Benim bir web sitem var. Eğer abonemseniz ve bir probleminiz varsa, internete girip sorununuzu web sitesine yazın'. Sonra şirketin diğer müşterileri o problemi alıyor ve 'ben bunu senin için çözerim' diyor. Hizmeti veren müşteri, çözümü hizmeti alan müşteriye anlatıyor. Hizmeti alan müşteri çözümü beğenirse şirket hizmeti veren müşteriye bedava konuşma ve bunun gibi çeşitli hediyelerle bunu destekliyor. Aslında müşteri hizmetlerinin içerisine müşteriyi dahil etmek buna en iyi örnek."
-"Gelişmekte olan ülkelerde markalaşmak"-
Markanın aslında Coca Cola Üst Yöneticisi Muhtar Kent'in tabiriyle "bir söz" ve iyi bir marka ise "tutulmuş bir söz" olduğunu ifade eden Ulutaş,
"Bence markayı oluşturamadığımızı düşünüyorsak sözümüzü tutmadığımızdandır. Eğer biz marka oluşturamadığımızı, zorlandığımızı düşünüyorsak ya verdiğimiz sözleri tutmuyoruz ya da arkasında durabileceğimiz sözleri vermekte zorlanıyoruz diye düşünmek lazım" yorumunu yaptı.
Türk firmaları için Avrupa ve ABD'nin ihracat pazarı olarak iyi yerler olduğunu, ama oralarda marka olmanın çok kolay olmadığını vurgulayan Ulutaş, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Belki şu anda orada ekonomik sıkıntıda olan markaları alarak girmemiz mümkün. Gelişmekte olan ülke pazarlarında orta gelir segmentine hizmet veren markalar hala çok eksik. Çünkü oralarda ülkelerin zenginleşmesiyle orta gelir segmenti yeni oluşuyor. Türk markalarının önündeki bir fırsat; Türkiye'de başlattıkları markalaşma süreçlerini eğer daha geniş bir arenaya taşımak istiyorlarsa gelişmekte olan pazarlara sadece ihracat pazarı olarak değil, tüketici markalarıyla da oralarda var olmaya çalışmalıdırlar. Çünkü orada varolma maliyeti Avrupa pazarında marka olarak var olmaktan çok daha düşük.
Türk şirketlerinin yabancı şirketlere göre, gelişmekte olan ülkelerde markalaşma konusunda gerekli yetkinlikleri gösterme hızı diğerlerinden çok daha yüksek. Çünkü uyumlular ve bizler esnek çalışmaya alışmışız. Dolayısıyla böyle bir fark yaratma şansımız var."
Yayıncı: Zekeriya Gülün - BURSA
Son Dakika › Ekonomi › 'Tüketicilerin Yüzde 30'u Kendi Tasarladığı Ürünü Tercih Ediyor' - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?