Kıbrıs Müzakereleri

KKTC Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Barış Burcu, Kıbrıs'ta müzakereler sürerken Güney Kıbrıs'ta seçim sürecine girildiğini belirterek, "Temennimiz bu süreçte sorumlu davranılması ve çözüm sürecine zarar verebilecek söylemler ve çarpıtmalardan uzak durulmasıdır" değerlendirmesinde bulundu.

Cumhurbaşkanlığından yapılan yazılı açıklamaya göre, Burcu, Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı'nın pozisyonunun, seçime girerken halka açıkladığı gibi var olan mutabakatları reddetmemek, aksine bunları zemin kabul ederek ilerlemek olduğunu belirtti.

Açıklamada, iki taraf arasında sağlanan 11 Şubat 2014 mutabakatının önemli bir belge olduğuna işaret eden Burcu, müzakerelerin bu çerçevede yürütüldüğünü, yönetim ve güç paylaşımı, ekonomi, AB ve mülkiyet başlıklarında ciddi ilerlemeler sağlandığını vurguladı.

"Çözümle Kıbrıs'ta yeni· bi·r yapı yaratılacak"

Yeni devletin nasıl ortaya çıkacağı konusunun yıllardır hep tartışılan ama sonuçsuz kalan bir konu olduğunu ifade eden Burcu, "İki taraf birbirini tanımadığına ve iki ayrı egemen devletin konfederasyonunu müzakere etmediğimize göre iki kurucu devletli Birleşik Federal Kıbrıs'ı oluşturacağımız tabiidir. 11 Şubat 2014 mutabakatı da çok net olarak bu çerçevededir" değerlendirmesinde bulundu.

Burcu, açıklamada şunları kaydetti:

"Ancak bu durum yıllardır dışlandığımız ve sadece Rum toplumunu temsil eden mevcut 'Kıbrıs Cumhuriyeti'ni bizim de kabul ettiğimiz ve onu tadil etmekle uğraştığımız anlamına gelmemektedir. Tam tersine Cumhurbaşkanımızın çeşitli vesilelerle açıkladığı üzere, biz çözümle Kıbrıs'ta yeni bir yapıyı yaratacağız. Cumhurbaşkanımızın 1 Eylül 2015 tarihli açıklamasında ifade ettiği gibi 'Bu yeni oluşacak yapı ismiyle, bayrağıyla her şeyiyle yeni bir yapı olacak ve federatif bir yapı olacak. KKTC kendi, her şeyiyle bir yapıdır. Ben de bu yapının Cumhurbaşkanıyım.' Cumhurbaşkanımızın kamuoyuna defalarca açıklamış olduğu bu pozisyon son derece açıktır ve bunu kimsenin çarpıtmaya hakkı yoktur.

Kıbrıs'ta müzakereler sürerken Güney Kıbrıs'ta seçim sürecine girildi. Temennimiz bu süreçte sorumlu davranılması ve çözüm sürecine zarar verebilecek söylemler ve çarpıtmalardan uzak durulmasıdır. Annan Planı'na yüzde 75 oranında 'Hayır' diyen Rum çoğunluğunun hiç olmazsa büyük bir bölümünün çözüme kazandırılması elbette önemlidir. Ama bir diğer önemli nokta daha vardır. O da yıllar önce çözüm için yollara dökülen ama karşılık bulmayan Kıbrıslı Türklerin büyük çoğunluğunun çözüme kazandırılması zorunluluğudur. Cumhurbaşkanlığımız olaya bu çerçevede bakmaktadır."