"Expo İzmir'e Medeniyetler Müzesi Kazandırabilir"

ALİ RIZA KARASU - Kültür ve Turizm Bakanlığı, EXPO 2020 sürecinde İzmir'e Ege Medeniyetler Müzesi'ni kazandırarak, Eyfel Kulesi, Londra ve Berlin müzeleri gibi dünyaya kalıcı eser bırakacak.

İzmir İl Kültür ve Turizm Müdürü Abdulaziz Ediz, AA muhabirine yaptığı açıklamada, EXPO 2020'nin kazanılması halinde İzmir'in kalıcı bir esere kavuşmasının büyük önem taşıdığını belirtti.

İzmir'de yapılması gündemde olan Ege Medeniyetler Müzesi'nin bu anlamda çok iyi bir eser olacağını ifade eden Ediz, EXPO'nun 100 yıl önce yapıldığı şehirlerde dünyaya mal olmuş, sembol haline gelen eserler bıraktığına dikkati çekerek, "EXPO 2020 sürecinde İzmir'e Ege Medeniyetler Müzesi'ni kazandırarak Eyfel Kulesi, Londra ve Berlin müzeleri gibi dünyaya mal edebiliriz. Böyle bir müzede sergileyecek çok eserimiz var. Dünyaya, 'Türkiye'de şu dönemde yapılan EXPO sürecinde Ege Medeniyetler Müzesi yapıldı' dedirtmeliyiz. Öyle bir müze yapmalıyız ki insanlar 'Ben bu müzeye gideceğim' demeli ve yolunu o müzeye düşürmelidir. Gittiğinde de dolu dolu yaşayan 'İyi ki gittim' diyebilen bir müze olmalı" diye konuştu.

İzmir'in zengin bir kültürel mirasa sahip olduğunu, 12 İyon kentine ev sahipliği yanı sıra birçok medeniyeti barındırdığını dile getiren Ediz, parça parça küçük müzelerde sergilenen arkeolojik mirasın tek bir noktada sanatseverlere sunulmasının önemli olduğunu vurguladı. Ege medeniyetlerini barındıracak bir müzenin, İzmir'in gelecekteki kültür ve turizmine çok önemli bir katkı sağlayacağına inandığını anlatan Ediz, böyle bir müzenin EXPO sürecinde kazanılmış olmasının ayrı bir önem taşıyacağını dile getirdi.

Ege Medeniyetler Müzesi'nin bir şekilde yapılacağına ancak EXPO sürecinde İzmir'e kazandırılması durumunda EXPO'ya da farklı bir anlam katmış olacağına dikkati çeken Ediz, şunları söyledi:

"Hep söylenen Eyfel Kulesi veya başka örnekleri verilen eserler gibi Ege Medeniyetler Müzesi için 'İzmir'e EXPO döneminde kazandırıldı' denilmesi çok çok farklı bir anlamı olacaktır. Ege Medeniyetler Müzesi, Ege'nin bir simgesi olmalıdır. Sıradan bir arkeoloji müzesi yerine kültürü, sanatı, yaşamı, çevresindeki donatılarıyla, sosyal olanaklarıyla, sanatsal etkinliklerin yapılabileceği bir mekanlarıyla yaşayan bir müze yapmalıyız. Gelenlerin en azından 3-5 gün farklı boyutlarıyla, farklı alanlarıyla gezebileceği, orada her türlü yeme içme, barınma, sosyal ihtiyaçlarını karşılayabileceği bir müze olmalıdır. Duvarlar içindeki bir müze şehre fazla bir şey katmaz. Bu müze sayesinde o bölge turizmde, kültürde bir çekim noktası olması, insanların oraya gitmesi gerekiyor. Böyle bir müze İzmir'in çıkış noktası olur."

EXPO sürecinin, Ege Medeniyetler Müzesi'nin dünya çapında tanınması için iyi bir fırsat olacağına değinen Ediz, müzeyi dünyanın gündeminde tutmanın büyük önem taşıdığını vurguladı. Ediz, "Var olan değerlerin her gün insanların belleğinde tutulması da çok önemli. EXPO ile bunun fitilinin ateşlenmesini, müzenin hareketlenmesini istiyoruz. Ben böyle bir müzenin dünya gündemine oturacağına inanıyorum" dedi.

Türkiye'nin tarihi eser anlamında sıkıntısı yok

Yapılması halinde Ege Medeniyetler Müzesi'nin tarihi eser anlamında bir sıkıntının yaşanmayacağını ifade eden Ediz, İzmir'de dünyaya mal olmuş Efes, Bergama gibi antik kentlerin varlığına dikkati çekti. 12 İyon kentinin birçoğunun bugün dahi İzmir'in yaşam ve yerleşim alanı içinde olduğunu vurgulayan Ediz, "Bizim iddiamız, Ege dediğimizde Ege'deki onlarca medeniyetin çok önemli olan yüzlerce, binlerce eseri var. Atina'daki müze ile kıyaslayacak olursak, biz sadece İzmir'deki Tarih ve Sanat Müzesi'ndeki eserleri öyle bir yapıda teşhir edecek olsak, bizim eserlerimiz Atina'daki müzenin bilinirliğinin kat be kat üzerine çıkar. Arkeoloji Müzesi'ndeki eserlerimiz yine aynı şekilde, Aydın'da yeni yapılan müzedeki eserlere baktığımızda Türkiye'nin tarihi eser anlamında bir sıkıntısı yok. Sergileyecek çok eserimiz var. Biz Ege Medeniyetler Müzesi'ni en iyi şekilde donatacak sadece İzmir'de buna ilave olarak Ege'nin diğer şehirlerinde binlerce yıllık medeniyetin bize bırakmış olduğu eserlerin bazısını sergilediğimizde çok farklı bir konuda olur" bilgisini verdi.

EXPO olmasa da yapılmalı

Ediz, İzmir'in EXPO 2020'ye aday olan 4 şehirden biri olduğunu hatırlatarak, 27 Kasım'da yapılacak oylamada çıkan sonucun her şeyin sonu veya başlangıcı olamayacağını söyledi. İzmir'in organizasyona ev sahipliği yapmak için gerekli her türlü hazırlığı yaptığını anlatan Ediz, Ege Medeniyetler Müzesi'nin EXPO'nun kazanılmaması halinde de yapılması gerektiğini ifade ederek, şöyle dedi:

"Bu bir yarıştır, bu yarışın 'biz her şeyi yaptık niye kazanamadık' gibi bir değerlendirmesinin de olmaması gerekir. İzmir için EXPO bir amaç değil bir araçtır. EXPO'yu alırsak her şey hallolur, hayır. EXPO'yu alırsak hazırlanmak açısından bir çok şey hız kazanır. İzmir'in kültürel, turizmi ve tanıtımı olarak bilinirliği açısından EXPO iyi bir fırsattır. Bu aracı önce kazanmak, ondan sonra da bu araçla amaca ulaşmak önemlidir. EXPO'yu kaybedersek bile bu müze İzmir'e kazandırılmalıdır."

EXPO hakkında

Küresel çapta bilgi birikimini daha yaşanılır bir dünya için bir araya getiren organizasyonlar olan EXPO'larda, ürünlerden çok fikirler, kültürler ve dünyanın geleceği için projeler sergileniyor.

Dünyanın en eski ve en büyük uluslararası etkinliklerinden biri EXPO, başka bir deyişle "Dünya Sergisi", beş yılda bir düzenleniyor ve altı ay sürüyor. Katılımcıları arasında devletler, uluslararası kuruluşlar, sivil toplum örgütleri ve şirketler yer alıyor.

EXPO, Dünya Sergileri'nin organizasyonu ile ilgili düzenlemeler, merkezi Paris'te olan, 167 kayıtlı üyesi bulunan Uluslararası Sergiler Bürosu (BIE) tarafından yürütülüyor.

İlk Dünya Sergisi, 1851'de Londra'da yapıldı. Telefon ilk kez 1876 yılında Philadelphia EXPO'sunda, mikrofon ilk kez 1878 yılında Paris EXPO'sunda, faks makinesi ilk kez 1904 yılında Saint-Louis EXPO'sunda ve televizyon ilk kez 1939 New York EXPO'sunda sergilendi.

EXPO, 2010'da Şangay'da 5,28 kilometrekarelik alanda düzenlendi ve 73 milyon ziyaretçi çekti. - İzmir