Başbakan Erdoğan'dan Laiklik Tanımı

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, laikliğin tüm inanç gruplarına devletin eşit mesafede, tüm inanç gruplarının devletin güvencesi altında olması olduğunu belirterek, "Birilerinin güvence altında olması, diğerlerinin ötelenmesi değildir laiklik. Ama bizim ülkemizde ne yazık ki AK Parti iktidarına kadar bazı inanç grupları ötelenmiş, dışlanmış veya onlar zindanlara mahkum edilmiş ama diğerleri ise laiklik adı altında koruma, güvence altına alınmış. Ama o devir artık geride kaldı" dedi.

Partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda konuşan Erdoğan, Partisinin geçen ay yapılan Kongresi'nde açıklanan 2023 vizyonunda gündemdeki sorunların çözümüne yönelik yol haritasını ortaya koyduklarını kaydetti.

Erdoğan, "Bizim demokrasi ve özgürlükler konusunda, beklentiler konusunda sıkıntımız yoktur. Bunları, terör örgütü zorladığı veya mecbur kaldığımız için değil, doğruluğuna, hakkaniyetine inandığımız için hayata geçirme kararındayız. Bunu zaten yola çıkarken 14 Ağustos 2001'de açıkladık. Hatta hatta taa Afyonkarahisar'da açıkladık. Biz bu hakları sadece Kürt kardeşlerimiz için değil, 75 milyon insanımızın tamamı için getiriyoruz" diye konuştu.

Erdoğan, 75 milyon vatan evladına ayrımcılık yapılmamasını istediklerine işaret ederek, 780 bin kilometrekare vatan topraklarının aynı huzur ve aynı refah ortamını, aynı altyapı ve üstyapıyı birlikte yaşamasını ve görmesini istediklerini kaydetti. "Biz istiyoruz ki farklı inanç gruplarına mensup olanlar devletini yanında görsün, devletinin kendisini sahiplendiğini görsün. Laiklik bu değil mi-" diyen Erdoğan, şöyle konuştu:

"Laiklik, tüm inanç gruplarına devletin eşit mesafede olmasıdır. Tüm inanç gruplarının devletin güvencesi altında olmasıdır. Birilerinin güvence altında olması, diğerlerinin ötelenmesi değildir laiklik. Ama bizim ülkemizde ne yazık ki AK Parti iktidarına kadar bazı inanç grupları ötelenmiş, dışlanmış veya onlar zindanlara mahkum edilmiş ama diğerleri ise laiklik adı altında koruma, güvence altına alınmış. Ama o devir artık geride kaldı. Biz Türkiye'yi demokraside, özgürlüklerde, refahta bölgesinin en iyi, dünyanın sayılı ülkelerinden biri haline getirme yolunda çok önemli mesafeler kaydettik. Terör meselesini çözdüğümüzde bu hedeflerimize çok daha hızlı ilerleyecek, çok daha çabuk ulaşacağız. İnşallah önümüzdeki dönemde halkımızın desteğiyle terör belasının çözümü konusunda çok önemli ilerlemeler kaydedeceğiz."

Erdoğan, 3 Kasım Cumartesi gününün, 2002 yılından beri süren iktidarlarının müjdecisi olan 2002 seçimlerin 10. yılı olduğunu hatırlatarak, "Hafta sonu yine bir 3 Kasım günü Kızılcahamam'da düzenleyeceğimiz genişletilmiş milletvekili toplantımızda, istişare toplantımızda 10 yıllık iktidarımızın kapsamlı bir değerlendirmesini hep birlikte yapacağız" dedi.

-"Onu da çözeceğiz"-

Başbakan Erdoğan, Kızılcahamam'da yapılacak istişyare toplantısına dikkati çekerek, şöyle devam etti:

"Kızılcahamam'dan bir ses olacak ve burada sadece AK Parti iktidarı olarak değil, muhalefetiyle hep birlikte el ele, bizler yeni bir adım atmamız lazım. Ülkemizin bazı yerlerinde, özellikle Güneydoğu'da, özellikle de bugün, bakınız Parlamento içinde olan bir parti, terör örgütüne destek vermek suretiyle okulların boykot edilmesini istiyor. Şu anda bir ilimizde ciddi oranda çocuklar cebren, tehditle okullara gönderilmiyor. Bu nasıl özgürlük, bu nasıl demokrasi anlayışı- ya sen çocukları tehditle okullara göndermeyeceksin, ondan sonra özgürlükten bahsedeceksin. Aileler kendi iradelerine bırakılmayacak, ondan sonra özgürlükten bahsedeceksin. Ondan sonra, 'devlet buna müdahale etmesin' diyeceksin. Nasıl müdahale etmesin, tabii ki edeceğiz. Bu çocukların eğitim öğretim özgürlüğü var.

Sen bu Parlamento'nun çatısı altında olan bir siyasi parti olarak, altına da adını koymak suretiyle nasıl oluyor da bildiriler dağıtıyorsun- Siyasi partiler demokratik hayatın unsurlarıdır ilkesine terssin, özgürlüğe terssin. Çünkü senin kitabında eğitim öğretim özgürlüğü diye bir şey yok. Siz çocukları dağa kaçıran terör örgütüyle dayanışma içerisinde çalışma yapıyorsunuz. Yaptığınız bu... O yavrucakları da kalkıyorsun taa 6, 7, 8 yaşındaki çocukları okula gitmekten alıkoyuyorsun. Bu üzüntü verici değil de nedir- Az önce söyledim, Onlar, kolejlerde, vesaire okuyorlar. Onlara mahrumiyet yok, özgürlük var. Ama Hakkari ilimizde yok. Çağrıları Türkiye'ye, ama Türkiye genelinde böyle bir yaklaşımı göremiyorlar. Belli bir ile, ilçeye bu işi sıkıştırmanın gayreti içinde bunu yürütmek istiyorlar. Onu da çözeceğiz. Böyle yürümesi mümkün değil."

-"Doğuştan ayrıcalıklı oldukları fikrine kapılmışlar"-

Erdoğan, yoğun bir çalışmayla 2020 Olimpiyatları'nı İstanbul'a almak için hazırladıklarını belirterek, son 10 yılda bir çok organizasyona ev sahipliği yaptıklarını kaydetti. Son 5-6 yılda Türkiye'de gerçekleştirilen bazı organizasyonları ifade eden Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Tıpkı diğer uluslararası organizasyonlar gibi bu tür uluslararası spor karşılaşmaları için ülkemiz, geçtiğimiz 10 yılda sağladığımız siyasi istikrarın, ekonomik gelişmenin güven ve huzur ortamının neticesi olarak tercih edilen bir ülke haline gelmiş bulunuyor. Bu organizasyonları biz ülkemizde pek çok spor dalının sevilmesini, tabana yayılmasını, gençlerimizin bu alanla yönelmesini sağladığı için de teşvik ediyoruz. İnşallah tüm illerimizde bu tür yatırımları yapmaya devam edeceğiz. Fakat ülkemizde küçük bir kesim var ki biz ne yaparsak yapalım, hangi hizmetleri getirirsek getirelim, onlar memnun olmuyorlar, olmayacaklar. Çünkü onların gözleri var görmüyor, dilleri var hakikati söylemiyor, kulakları var duymuyor ve duymayacaklar, görmeyecekler ve konuşamayacaklar. Bunlar doğuştan ayrıcalıklı oldukları fikrine kapılmış, yaşadıkları ülkenin gerçeklerinden bi haber, kendi küçük dünyalarına hapsolmuş, maalesef bir azınlıktan ibaret. Sayıları az ama gürültüleri çok çıkıyor. Çünkü onların da kendilerine has bir lojistik destek sağlayan grupları var.

Geçmişte hiçbir çaba harcamadan, hiçbir emek vermeden, ekonomide, siyasette, sosyal hayatta bütün köşe başlarını tutmuşlar, bu düzenin böyle sürüp gitmesini istiyorlar. Bu güruh ülkenin en ücra köşelerindeki köylerinden, kasabalarından çıkıp gelmiş, en iyi eğitimleri almış, kendilerini geliştirip insanların ülkeyi yönetme sorumluluğunu üstlenmesini kabul etmiyorlar. Etseler de etmeseler de işte halkımız bizi, bu iktidara taşıdı, bu iktidara getirdi ve biz de hizmete devam ediyoruz. Bu hazımsızlık beraberinde daha önce İstanbul Arena Stadı'nda, önceki gün de İstanbul Sinan Erdem'de maalesef arzu edilmeyenleri ortaya koydu. Biz bunların karın ağrılarının sebebini biliyoruz. Ama beyhude çabalıyorlar. Türkiye'de o dönemler artık geride kaldı. Bu ülkede artık hiçkimse doğuştun imtiyazlı değil. Artık herkes çalıştığı, emek verdiği, hak ettiği kadarını alıyor, bundan sonra da bu böyle olacak. Bu ülkede artık çalışmadan, yan gelerek yatıp kazanmak böyle bir şey yok."

Türkiye'yi uluslararası organizasyonların cazip ev sahibi ülkesi yapacak adımları atmayı sürdüreceklerini belirten Erdoğan, "önümüzdeki yıl Mersin'de Akdeniz Oyunları'nı düzenliyoruz. 2014 yılında Dünya Kadınlar Basketbol Şampiyonası'na ev sahipliği yapıyoruz. Durmayacağız, duraksamayacağız, çalışmaya, hizmete devam edeceğiz" dedi.

Türkiye'deki değişimi anlamayanlara en güzel cevabı milletiniz sandıkta verdiğini ifade eden Erdoğan, "Bir süre sonra artık onlar da bu değişimi, bu gerçeği görmezden gelemeyecekler. ya bu değişme uyum sağlayacaklar ya da bu millet onlara her seçimde derslerini vermeye devam edecek" diye konuştu.

Erdoğan, "CHP'nin Genel Başkanı'nın sulandırılmış bir müracaatı" olduğunu belirterek, "Bu sulandırılmış müracaat bu defa şahsımla alakalı. Ben sizlere havale ediyorum çünkü ben de Almanya'ya yola çıkıyorum. Bizim işimiz var, bunların işi yok. Yapacakları bir şey yok doğrusu. İşte birkaç kelimelik bir şeyler yazıp, karalayıp Meclis'i meşgul ediyorlar" dedi.

Almanya'da Büyükelçilik binasının açılışını yapacağını, orada sivil toplum kuruluşlarıyla görüşmeleri olacağını anlatan Erdoğan, yarın da Almanya Şansölyesi ile çalışma yemeğinde bir araya geleceğini, akşam Türkiye'ye döneceğini söyledi.

(sürecek)

Muhabir: Melda Çetiner

Yayıncı: Sefa Salantur - TBMM