Poyraz Karayel, yine bizi kederlere sürükleyen ve gerim gerim geren bir bölümle karşımızdaydı. "Hızlandıkça azalıyorum" yazan duvarıyla bizi düşüncelere daldırsa da her zaman olduğu gibi arada tebessüm ettirmeyi de ihmal etmedi. Ancak bölümü tek bir cümleyle özetlemek gerekirse; bir derdimiz vardı!
KENDİ KUYUSUNU KENDİ KAZDI
Bir önceki bölümün bitiminde Umman Malikanesi'nin önünde Hasan Yağmur'un Sadrettin'den olmadığı bombası patlamıştı, açılışı da kaldığımız yerden yaptık ve Bahri Baba'nın haklı tepkilerini izledik. Sadrettin suçunu bastırmak istercesine üste çıkmaya çalışınca evden kovuldu ve Songül de onunla aynı kaderi paylaştı, Hasan Yağmur'u da arkasında bırakmak zorunda kalarak… Çocuğundan ayrı kalışı ve gidecek bir yer bile bulamayışı içimizi acıtsa da hak etmediğini söylersek de yalan olur.
HAVADA AŞK KOKUSU VAR
Ümran hapse girmekten kurtulmuştu ama doğal olarak eski kocasının nasıl ve neden öldürüldüğüne dair kafasında soru işaretleri vardı. Taşkafa onun ve İsa'nın haline dayanamadığından ve yalan söylemek de istemediğinden Ümran'a Namık'ı öldürdüğünü anlattı ama iş işten geçmişti bir kere, bu olay Ümran ve Taşkafa arasına ister istemez bir duvar örmüş oldu.
Aralarına duvar örülen tek çiftimiz onlar değildi, Sadrettin'in Despina Hanım'dan "kapatma" şeklinde bahsetmesi üzerine Bahri Baba ve Despina Hanım arasında da onların kontrolü dışında ipler gerildi ama Bahri Baba bunu romantik bir akşam yemeğinde yaptığı "hayat arkadaşlığı" teklifiyle halletmiş oldu. Bu sahneyi izlerken içimizde ufaktan kelebekler uçuşmadı desek yalan söylemiş oluruz!
MAZİ KALBİMDE BİR YARA
Sema bu bölüm de hepimize Sefer'i hatırlatan, eski güzel günlerden kalmış bir anı işlevi gördü. Sefer'in kaybından sonra kendi hastalığı da malum olduğundan Anıl'a daha fazla "annelik" yapamayacağını kabullendi ve istemeyerek de olsa onu başka bir aileye bırakmak zorunda kaldı, böylece Sefer'den ona kalan son şey de koptu gitti yanından… Umarız arada Anıl ve Sema'yı nadiren de olsa bir arada görürüz, bu hem Sema'ya hem de biz seyirciye iyi gelecektir, zira Sefer'in acısını henüz atlatabilmiş değiliz ve atlatabilecek gibi de durmuyoruz.
ARIZALI AŞIKLAR ROMANTİZMİN ZİRVESİNDE
Meltem ve Zülfikar ise bizi güldürebilen nadir şeylerden… Bölüm başlarında zaten biraz gerilmiş olan araları,Poyraz'ın da fitne fücur sokma çabalarıyla iyice açıldı ama Ayşegül'ün yardımıyla yanlış anlaşılmalar çözüldü. Üstelik Zülfikar'dan romantik bir hamleyle bir akşam yemeği de geldi.
"Romantik" dediysek yanlış anlaşılmasın, bu anlar da oldukça onlara özgüydü. Meltem tarafından ters tepilen bir teklif olsa da etrafta dolaşan minik Sıpagözler ve anne - baba olmuş bir Meltem & Zülfikar fikri bizim çok hoşumuza gitti. Seyirci olarak böyle "hafif" arızalı çiftleri gereğinden fazla sevdiğimiz doğrudur!
BABA OĞUL SAHNEDE
Esas çiftimiz Poyraz ve Ayşegül'deyse durumlar biraz karışıktı. Onları bu bölüm adam akıllı yan yana göremedik, yan yana görsek de bunlar pek içimizi ısıtacak türden sahneler değildi ve bu ister istemez bir boşluk yarattı. Hele de Ayşegül'ü Poyraz'dan çok Neşet'in yanında gördüğümüz her saniye daha da çok gerildik… Neşet'in saman altından su yürüten halleri ve kimsenin henüz tehlikesini tam olarak fark etmemiş oluşu, planlarının tıkır tıkır işlemesi, sürekli Ayşegül'ün dibinde bitmesi bizi Adil Topal'ı bile mumla arayacak hale getirdi.
Neyse ki onun yarattığı gerginliği üstümüzden bir nebze de olsa "Bir Derdim Var" diyen Poyraz'ı dinleyerek ve bateri çalamadığı için kalkıştıkları numaranın sonucunda da bir şekilde rezil olmayı başaran Sinan'a üzülerek attık. Poyraz ve Sinan'ı her ne olursa olsun birlikte izlemek çok iyi geliyor, bu kadar güzel bir baba - oğulu bir daha zor buluruz.
ACI KAYBIMIZ CEVHER ALBAY
Diğer yandan bu dünya için fazla iyi olan Cevher Albay'ımızı kaybetmenin hüznünü yaşarken, Songül'ün Hasan Yağmur'u almak için her şeyi yapabileceğini ve evi polislerle birlikte bastığını gördük. İpek'i affetmeyen ve gitgide Begüm'le yakınlaşan Sadrettin'e bir de Poyraz'a itaat etmesi gerektiğinin söylenmesinin üzerine ise Poyraz ve Sadrettin arasındaki ipler iyice gerildi ve bölüm sonunda Poyraz Onur Umman Hastanesi'nde çıkarılan yangının, dolayısıyla Ayşegül'ün tehlikeye atılmasının hesabını sorarken Sadrettin'i karşı tarafa geçmiş bir şekilde bulduk.
Bunun bizde bir hayal kırıklığı yaratmadığını söyleyemeyiz ama açıkçası bunda en büyük suçu çoğu seyirci gibi onları her daim karşı karşıya getiren Bahri Baba'da buluyoruz, çünkü hareketleri Neşet'in ekmeğine yağ sürmüş oldu. Anlaşılan bundan sonra Poyraz'la Sadrettin daha da çok gerilecekler, Neler yaşanacağını merakla bekliyoruz ve her zamanki gibi sonraki bölümü iple çekiyoruz.
Tarafından hazırlanmıştır.
Son Dakika › Güncel › Bölüm Sonu Dedikodusu: Poyraz Karayel 51. Bölüm - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?