Anayasa Mahkemesi Başkanı Zühtü Arslan, "Anayasa Mahkemesinin, anayasanın ve kanunların kendisine verdiği yetkileri kullanarak verdiği kararlar, herkesi ve her kurumu bağlamaktadır. Bu bir Anayasa kuralıdır" dedi.
Avrupa Birliği ve Avrupa Konseyi ile ortak yürütülen Anayasa Mahkemesine Bireysel Başvuru Sisteminin Desteklenmesi Projesi açılış konferansı Sheraton Hotel'de yapıldı.
Konferansın açılışına, Anayasa Mahkemesi Başkanı Zühtü Arslan, Yargıtay Başkanı İsmail Rüştü Cirit, Danıştay Başkanı Zerrin Güngör, Sayıştay Başkanı Recai Akyel, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Başkanı Abdullah Arslan, Yüksek Seçim Kurulu Başkanı Sadi Güven, Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu ile Avrupa Konseyi ve Avrupa Birliğinden temsilciler, yüksek yargı organları üyeleri katıldı.
Konuşmasında, bireysel başvuruda Anayasa Mahkemesinin verdiği kararların uygulanması konusuna değinen Arslan, Türkiye'de bireysel başvuruyu etkili ve başarılı kılan önemli unsurlardan birinin kararların geciktirilmeksizin yerine getirilmesi olduğunu söyledi.
Bunun diğer ülkelerin mahkemeleri açısından da önem taşıdığını belirten Arslan, bireysel başvuruyu kabul eden bir ülkenin ilgili yüksek mahkemesinin verdiği karar geciktirilmeden ve tam anlamıyla yerine getirilemiyorsa, bunun bireysel başvurunun etkinliğini ve etkililiğini olumsuz yönde etkileyen en önemli unsur olduğunu bildirdi.
Arslan, "Esasen Anayasa Mahkemesinin, Anayasa'nın ve kanunların kendisine verdiği yetkileri kullanarak verdiği kararlar, herkesi ve her kurumu bağlamaktadır. Bu bir Anayasa kuralıdır. Anayasa'nın 153. maddesinde açıkça, 'Anayasa Mahkemesi kararları, yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzel kişileri bağlar' denilmektedir" diye konuştu.
"Son tartışmalardan bağımsız ilkesel değerlendirmeler"
Diğer ülkelerde olduğu gibi Türkiye'de de bireysel başvuru kararları üzerine birtakım değerlendirmeler yapıldığına, tartışmalar yaşandığına işaret eden Arslan, "Bunlar üzerine de birkaç şey söylemek istiyorum. Son tartışmalardan bağımsız olarak, Anayasa Mahkemesi kararlarına yönelik tepkiler konusunda söyleyeceklerim tamamen ilkesel düzeyde hususlardır. Buradan yeni ve gereksiz bir tartışmanın malzemesi lütfen çıkarılmasın. Bunlar, tekrar ifade ediyorum, son tartışmalardan bağımsız olarak, bireysel başvuru kararlarının doğasına, içeriğine yönelik ilkesel değerlendirmelerdir" ifadelerini kullandı.
Alexis de Tocqueville'in 200 yıl önce "Amerika'da Demokrasi" adlı bir kitap yazdığını ve bu kitapta "Amerika'da hiçbir siyasi mesele yoktur ki er ya da geç yargısal bir meseleye dönüşmesin" dediğini belirten Arslan, benzer tespitin bireysel başvurudan sonra Türkiye için de yapılabileceğini dile getirdi.
Arslan, şunları kaydetti:
"Diyebiliriz ki Türkiye'de tartışılan hemen her siyasi mesele er ya da geç yargısal bir meseleye dönüşmekte ve bir şekilde bireysel başvuru yoluyla Anayasa Mahkemesinin önüne gelmektedir. Bu kararlardan bazıları oldukça yoğun tartışmalara neden olmaktadır. Hemen belirtmek gerekir ki daha önce de ifade ettiğimiz gibi yargıçlar kutsal varlıklar değildir. Bu nedenle mahkeme kararları eleştirilebilir, dahası eleştirilmelidir de. Aksi takdirde hukuk donar, gelişemez. Biz de bu nedenle kararlarımıza yönelik her türlü eleştiriye saygı duyuyoruz. Ancak eleştirinin ötesinde tamamen hayali diyaloglar üreterek, mahkememizi talimatla karar veriyormuş gibi gösteren şahsıma ve üyelerimize yönelik tamamen yalan ve iftira niteliğindeki haber ve yorumları da burada kınıyor ve reddediyorum.
Dünyanın hemen her yerinde olduğu gibi verdiğimiz kararları doğal olarak bazıları beğeniyor, bazıları da beğenmiyor. Dahası bugün alkışlayanlar, yarın tabiri yerindeyse lanetleyebiliyor. Hatta bazen aynı kişiler, verilen kararlardan bir kısmını alkışlıyor ancak aradan bir gün geçmeden aynı hakimlerin verdiği kimi kararlar için de 'skandal' diyebiliyor. Kısacası, Ankara'daki varlığımızı hatırlayanlar, kararlara göre değişebiliyor. Şu kadarını ifade edeyim ki verdiğimiz kararlara göre varlığımızı hatırlayanlar değişse de biz hep buradaydık ve burada olmaya devam edeceğiz.
Ayrıca şunun da bilinmesini isterim ki kınayanın kınaması da övenin övgüsü de Anayasa Mahkemesini etkilemez. Ne övgüler ne de tamamen yalan ve uydurma haberler yoluyla yapılan karalama faaliyetleri, üyelerimizin Anayasa'ya, kanunlara ve vicdanlarına göre hareket etme kararlılığını asla değiştirmeyecektir. Biz işimizi yapıyoruz. Bireysel başvuruda başvurucunun kimliğine de bakmıyoruz. Bağımsız ve tarafsız bir yargı organı olarak kimsenin yanında ya da karşısında değiliz. Sadece ve sadece hukukun ve adaletin yanındayız, haksızlığın ve hukuksuzluğun karşısındayız. Bizim şiarımız da herkes için hukuk ve adalettir."
Bireysel başvurunun, anayasal hak ve özgürlüklerin korunmasında ve standardının yükseltilmesinde önemli işlev gördüğünü belirten Arslan, bireysel başvurunun Türkiye'deki başarısının sadece Anayasa Mahkemesine değil, aynı zamanda bireysel başvuruda oluşturulan içtihatların yaygınlaşmasına ve yerleşmesine katkıda bulunan tüm yargı kurumlarına, bireysel başvuruyu hukuk düzenine dahil eden yasama organına, TBMM'ye ve son tahlilde egemenliğin kaynağı olan aziz millete ait olduğunu söyledi. Arslan, "Bu nedenle bireysel başvuru kurumuna hepimizin sahip çıkması gerekir" ifadesini kullandı.
(Sürecek)
Son Dakika › Güncel › Bireysel Başvuru Sisteminin Desteklenmesi Projesi - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?