Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) Diyarbakır temsilcisi Barış Yavuz, işkencenin devam etmesinin en önemli nedenlerinden birinin cezasızlık olduğunu belirterek, bunun yalnızca adalet sistemindeki aksaklığın sonucu olmadığını, bilinçli uygulanan bir sistem politikası olduğunu ileri sürdü.
TİHV Diyarbakır temsilciliği, İnsan Hakları Derneği (İHD), Sağlık ve Sosyal Emekçiler Sendikası (SES), Diyarbakır Barosu ve Tabip Odası tarafından '26 Haziran İşkence Görenler ile Dayanışma Günü' nedeniyle, HDP'nin 5 Haziran'da Diyarbakır İstasyon Meydanı'nda düzenlenen mitingine bombalı saldırı yapılan alanda ortak basın açıklaması yapıldı.
STK'lar adına hazırlanan metni okuyan TİHV Diyarbakır temsilcisi Barış Yavuz, işkence ve kötü muamelenin halen Türkiye'de insan hakları ihlalleri arasında önemli bir yer tuttuğunu belirtti. Güvenlik güçlerini gözetimi ve denetimi altındaki yerlerde, yakalama sonrasında alıkonulan araçlarda, yasa dışı toplama alanlarında, gözaltı merkezlerinde, cezaevlerinde ve askeri kışlalarda işkencelerin halen devam ettiğini ifade eden Yavuz, "Ayrıca son birkaç yılda en uç örneğini Gezi Parkı sürecinde, 6-7 Ekim Kobani protestoları sırasında ve 2015 yılı dahil 1 Mayıs kutlamaları sırasında gördüğümüz üzere temel bir hak olan toplantı ve gösterilere yönelik kolluk kuvvetlerinin müdahalesi ile işkence ve diğer kötü muamele fiilleri açık alanda da yapılır hale gelmiştir" dedi.
"TECRİT AÇIK BİR İŞKENCEDİR"
Hapishanelerin işkence uygulamalarının en yoğun yaşadığı yerlerden olduğunu anlatan Yavuz, F tipi hapishanelerde yaşanan tecridin açık bir işkence olduğunu vurguladı. Uluslararası sözleşme ve bildirilerin tecridi açık bir şekilde yasakladığını dile getiren Yavuz, Avrupa İşkenceyi Önleme Komitesi'nin tutuklulara günde minimum 8 saat birbirleriyle bulunma haklarını tanırken, hapishanelerde kişilerin birbirini görmeyecek şekilde tutulmalarının açık bir hukuk ve insan hakları uygulaması olduğunu aktardı. Çocuk hapishanelerinde, hapishane yetkililerinin teşviki ile bazı çocukların başka çocukların cinsel istismarına ve şiddetine maruz kaldığına vurgu yapan Yavuz, şunları kaydetti:
"Çocukların hapishanelerde olmamaları gerektiğinden bahisle buraların kapatılmasına yönelik kampanya devlet kademelerince ciddiye alınmamakla birlikte, çocuklara uygulanan cinsel istismarın belgelenmesi ve kamuoyuna yansıması sonucu 2012 yılında devletin kapatmak zorunda kaldığı bir çocuk hapishanesinde sorumlular yerine buradaki işkenceyi ortaya çıkaranların tutuklanarak, cezalandırılması kamuoyuna yansımıştır."
"İŞKENCECİLER KURUMSAL DÜZEYDE KORUNUYOR"
İşkencenin devam etmesinin en önemli sebeplerinden birinin cezasızlık olduğunu belirten Yavuz, şöyle devam etti:
"Cezasızlık yalnızca adalet sistemindeki bir aksaklık sonucu değil, bilinçli uygulanan bir sistem politikasıdır. Bu sorunu güncel kılan faktör tüm ulusal ve uluslararası belgelerle yükümlülük altına alınmış olmasına rağmen işkence suçu işleyenlerin kurumsal düzeyde korunmalıdır. Gözaltına alınan kişi sayısı kadar, milyonlarca işkence vakası, binlerce işkence faili olmasına rağmen yargı makamlarınca cezalandıran işkencecilerin sayısının çift haneli sayıları tüketmeyecek kadar azdır. Bunun yanı sıra birçok işkence davasının kasıtlı bir şekilde zaman aşımından düşürülmesi, işkenceden sorumlu kişilerin terfi etmesi, milletvekili hatta bakan olabilmesi, halen devlet kademelerinde çalışıyor olması işkencenin devlet tarafından korunduğunu açıkça ortaya koymaktadır." - DİYARBAKIR
Son Dakika › Güncel › İşkence Devam Ediyor' İddiası - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?