Cem Aygün'ün Ölümüne İlişkin Dava

Polis memuru Fatih Y. hakkında, Keçiören'de Cem Aygün adlı genci, "ceza sorumluluğunu kaldıran nedenlerle sınırı kast olmaksızın aşmak suretiyle öldürdüğü" iddiasıyla açılan davanın görülmesine devam edildi.

Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya Aygün'ün yakınları ve avukatları ile sanık avukatı katıldı.

Tutuksuz sanık Fatih Y'nin hazır bulunmadığı duruşmada, Mahkeme Başkanı Hayrettin Türe, Aygün'ün vücudundaki kurşun yaralarının ikaz ateşi sonucunda ve dengesini kaybederek düştüğü sırada meydana gelip gelmediğine ilişkin bilirkişi raporunun gönderildiğini belirtti.

Tarafların avukatları, raporu yeni edindiklerini bildirdi ve rapor konusunda beyanda bulunmak için süre istedi.

Mahkeme, taraflara istedikleri süreyi vererek, duruşmayı erteledi.

-Bilirkişi raporu

Adli Tıp Uzmanı Dr. Ertan Güven'in hazırladığı raporun sonuç bölümünde, "maktuldeki mermi yaralarının lokalizasyonu, yönü, trajesi göz önüne alındığında, sanığın ifade ettiği şekildeki 5 No'lu binanın girişinden yapılan atışta, merminin yönünün yukarıdan aşağı ve soldan sağa doğru olacağı" kaydedildi.

Bu nedenle Aygün'ün ölümüne neden olan, belinden girip göbek yakınından çıkan yaralanmanın meydana gelmesinin mümkün olmadığı ifade edilen raporda, "maktulün yaralanmasına neden olan, sağ kalçasından giren ve çıkan yaralanmanın meydana gelebilmesi için ise maktulün yüzünün sanığa dönük olması ve sırt üstü yerde yatıyor ya da sırt üstü yattığı yerden sanığa dönük olarak ayağa kalkmaya çalışıyor pozisyonda olması gerekmektedir. Maktulün ayakta olduğunun veya kaçtığının kabulü halinde, önden arkaya ve hafif aşağıdan yukarı seyirli olan bu yaralanmanın da meydana gelmesi mümkün değildir" ifadesine yer verildi.

Raporda, şu değerlendirmelerde bulunuldu:

"Sanığın ifade ettiği şekilde, tüneldeki merdivenlerden inerken düşmesi sonucu silahın patlaması ile kaçmakta olduğu düşünülen, maktulün ölümüne neden olan, belinden girip aynı düzlemde arkadan öne ilerleyerek göbek yakınından çıkan yaralanmanın meydana gelmesi mümkün olabileceği gibi, sanığın merdivenlerin son basamaklarına geldiğinde eğilerek ya da oturarak hedef gözetmek suretiyle yapacağı atış sonucunda da maktulün ölümüne neden olan söz konusu yaralanmanın meydana gelmesi mümkündür. Aralarında tefrik yapmak ve kesin bir sonuç bildirmek tıbben mümkün değildir. Her iki şekilde de sanık ile maktul arasında görüş açısı mevcut olacağından, maktulün 7 No'lu binanın yan tarafındaki mescide giden üst zeminin son metrelerinde, tarafımızca bilinmesi mümkün olmayan bir şekilde vurulmuş olduğu, vurulduktan sonra alt zemin merdivenlerinden inerek bahçenin bulunduğu zemine kadar ulaştığı ve burada düşüp kaldığı anlaşılmaktadır." - Ankara