Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, son 100 yılın, belki ilerde yazıldığında en onur duyulacak ve en çok takdir edilecek insani operasyonunun, Türkiye'nin Suriyeli mültecilere yaptığı insani yardım olduğunu söyledi.
Anadolu Ajansı'nın Editör Masası'na konuk olan Davutoğlu, gündemi değerlendirdi.
Irak'ta terör olaylarına bulaşan unsurların Suriye tarafından desteklendiğine dair 2009'da Irak yönetimi tarafından kendilerine bilgi verildiğini ifade eden Davutoğlu, Irak Başbakanı Nuri El Maliki'yle bir araya geldiğinde bu bilgileri hatırlatarak, "Haklıymışsınız, bu unsurlar, bu terör unsurları şimdi olduğu gibi o zaman da Esed rejimi tarafından desteklenmişti" şeklinde hak verdiğini aktardı.
Türkiye'nin Suriye konusunda insani yardım alanında yaptıklarına karartma uygulandığını dile getiren Davutoğlu, "20. yüzyıl da dahil, son 100 yılın, belki ilerde yazıldığında en onur duyulacak ve en çok takdir edilecek insani operasyonu Türkiye'nin Suriyeli mültecilere yaptığı insani yardımdır. Kurduğumuz konteyner kentlerle, yaptığımız harcamalarla 2 milyar, 2,5 milyar doları aşan yardımlar aslında Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin kudretini de gösteren bir süreçtir" şeklinde konuştu.
Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserinin, "Siz mülteciler politikasının standardını yükselttiniz" şeklinde Türkiye'nin çabalarını takdir ettiğini dile getiren Davutoğlu, "Böyle bir Türkiye imajı varken, reel olan bu iken, realite bu iken, böyle bir Türkiye imajı oluşacakken Türkiye'yi meşguk gruplara destek veren bir Türkiye imajıyla, aslında bütün bu başarı gölgelenmek ve karartılmak isteniyor. Maalesef bunu dışarda birilerinin yapmasını anlarız da içerde Türkiye'nin böylesine karalanmasına zemin teşkil edecek şekilde suçlamalarda bulunanları anlamak mümkün değil" ifadesini kullandı.
Davutoğlu, Suriyeli muhaliflerin Cenevre-2 Konferansı'na katılımı konusunda da Türkiye'nin tutumunun açık olduğunu ve bu konuda Suriye muhalefetiyle devamlı görüşme halinde olduklarını dile getirdi.
Suriye Ulusal Koalisyonu'nun (SUK) iki ay önce Londra'da yapılan toplantı sonucunda sağlanan garantilerle Cenevre-2 Konferansı'na katılma kararı aldığını hatırlatan Davutoğlu, son dönemde rejimin varil bombalarıyla sivillere yönelik psikolojik bakımdan yıpratıcı ve tahrip edici saldırıları ve yardım konvoylarının girişine izin verilmeyerek insanları açlığa mahkum ederek öldürme politikasının, SUK üzerinde yoğun bir halk baskısı oluşmasına sebep olduğunu ifade etti.
Davutoğlu, "Böyle bir durumda muhalefet alandan büyük bir baskıyla karşılaştı. Yani bu şartlarda hiç bir iyi niyet görmüyoruz ve 'Cenevre'ye gitmeyin. Suriye halkı katledilirken siz Cenevre'de ne konuşacaksınız' gibi alandan SUK üzerine yoğun bir baskı uygulandı" sözlerini kullandı.
"İnsanlık suçu"-
Suriye rejimi tarafından son dönemde yoğun bir varil saldırısı başlatıldığını hatırlatan Davutoğlu, "bomba ile varili yan yana koyunca hafif bir şeymiş gibi görülüyor, halbuki varil bombası denilen şey, hedef gözetmeden atıldığında içindeki parçacıklar bütün o bölgedeki insanları tahrip ettiği, yok ettiği için insanlık suçu sayılan bir bomba türü" diye konuştu.
Geçen hafta SUK lideriyle bir araya geldiğini hatırlatan Davutoğlu, şunları söyledi:
"Onlara bu tepkileri haklı bulduğumuzu ifade ettim. Duydukları büyük hayal kırıklığına saygı duyduğumuzu ifade ettim ama rejimin taktik manevralarına kurban olmamak için Cenevre'ye giderek müzakerelerde haklı pozisyonlarını korumaları gerektiğini de söyledim."
ABD Dışişleri Bakanı John Kerry ile yaptıkları telefon görüşmesinde muhalefetteki bu tepkileri ele aldıklarını belirten Davutoğlu, "Muhalefetin belli garantiler almaması durumunda SUK'un alandaki desteğini yitireceği, alandaki desteğini yitirmesi halinde de Cenevre'ye katılımında, katılsa bile zorluklar olacağı konusunda ortak bir yaklaşımımız oldu" şeklinde konuştu.
Davutoğlu, Suriye'nin Dostları Çekirdek Grubu üyesi ülkelerin dışişleri bakanlarıyla yaptıkları telekonferansda da iki ay önceki Londra bildirisindeki ana unsurlardaki garantileri tekrar eden ve SUK'a 11 ülkenin desteğini içeren bir ortak mesajı SUK'un Genel Kurulu'na gönderdiklerini kaydetti.
Gelişmeler üzerine SUK'un Cenevre 2'ye katılım kararını Paris'teki toplantı sonrasına erteleme kararı aldığını belirten Davutoğlu, diplomatik sürecin devam edeceğinin altını çizdi.
Davutoğlu, SUK'un Cenevre-2'ye tek bir heyet halinde katılmasını arzu ettiklerinin dile getirirken, başta ABD ve Rusya olmak üzere uluslararası toplumun Suriye rejiminin insanlık dışı saldırılarını ve açlığa mahkum etme politikasını ortadan kaldıracak adımlar atmasının önemine dikkat çekti.
-"İran'ın da katılmasını doğru buluyoruz"-
Davutoğlu, askeri çözüm tartışmalarıyla ilgili de şunları söyledi:
"Şimdi askeri çözüm deniyor. Rusya da İran da herkes çok sempatik bir şey olduğu için askeri çözüme karşıyız diyor. Herkes diyor bunu. Peki askeri çözümü kim uyguluyor şu anda, yani askeri çözüm suretiyle kendi politikasını dikte ettirmeye çalışan kim? Rejim. Saldıran: Rejim. Kimyasal silah kullanan: Rejim. Hava bombardımanı yapan: Rejim. Yabancı askerler itibariyle dışardan gelen Hizbullah da dahil olmak üzere yabancı unsurlarla Halep'e kadar saldırılarını yoğunlaştıran: Rejim. Şimdi askeri çözümü isteyen kim. Askeri çözümü isteyen muhalefet mi? ya da direnmeye çalışan Suriye halkı mı? Askeri çözüm olmaz demek doğru bir yaklaşım, ilkesel olarak ama bir taraf askeri çözüm olacak diye her türlü tasfiye hareketini yaparken ona sessiz kalmak doğru değil. Muhalefetin katılacağını ümit ediyorum ama o zamana kadar da uluslararası toplumun üzerine düşeni yapması gerekiyor."
Davutoğlu, İran'ın Cenevre 2'ye katılımı konusunda da "konuyla ilgili bütün tarafların katılımına sıcak bakıyoruz. Gerekli de görüyoruz. Baştan itibaren söyledik: 'İran'ın da katılmasını doğru buluyoruz'" şekilde konuştu.
İran'ın Cenevre-1'de alınan kararları kabul ederek Cenevre-2'ye katılması gerektiğinin altını çizen Davutoğlu, "Aksi takdirde Cenevre-1'e ve Cenevre-1'den sonra 1,5 yıllık geçen süreye kaybedilen bir şey olarak bakarız. Neyi ilk olarak konuşacağız. Tekrar Cenevre-1 öncesindeki tartışmaları mı yapacağız" ifadesini kullandı.
"Biz ilgili bütün tarafların katılmasına sıcak bakarız" diye konuşan Davutoğlu, ancak herkesin de Cenevre-2'nin temel felsefesi olan eli kana bulaşmış unsurlar dışında mutlak yetkiye sahip bir geçiş hükümeti kurulması prensibini kabul ederek Cenevre'ye gelmesi gerektiğini vurguladı.
Davutoğlu, Suriye'deki insani durum konusunda da uluslararası toplumu şu sözlerle eleştirdi:
"Uluslararası toplum diye bir toplum varsa, bu söylemekten maalesef hicap ve üzüntü duyuyorum, maalesef bu toplumun varoluş ispatını kaybettiği yer Suriye'dir"
Olaylar henüz büyümeden ve ölenlerin sayıları yüzlerle-binlerle ifade edildiği dönemde BM'nin devreye girmesi ve ilgili ülkelerin açık ve yapıcı tavır sergilemesi yönünde yoğun talepte bulunduklularını ifade eden Davutoğlu, 2012'nin Eylül ayında, Fransa'nın dönem başkanlığında BM Güvenlik Konseyi'ne (BMGK) siyasi hiçbir boyut olmaksızın sadece insani konuyla ilgili bir BMGK kararı çıkarılması için çaba sarf ettiklerini ancak çıkaramadıklarını dile getirdi.
Davutoğlu, şöyle devam etti:
"Bu yıl da kimyasal silahların tasfiyesi ile ilgili BM kararı çıkacağı zaman neredeyse yalvardık, 'insani durumla ilgili bir paragraf koyun' dedik. Dediler ki, bu P5 ülkeleri: 'Biz onu ayrı bir kararla yapacağız'. Peki. Ayrı bir kararı da çıkartamadılar. Bir başkanlık açıklaması yaptılar."
Suriye rejiminin insanlık suçu işlediğini dile getiren Davutoğlu, yüzyılın en büyük insan kaybının yaşandığı bir olayda BM'nin tavır alamadığına işaret ederek, "Peki, ne zaman bizim BMGK'ya ihtiyacımız var, eğer bugün yoksa?" dedi.
Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri'nin Bosna katliamı konusundaki özrünü hatırlatan Davutoğlu, şöyle devam etti:
"Başka bir Birleşmiş Milletler genel sekreteri bir gün Şam'a gidecek, Doğu Guta'da, orada kimyasal silahlarla katledilen insanların torunlarından özür dileyecek. Halep'te Scud füzesiyle katledilenlerden özür dileyecek. Bu olacak. Bunu göreceğiz. Bu gerçekten büyük bir zaaf ve caydırıcılığı da yok etti BM. Karar alma kabiliyeti olmayan bir örgütün uygulama kabiliyeti kalmaz."
- Ankara
Son Dakika › Güncel › Davutoğlu, Aa Editör Masası'nda - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?