AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "İyi niyetimizin kurbanı olduk. Başörtülü kızlarımızın, üniversiteye giderken başlarını açmaları noktasında fetva veriyor beyefendi. Niye? Çünkü 28 Şubatçı generaller onu istediler. ya sen nasıl hocasın be? Ama 28 Şubat öncesinde öyle demiyor, o zaman başka. Akşam başka, sabah başka. 5 ay önce başka, 5 ay sonra başka. 5 ay önce duadan bahsediyor, 5 ay sonra aynı cümlelerle beddualardan bahsediyor. Müslüman, Müslüman'a beddua eder mi?" dedi.
Erdoğan, partisince Yenikapı Meydanı'nda düzenlenen İstanbul mitinginde, konuşmasının uzun olduğunu dile getirerek, alandan kendisiyle iletişim kurmak isteyen vatandaşlara "Şimdi sizinle muhabbete dalarsak iş uzar" ifadesini kullandı.
Seçimi kazandıktan sonra "İstanbul'un seçkinleri"nin, "kaymak takımı"nın böyle bir sonuç beklemediğini ifade eden Erdoğan, şunları söyledi:
"İstanbul susuzdu, çöp dağları vardı, hava kirliliği vardı. Çünkü CHP demek kirlilik demektir, yolsuzluk demektir, çöp demektir, susuzluk demektir. Ben, buradan şimdi sesleniyorum: Ey İstanbul, o zaman Ümraniye'nin belediyesi de CHP'liydi. Hatırlıyor musunuz? Ümraniye çöplüğünde vahşi depolama vardı. O çöplük patladı. 39 kişiye maalesef orası mezar oldu. Gençler bunu bilmeyebilir, Gezici'ler bunu bilmeyebilir. Ah ah! Çevreci ha ne çevrecisi ya? Ne çevrecisi? 39 kişi orada maalesef öldü. CHP'li belediye vardı, CHP'li İstanbul Büyükşehir Belediyesi vardı. Maalesef o çöplük 39 vatandaşımıza mezar oldu. Bunun hesabını soran oldu mu? Nerede o medya? Yandaş medya nerede? Sordular mı bunun hesabını? Sormazlar. İşlerine gelmez. Niye? Paslaşıyorlardı, dayanışma içindeydiler. Onları, onlar getirdiler. Onlar getirdiği için de onların aleyhinde konuşamazlardı. Ama tarih hesap soruyor şimdi. Diyor ki: Ey CHP, 39 tane vatandaşımızın hesabını ver. Kılıçdaroğlu, sen bunların hesabını ver. Ama bunlarda o yüz yok."
Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı olduğu dönemi hatırlatarak, şunları anlattı:
"Ben de merak ettim nerede oturuyor diye. Dediler ki, Kağıthane'de. Gazeteciler de sormuş kendisine, 'Nerede oturuyorsunuz?' diye. 'Kağıttepe'de oturuyorum' demiş. Seçim günü geldi, seçim gününde de oyunu kullanamadı. ya bunun eline 3 tane koyun verin kaybedip gelir. İnanın bundan bir şey olmaz. Pozlar veriyordu, pozlar. Klasör, yolsuzluk klasörü... Tabii böyle şeylerin olacağını da zannetmiyordu o zaman. Baykal, genel başkan. O da yanında klasörün önünde poz veriyor. Klasörün sırtında ne yazıyor 'Yolsuzluk'. Kimin klasörü? Şu anda İstanbul'da büyükşehir belediye başkan adayı olarak gösterdikleri zatın. Ne yaptılar onu? Partiden ihraç ettiler. Hırsız ya, yolsuzluklar içerisinde ya... İhraç ettiler. O ihraç ettikleri kişiyi şimdi getirdiler İstanbul'a büyükşehir belediye başkan adayı yaptılar. Peki bu nasıl iş? Ben söylemiyorum, klasörü sen hazırlattın, sen hazırladın, şimdi de kalkıyorsun o adamı İstanbul'a, ihraç ettiğiniz halde, büyükşehir belediye başkan adayı yapıyorsun. Niye? Malzeme yok ellerinde malzeme. Kimi koysunlar? Oraya getirip de aday yapacakları insan yok. Bu durumdalar. Bunlar felç olmuş felç. Ne yapacaklarının farkında değiller. Ama biz gümbür gümbür geldik, gene gümbür gümbür geliyoruz. Rabbimizin izniyle gene geleceğiz. Niye? Biz, İstanbul'a, ülkemize, milletimize efendi olmaya değil, hizmetkar olmaya geldik; yine hizmetkar olarak yolumuza devam edeceğiz. Zira biz bu milletimizin dertlisiyiz, biz bu milletimize aşığız."
- "Yıllarca bunlar bizi sömürdüler ya, sülük gibi sömürdüler"
Erdoğan, İstanbul'daki seçkinler, elitlerin, kendisinin başkan seçileceğine inanmadığını ve her şeyin kontrol altında tutulduğunu, milletin aklını çeldiğini zannettiğini belirterek, "Milletim onlara sandıkta ağır bir ders verdi. Ama şimdi ne diyorum biliyor musunuz? 30 Mart'ta sadece onlara değil, hani bu telefonları dinleyenler var ya, Pensilvanya var ya, en önemli dersi ona vereceğiz, en önemli dersi. Bunların dershanelerine gidenler varsa yavrularımızı lütfen oralardan alın, alın" dedi.
Milli Eğitim Bakanlığı'nın hafta sonlarında takviye kurslarını ücretsiz vereceğini bildiren Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Yıllarca bunlar bizi sömürdüler ya, sülük gibi sömürdüler. Ama sülük faziletli, sülük zararlı kanı emer. Bunlar bizim helalimizi yediler ya. 'Sadaka' dediler yediler, 'zekat' dediler yediler, 'kurbanlık koyun' dediler yediler, 'adak' dediler yediler. Benim sevgili Peygamberimi, kendi televizyonunda miraçtan indiriyor kamyonete bindiriyor. Bu senaryoları da o onaylıyor biliyor musunuz? Senaryolar onun onayından geçiyor. Ya sen hoca mısın senarist misin? Nesin? Merhum Savaş Ay soruyor; 'Hiç oy kullandınız mı?'. 'Bir kere kullandım' diyor. 'Peki bundan sonra?' 'Hazreti Cebrail parti kursa, ona bile oy vermem' diyor. ya bizde meleklere iman var. Sen bu lafı nasıl kullanırsın. Hazreti Cebrail'in işi gücü yok da parti mi kuracak ya? Onun yapacağı iş belli zaten. Ama sen bu lafı nasıl söylersin? Bizde bir laf var, 'Teşbih hata kabul etmez' diye. Bu ne demektir biliyor musunuz? Benzetmeyi yaparken doğru yapacaksın. Yanlış benzetme asla olmaz. Bunun yaptığı benzetme rezalet, rezalet.
İyi niyetimizin kurbanı olduk. Başörtülü kızlarımızın, üniversiteye giderken başlarını açmaları noktasında fetva veriyor beyefendi. Niye? Çünkü 28 Şubatçı generaller onu istediler. ya sen nasıl hocasın be? Ama 28 Şubat öncesinde öyle demiyor, o zaman başka. Akşam başka, sabah başka. 5 ay önce başka, 5 ay sonra başka. 5 ay önce duadan bahsediyor, 5 ay sonra aynı cümlelerle beddualardan bahsediyor. Müslüman, Müslümana beddua eder mi ya? Bırak, insana bile... Çünkü biz bir rahmet peygamberinin varisleriyiz. Asla... Biz gazapla emredilmedik, rahmetle emredildik."
- İstanbul
Son Dakika › Güncel › AK Parti'nin İstanbul Mitingi - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?