Almanya'da 2000-2007 yılları arasında 8'i Türk, 10 kişiyi öldürmekle suçlanan Nasyonal Sosyalist Yeraltı (NSU) terör örgütü davasında örgüte yardım etmekle suçlanan Ralf Wohlleben, cinayetlerde kullanılan silahı temin ettiği yönündeki suçlamayı reddetti.
Münih Yüksek Eyalet Mahkemesi'nde görülen davanın 251. duruşmasında baş sanık Beate Zschaepe'nin ardından Wohlleben de 2,5 yıl sonra suskunluğunu bozarak hazırladığı ifadesini okudu.
Wohlleben ifadesinde, kendisi hakkında NSU terör örgütü için cinayetlerde kullanılan Ceska tipi tabancayı temin ettiği ve cinayetlere yardımcı olduğu yönündeki suçlamaları reddederek, böyle bir silahı satın almak için de maddi durumu olmadığını savundu.
Ancak NSU üyesi Uwe Böhnhardt'ın kendisinden bir silah bulmasını talep ettiğini, hatta bu silahın Alman malı olmasına dikkat edilmesini söylediğini belirten Wohlleben, Böhnhardt'ın hapse düşmek yerine intihar etme amacıyla silahın tedarik edilmesini istediğini aktardı.
"Silahı temin etmek istemedim" diyen Wohlleben, böylelikle Böhnhardt'ın intihar etmesine de sebep olmak istemediğini kaydetti.
Tutuksuz sanıklardan Carsten S'nin davanın başında silahı Wohlleben'in talimatıyla tedarik ederek Böhnhardt ve Mundlos'a verdiği yönündeki suçlamayı da reddeden Wohlleben, sonuçta Carsten S'nin Böhnhardt ve Uwe Mundlos tarafından silahı tedarik etmekle görevlendirildiğini ileri sürdü.
Wohlleben ifadesine, kendisi hakkında bilgiler de vererek, ceza evinde bulunduğundan dolayı konsantrasyon sorunu çektiğini ve ifadesini okuyacağını belirtti.
İki Almanya'yı ayıran duvarın 1989 yılında yıkılmasının ardından oluşan yeni şartlara ayak uydurmaya çalıştığını ifade eden Wohlleben, eski Doğu Almanya'nın eğitiminin ana unsurlarından olan vatanperverlik duygularına sahip olduğunu ve bu duyguyu duvar yıkıldıktan sonra terk etmek için bir sebep görmediğini, aşırı sağcı etkinliklere, gösterilere katıldığını kaydetti.
Aşırı sağcı çevrenin önemli isimlerinden olan ve Alman istihbarat servisi için muhbirlik yapan Tino Brandt'ın kendisine üyelik formunu vererek aşırı sağcı Nasyonal Demokrat Parti'ye (NPD) üye olduğunu ifade eden Wohlleben, aşırı sağcı "Thüringer Heimatschutz" grubunun oluşumunda da Brandt'ın kilit rol oynadığını söyledi.
1990'lı yılların ortalarında yabancılara karşı bir tutuma sahip olmadığını ancak yabancıların ülkeye gelmesini sağlayan politikaya karşı bir tutum sergilediğini belirten Wohlleben, Frankfurt'ta bazı mahallelerde Almanların yaşamadığı izlenimini edindiğini, memleketi Jena'nın durumun da böyle olmasını istemediğini kaydetti.
-"Zschaepe esprili ve sempatik biri"
Bu yıllarda Beate Zschaepe, Uwe Mundlos ve Uwe Böhnhardt ile Jena'da tanıştığını ifade eden Wohlleben, Zschaepe'yi "esprili, konuşkan ve sempatik biri" olarak nitelendirdi.
Mundlos ve Böhnhardt'ın şiddet yanlısı olduklarını bilmediğini söyleyen Wohlleben, ikilinin davranışlarının ağır suçlar işleyebileceğini göstermediğini aktardı.
NSU terör örgütü tarafından işlenen 10 cinayet hakkında örgütün ortaya çıktığı 2011 yılının Kasım ayına kadar bilgisi olmadığını savunan Wohlleben, herkes gibi kendisinin de sonradan cinayetler hakkında bilgi sahibi olduğunu kaydetti.
Wohlleben, Böhnhardt ve Mundos'un bu cinayetleri işleyecek durumunda olmalarına ise inanamadığını belirtti.
Zschaepe, Böhnhardt ve Mundlos'un 1998 yılında izlerini kaybetmelerine yardımcı olduğunu kabul eden Wohlleben, onlarla daha sonra telefonda konuştuğunu ve buluştuğunu belirtti.
Böhnhardt ve Mundlos'un bu cinayetleri işlediğini öğrendiğinde dehşete düştüğünü belirten Wohlleben, öldürülen kişilerin aileleri için üzgün olduğunu söyledi.
Zschaepe de 2,5 yıl sonra suskunluğunu bozmuştu
Mahkemede geçen hafta, davanın baş sanığı Beate Zschaepe 2,5 yıllık suskunluğunu bozaarak ifadesinde cinayetlerle ilgisinin olmadığını belirtmiş, tüm suçları intihar ettikleri öne sürülen örgütün diğer üyeleri Uwe Mundlos ve Uwe Böhnardt'a yıkmıştı. Zschaepe ayrıca, NSU üyesi olmadığını da iddia etmişti.
NSU üyeleri 2000-2007 yılları arasında 8'i Türk 10 kişiyi öldürmek, bombalı saldırılar düzenlemek ve banka soygunları yapmakla suçlanıyor. Uwe Böhnhardt ve Uwe Mundlos, 4 Kasım 2011'de bir bankayı soyduktan sonra polisin takibinden kurtulmak için saklandıkları karavanda ölü bulunmuş, terör örgütü üyelerinin intihar ettikleri öne sürülmüştü.
Münih Yüksek Eyalet Mahkemesi'nde görülen davada, NSU terör örgütünün hayattaki tek üyesi olduğu belirtilen Beate Zschaepe ile örgüte yardım ve yataklık yapmakla suçlanan dört kişi yargılanıyor.
Son Dakika › Güncel › Almanya'daki Terör Örgütü Nsu Davası - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?