Aylin Nazlıaka: "Bu Sene Türkiye'de Bir İlk Yaşandı, Şüpheli Kadın Ölümü Sayısı, Kadın Cinayeti Sayısından Fazla Oldu" - Son Dakika
Son Dakika Logo
Güncel

Aylin Nazlıaka: "Bu Sene Türkiye'de Bir İlk Yaşandı, Şüpheli Kadın Ölümü Sayısı, Kadın Cinayeti Sayısından Fazla Oldu"

30.12.2025 13:05  Güncelleme: 14:32

CHP Aile ve Sosyal Hizmetler Politika Kurulu Başkanı Aylin Nazlıaka, "Kadın Cinayetleri Durduracağız Platformu'nun verilerine göre kasım ayı sonuna kadar 260 kız kardeşimiz erkekler tarafından cinayete kurban gitti. Ve 267 kadın şüpheli ölüm dosyası altında kayıt altına alındı. Yani bu sene Türkiye'de bir ilk yaşandı. İlk kez şüpheli kadın ölümü sayısı, kadın cinayeti sayısından fazla oldu. Şüpheli ölüm diye bir şey yoktur. Üzeri örtülen bir dosya vardır. Korunan bir katil vardır. Arkasında güç odakları olan kişiler vardır" dedi.

(ANKARA) - CHP Aile ve Sosyal Hizmetler Politika Kurulu Başkanı Aylin Nazlıaka, "Kadın Cinayetleri Durduracağız Platformu'nun verilerine göre kasım ayı sonuna kadar 260 kız kardeşimiz erkekler tarafından cinayete kurban gitti. ve 267 kadın şüpheli ölüm dosyası altında kayıt altına alındı. Yani bu sene Türkiye'de bir ilk yaşandı. İlk kez şüpheli kadın ölümü sayısı, kadın cinayeti sayısından fazla oldu. Şüpheli ölüm diye bir şey yoktur. Üzeri örtülen bir dosya vardır. Korunan bir katil vardır. Arkasında güç odakları olan kişiler vardır" dedi.

CHP Aile ve Sosyal Hizmetler Politika Kurulu Başkanı Aylin Nazlıaka, "Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı'nun 2025 yılı karnesi"ni açıkladı. Cumhurbaşkanlığı Aday Ofisi'nde düzenlediği basın toplantısında 2025 yılını değerlendiren Nazlıaka, sözlerine Yalova'daki operasyonda DEAŞ'lı teröristler tarafından açılan ateş sonucu şehit olan 3 polise rahmet, ailelerine başsağlığı dileyerek başladı.

Nazlıaka şöyle devam etti:

"2025 yılında da aileler feryat etti, Bakanlık sessiz kaldı. Biz sürekli uyardık ama o yurttaşlarına kulağını tıkayan bir Bakanlık'la karşı karşıyayız. O yüzden yine kulaklarının üzerine yattılar. Bu yılda da kadına yönelik şiddet artarak sürdü. Bakanlıktan veri almakta zorlanıyoruz. Verileri gizleyen bir anlayışı var bu iktidarın. Allahtan kadın örgütleri, platformlar, sivil toplum örgütleri var. ve Kadın Cinayetleri Durduracağız Platformu'nun verilerine göre kasım ayı sonuna kadar, aralık dahil değil, kasım ayı sonuna kadar 260 kız kardeşimiz erkekler tarafından cinayete kurban gitti. ve 267 kadın şüpheli ölüm dosyası altında kayıt altına alındı. Yani bu sene Türkiye'de bir ilk yaşandı. İlk kez şüpheli kadın ölümü sayısı, kadın cinayeti sayısından fazla oldu. Biz tabii burada rakamlardan bahsetmiyoruz. Hayatlardan bahsediyoruz ama tekrar bunu sormak istiyoruz: Şüpheli ölüm diye bir şey yoktur. Üzeri örtülen bir dosya vardır. Korunan bir katil vardır. Arkasında güç odakları olan kişiler vardır.

"2025 yılında çocuklar açlıkla sınandı"

2025 yılında çocuklar açlıkla sınandı. Okula aç gittiler. Ücretsiz öğün uygulaması CHP'li belediyeler hariç sağlanamadı ve çocuklar ne yazık ki beslenme çantaları dolmadığı için okul terklerinde de artış olduğunu gördük. Okulda olması gereken çocuklar merdiven altı atölyelerde ölümle burun buruna geldi. Yaşlılar açısından da zor bir yıldı. En temel ihtiyaçlarından birisi olan barınma ihtiyaçlarını bile karşılamayan yaşlılar otellerde kalarak hayata tutunmayı çalıştılar. Yine engelliler açısından çok zor bir yıldı. Bakanlığa ait olan rehabilitayson merkezlerinde dahi engelli bireyler kötü muamele gördüğü için ve gerçekten de liyakatsız kadrolar için çok zor koşullarda ve hayati risk altında yaşamaya çalışıyorlar. Bunlar içerisinde yaşamını kaybedenler de oldu 2025 yılında.

"Engelli bireylerimiz için kaynak yok diyenler saray harcamaları için belli ki sınır tanımıyor"

Ocak ayından başlayalım. Dedik ya 'Aile yılı ilan ettiler' diye. Ama 2025 yılının daha ilk ayında büyük bir facia yaşandı. Kartalkaya yangınından bahsediyorum. ve bu yangında 78 yurttaşımız hayatını kaybetti. Felaket en az 30 ailenin hayatını doğrudan etkiledi. 36 çocuk yaşamı kaybetti. Yani aile yılı söylemi ailelerin korunması gerekirken ihmallerin sıradanlaştığı bir yönetim anlayışıyla daha ilk ayında çöktü. Yine ocak ayında Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı'nın 850 ila bin 250 lira arasında yaptığı aile destek ödemeleri Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in talimatıyla sonlandırıldı. Gerekçe neydi? Hazineye yük olması. Yani yoksulluk ekonomik olarak desteklenmesi gereken bir sorun olarak görülmekten çıkarılıp bütçe kaleminde yük olarak ilan edildi. Aynı dönemde Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş yaşlı, engelli ve hasta vatandaşların temel ve zaruri ihtiyaçlarının karşılanması amacıyla hayata geçirilen ulusal vefa programını tanıttı ve dedi ki 'Bu programda bu yıl için 3.8 milyar lira kaynak ayırdık.' Şimdi 10 milyonluk engelli yurttaşımıza 3.8 milyon ayrılmış. Yani yılda her engelli birey için 380 ayrılmış. Oysaki sarayın yılı gideri 16.9 milyar TL. Bir tarafta 3.8 milyar TL ayrılıyor 10 milyon yurttaşımız için diğer tarafta 16.9 milyar TL ayrılıyor para için. Engelli bireylerimiz için kaynak yok diyenler saray harcamaları için belli ki sınır tanımıyor.

"İki yılın sonunda geriye tutulmayan sözler kalmış"

Engelli bireyler yaşam mücadelesi verirken, yaşanan sorunlara sessiz kalmadık ve ocak ayının sonunda Genel Başkanımız Sayın Özgür Özel'in liderliğinde İzmir'de biz Engelli Çalıştayı düzenledik. Bugüne kadar organize edilmiş en geniş katılımlı çalıştaydı. 'Bağımsız yaşam hakkı' sloganıyla düzenlediğimiz bu etkinlikte engellilerin sorunlarını masaya getirdik. Çözüm önerilerini paydaşlarla hep birlikte geliştirdik ve sonra da bildirgemizi sizlerle kamuoyuna duyurduk. Ama bir tarafta iktidar engellilerin sorunlarını ekonomik yardım meselesine indirgerken biz engellilerin hak temelli ve bağımsız bir yaşam talebini savunduk. Geldik yılın ikinci ayına, şubat ayına. Şubat ayı deyince hemen aklımızda 6 Şubat depremi geliyor. Gördük ki depremin ikinci yılında da sarılamayan yaralar aynen devam ediyor. Aradan iki yıl geçmesine rağmen iktidar hala 'Yapacağız, edeceğiz' gibi cümleler kuruyor. İki yılın sonunda geriye tutulmayan sözler kalmış. Bunu yerinde de bir kez daha görmüş olduk.

"Yine gözaltılar oldu, yine şiddet oldu, yine yargılamalar oldu..."

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı evlenecek gençlerin desteklenmesi projesine ilişkin Twitter hesabından bir paylaşım yaptı şubat ayında. Kendince mizahi bir dil takındı. 'Seviyorsan git evlen bence' dedi bu paylaşımda. Yani gençlerin en temel ihtiyacı olan barınma, geçim, güvenceli yaşam taleplerini mizaha indirgedi. O aşamada biz de kendilerine şöyle bir yanıt verdik: 'Aileleri, kadınları, çocukları koruyamıyorsan, sosyal politika üretmek yerine slogan atıyorsan git istifa et bence.' Şubat ayında TBMM'de kabul edilen 7537 sayılı Yasa ile engelli yurttaşlarımızın araç alımındaki ÖTV istisnasının daraltılması, düzenlemesi getirildi. Ne yazık ki bu düzenleme onaylandı. Böylece engelli bireylerimizin kazanılmış bir hakkı budanmaya çalışıldı. Tabii biz buna sessiz kalamazsak kalmadık da ve kanun hakkında yürürlüğü durdurma ve iptal istemiyle Anayasa Mahkemesi'ne başvuruda bulunduk. Mart ayı deyince yine hemen aklımıza 8 Mart geliyor. 23 yıldan bu yana Türkiye'de 8 Mart'ta gece yürüyüşü yapılıyor biliyorsunuz. Biz AKP'nin kadınlara yönelik olan ayrıştırıcı bakış açısını reddediyoruz. Yani öyle bir anlayışı yaygınlaştırmaya çalışıyorlar ki sanki sokaklar erkeklerin, evler kadınların, gündüzler geceler erkeklerin, gündüzler kadınların, hayır. Diyoruz ki 'Kadınlar vardır her yerde. Gece de gündüz de evde de sokakta da kadınlar vardır.' O yüzden bu gece yürüyüşünü çok önemsiyoruz. Ama her yıl olduğu gibi son yıllarda olduğu gibi bu yıl da hemen gece yürüyüşüne yasak getirildi. Yine gözaltılar oldu. Yine şiddet oldu. Yine yargılamalar oldu. Yani tadımızı kaçırmaya çalışan bir iktidar oldu."

"Halkın iktidarını hep birlikte kuracağız"

2025 yılında yaşananları ay ay anlatan CHP olarak neler yaptıklarından bahseden Nazlıaka, şöyle devam etti:

"Sorunlar çığ gibi büyürken bizim yol haritamız hazır. Ama Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı'nın yapamadıklarını biz anlatmaktan yorulduk, almadığı sorumluluktan biz utandı yani bu trenin böyle gitmeyeceği çok net. O yüzden andımız olsun ilk seçimlerde iktidara geleceğiz. ve bu karanlık düzenin aydınlığa dönüştüreceğiz. Biliyoruz ki güçlü yurttaş, güvenli gelecek ve kazanan bir Türkiye mümkün. Onun için ilk seçimlerde insan hayatını ve emeğini değersizleştiren, eşitsizliği derinleştiren bu anlayışı yoksulluğu kalıcılaştıran bu düzeni değiştireceğiz. Halkın iktidarını hep birlikte kuracağız. Madem 2026 geçim yılı değil o halde seçim yılı olsun diyoruz. Buradan bir kez daha erken seçim talebimizi iletiyoruz. Tüm vatandaşlarımıza kutlanmaya değer bir yıl olması ümidimizi buradan bir kez daha duyuruyoruz. Sizlerle şu an hücrede bulunan tutsak edinmeye çalışılan Cumhurbaşkanı Adayımız Sayın Ekrem İmamoğlu'nun tebrik mesajını da paylaşmak istiyorum. Herkesin yeni yılını kutluyor önce adalet, önce hürriyet diyor. Buradan Ekrem Başkan'a da selam olsun diyoruz. Hepinize iyi bir yıl diliyoruz."

Kaynak: ANKA

Son Dakika Güncel Aylin Nazlıaka: 'Bu Sene Türkiye'de Bir İlk Yaşandı, Şüpheli Kadın Ölümü Sayısı, Kadın Cinayeti Sayısından Fazla Oldu' - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?

    SonDakika.com'da yer alan yorumlar, kullanıcıların kişisel görüşlerini yansıtır ve sondakika.com'un editöryal politikası ile örtüşmeyebilir. Yorumların hukuki sorumluluğu tamamen yazarlarına aittir.

Advertisement