İran'da ABD, Rusya, İngiltere, Fransa ve Çin ile Almanya'dan oluşan "5+1" ülkeleriyle nükleer müzakerelerde varılan uzlaşı tartışılıyor.
Tahran Milletvekili Hamit Resai, İran Radyo Televizyonu bünyesinde faaliyet gösteren Genç Gazeteciler Kulübünde konuyla ilgili düzenlenen panelde yaptığı konuşmada, uzlaşının anayasaya aykırı olduğunu savundu. Hükümetin açıkladığının aksine bunun bir uzlaşma değil "resmi bir anlaşma" olduğuna inandıklarını ifade eden Resai, "Dışişleri Bakanı Zarif bunun sadece ortak bir bildiri olduğunu söylüyor. Müzakere eden iki taraf, karşılıklı taahhütlerde bulunuyor ve haziran sonunda bu taahhütlere üzerine bir anlaşma imzalanması konusunda mutabık kalıyor. Bu resmen bir anlaşmadır. Buna göre, İran tarafının yerine getirmesi gereken taahhütler belli ancak karşı tarafın taahhütleri muğlak. Bunun neresi kazan-kazan?" dedi.
Hükümeti "müzakere bağımlısı" olarak nitelendiren Resai, hükümeti göreve geldiği 2 yıldan bu yana müzakereler dışında hiçbir şey yapmamakla suçladı.
ABD'ye güvenilmemesi gerektiğini ifade eden Resai, bu ülkenin geçmişte yapılan hiçbir taahhüdü yerine getirdiğini iddia etti.
Müzakerelerde "verilen imtiyazlarla alınan imtiyazların" gerek sayı gerekse içerik bakımından eşit olmadığını ileri süren Resai, uzlaşmanın Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani'nin ifade ettiği gibi "kazan-kazan esası üzerine olmadığını" söyledi.
Uzlaşma metni hakkında İran ile ABD tarafından farklı yorumların yapıldığını ve hükümetin iddia ettiği gibi yaptırımların tek aşamada kaldırılmayacağını ileri süren Resai, hükümetin gerçekleri İran halkından gizlediğini öne sürerek, şu ifadeleri kullandı:
"Anlaşmada İran'a uygulanan yaptırımların kaldırılacağı, İran'a yeni yaptırımların getirilmeyeceği belirtiliyor. Hükümet müzakerelerin yapılış şeklini eleştirdiğimiz için bizi yaptırımlardan rant elde etmekle suçluyor ancak asıl kendisi yaptırımların kaldırılacağı vaadini vererek bundan siyasi rant elde ediyor.
Her dönemin bir bağımsızlık simgesi vardı. Devrimden sonra bağımsızlığımızın simgesi cephelerde savaşmaktı. Bugün ise bağımsızlığımızın simgesi nükleer teknolojimizdir."
Ruhani'yi seçimlerde verdiği "hem santrifüjler hem de fabrikalar çalışacak" vaadini yerine getirmemekle suçlayan Resai, "Hükümet Lozan'daki maddeleri kabul ederek santrifüjleri mühürlemiştir" diye konuştu.
-"Muhafazakarlar, nükleer faaliyetleri ideolojilerini sürdürebilmek için bir silah olarak kullanıyor"
Tahran Üniversitesi Hukuk ve Siyasi Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi Sadık Zibakelam ise Lozan'da sağlanan uzlaşmanın bir dönüm noktası olacağı görüşünü savunarak, "İran ile ABD arasında İslam devriminden bu yana açık bir düşmanlık var. Belki iki ülke birbirine tam olarak güvenmedi ama ilk defa 'Acaba güven duyabilir miyiz?' diye denemek istedi" şeklinde konuştu.
"Ruhani hükümeti 'Acaba ABD'ye güvenilebilir mi?' diye soruyor ve bunu denemek istiyor" diyen Zibakelam, "Her iki ülkede de uzlaşmanın ve müzakerelerin aslının yanlış olduğunu savunan aşırı gruplar var. Ama buna rağmen hem ABD'de hem İran'da, 'Acaba düşmanlıktan başka bir yol daha var mı?' sorusunu yönelten bir azınlık var. Kavga Cenevre veya Lozan anlaşmasıyla ilgili değil. Asıl kavga ABD, Batı ve emperyalizm karşıtlığıyla ilgili. Müzakereleri eleştiren muhafazakar gruptan ABD karşıtlığını alırsanız konuşacak hiçbir şeyleri kalmaz. Müzakerelere karşı çıkan muhafazakarlar, nükleer faaliyetleri ideolojilerini sürdürebilmek için bir silah olarak kullanıyor" değerlendirmesinde bulundu.
-Nükleer uzlaşma
İsviçre'nin Lozan kentinde İran ile 5+1 ülkeleri arasında, İran'ın nükleer programı üzerinde yürütülen müzakerelerde 2 Nisan'da uzlaşmaya varılmıştı.
İran'ın nükleer programı konusunda "siyasi çerçeve anlaşması" sağlanırken, bundan sonraki aşamada anlaşmanın taslağı yazılmaya başlanacak ve nihai anlaşma 30 Haziran'da imzalanacak.
Varılan uzlaşmaya göre, İran 10 yıl boyunca uranyum zenginleştirmede kullanılan santrifüjlerinin üçte ikisinden fazlasını azaltacak. Mevcut santrifüj sayısının yaklaşık 19 bin olduğu bilinen İran, santrifüj sayısını 6 bin 104'e indirecek. Santrifüjlerden sadece 5 bin 60'ı uranyum zenginleştirmede kullanılabilecek.
İran'ın mevcut düşük seviyede zenginleştirilmiş uranyum stokunun üçte ikisi ülke dışına çıkarılacak. İran, uranyum zenginleştirmesini en az 15 yıl sivil amaçlı nükleer faaliyetler için yeterli olan yüzde 3,67 seviyesinde tutacak.
İran'ın nükleer programı 10 yıl gözetim altında olacak. Fazla santrifüjler ve uranyum zenginleştirme altyapısı Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı'nın gözetimindeki bir yerde tutulacak. İran'ın Fordo nükleer tesisi, fizik ve teknoloji merkezine dönüştürülecek. Natanz dışında başka bir uranyum zenginleştirme tesisi kalmayacak.
Avrupa Birliği ve ABD de İran, nükleer programıyla ilgili bütün adımları attığında bu ülkeye uygulanan yaptırımları kaldıracak. İran anlaşmaya sadık kalmazsa tekrar yaptırımlara maruz kalacak.
Son Dakika › Güncel › İran'da Nükleer Müzakerelerde Uzlaşıya Tepkiler - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?