İngiltere Başbakanı David Cameron, AB Konseyi Başkanı Donald Tusk'a İngiltere'nin Birliğe üyeliğini referanduma götürmeden önce AB ile girişeceği yeniden müzakere kapsamındaki beklentilerini içeren mektup gönderdi.
AB ile yeniden resmi müzakere masasına oturmadan önce İngiltere'nin AB'den beklentilerini sıralayan Cameron, 6 sayfalık mektubunda ülkesinin taleplerini ekonomi yönetimi, rekabet, egemenlik ve göçten oluşan 4 başlık altında topladı.
Cameron mektubunda İngiltere'nin de aralarında yer aldığı 9 AB üyesinin Avro Bölgesi dışında olduğunu hatırlatarak, "Avro Bölgesi ülkelerinin para biriminin uzun vadeli geleceğini güvenceye almak için başvuracağı tedbirlerin önünde durmak istemeyiz. Ancak bu yoldaki değişikliklerin Tek Pazar'ın bütünlüğüne ve Avro Bölgesi dışında kalan ülkelerin çıkarlarına saygılı olacağından emin olmak isteriz" ifadelerini kullandı.
Avro Bölgesi'nde alınan kararlarla ilgili bir veto hakkı peşinde olmadıklarını vurgulayan Cameron, AB'den bütün üyeleri koruyacak yasal bağlayıcılığa sahip ilkeler oluşturulmasını istediklerini kaydetti.
Cameron, bu ilkelerin de AB'nin birden fazla para birimi olduğu, para birimi farklılığının ülkelerin aleyhine ayrımcılığa yol açmaması ve Tek Pazar'ın bütünlüğü gibi olguları dikkate alması gerektiğini ifade etti.
Bütün üyeleri etkileyecek meselelerle ilgili kararların da bütün üyelerin katılımıyla tartışılıp karara bağlanması gerektiğini vurgulayan Cameron, AB'nin sermayenin, mal ve hizmetin serbest dolaşımı konusunda daha yapması gereken şeyler olduğunu belirterek, rekabeti ve verimliliği, büyüme ve istihdamı artıracak uzun vadeli düzenlemelerin yapılması gerektiğine işaret etti.
Milli parlamentolara daha fazla güç
Mektupta İngiltere'nin AB ile ilişkisinde uzun yıllardan bu yana "egemenlik" konusunun önemli yer tuttuğunu hatırlatan Cameron, başlıca amacının da ülkesini AB ile "daha fazla birlik" taahhüdünden kurtarmak olduğunu kaydetti.
Cameron, "Bu taahhüdün artık İngiltere'yi bağlamayacağını netleştirmek çok önemli. Ben bunu resmi, yasal olarak bağlayıcı ve geri dönülmez bir şekilde gerçekleştirmek istiyorum" ifadelerini kullandı.
AB genelinde de milli parlamentolara daha fazla rol verilmesi gerektiğini belirten Cameron, "Milli parlamentoların rolünü güçlendirmek, grup halinde hareket edecek milli parlamentoların istenmeyen yasa tekliflerini durdurabileceği yeni bir düzen oluşturulmasını istiyorum" görüşünü dile getirdi.
Cameron, mektubunda "göç" başlığı altında da Birlik içindeki serbest dolaşımın üye ülkelerin eğitim, sağlık ve kamu hizmetleri için getirdiği yükün büyüklüğüne dikkati çekti.
"Şu anda bu yükün baskısı çok büyük" ifadesini kullanan Cameron, şöyle devam etti:
"Diğer üye ülkelerin aksine İngiltere'nin nüfusu artıyor. Önümüzdeki on yıllarda nüfusumuz 70 milyonu bulacak ve 2050 itibariyle AB'nin en kalabalık ülkesi olacağımız tahmin ediliyor. Her yıl aldığımız net göç de 300 bine ulaşmış durumda. Bu, sürdürülebilir değil. AB dışından göçü kontrol altına almak için atmamız gereken adımlar var. Ancak AB içinden gelenler üzerinde de daha fazla kontrol icra edebilmeye ihtiyacımız var."
Cameron, İngiltere'ye AB içinden gelen göçmenlerin sosyal güvenlik sisteminden yararlanabilmeleri için ülkede 4 yıl çalışmış olma zorunluluğu getirmek istediklerini hatırlattı.
"Çözüm bazen de daha az Avrupa"
Mektupta dile getirdiği beklentileri aralık ayı içinde Avrupa Konseyi'yle daha ayrıntılı şekilde tartışmayı istediğini vurgulayan Cameron, şunları kaydetti:
"İngiltere AB'nin en büyük 2'nci, dünyanın en büyük 5'inci ekonomisi. AB'ye siyasi, ekonomik ve mali bakımında büyük katkımız var. Eğer bir anlaşmaya varabilirsek, bu bütün dünyaya AB'nin kendi üyelerinin kaygılarını giderebilecek kadar esnek olduğunu kanıtlayacaktır. Eğer anlaşmaya varabilirsek ben de bütün kalbim ve ruhumla İngiltere'nin yeniden şekillenmiş, üyelerinin refahını ve güvenliğini artıran bir AB'ye üye olarak kalması için çalışmaya hazırım."
David Cameron, Donald Tusk'a yolladığı mektubun açıklanmasının öncesinde bugün İngiliz düşünce kuruluşu Chatham House'da da AB ile yeniden müzakereye ilişkin vizyonunu açıkladı.
Cameron konuşmasında "Her problemin yanıtının her zaman 'daha fazla Avrupa' olmadığını kabul edelim. Çözüm bazen de 'daha az Avrupa'dır" değerlendirmesini yaptı.
2017'de referandum
İngiltere Başbakanı David Cameron, ülkesinin 1973 yılından bu yana yürüttüğü AB üyeliğini, önce Avrupalı ortaklarıyla yeniden müzakere etmek, ardından 2017 sonuna kadar referanduma sunmak istiyor. AB ülkelerindeki ulusal parlamentoların yetkilerinin artırılması ve özellikle AB göçmenlerinin sayılarına sınırlama getirilmesini isteyen Cameron, göçmenlere sağlanan sosyal yardımların kesilmesi gerektiğini de ifade ediyor.
Son Dakika › Güncel › İngiltere'nin AB Üyeliği - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?