Mardin Artuklu Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Kadri Yılıdırım, "AA'nın Kürtçe yayınları ile öbür site ve ajansların Kürtçe yapılarının karşılaştırılmasını istedim ve bana verilen raporda memnuniyetle gördüm ki AA bu noktada en az hatayla en üst sırada yer almıştır" dedi.
AA'nın düzenlediği Kürtçe Habercilikte Sorunlar ve Çözüm Önerileri Çalıştayı'nda konuşan Yıldırım, Çalıştayı düzenlemede Mardin Artuklu Üniversitesi, Anadolu Ajansı ve Muş Alparslan Üniversitesi karar verdiklerinde özellikle imla ve gramer hocalarını, Kürdoloji Bölümündeki hocalarını görevlendirdiklerini ifade etti.
"AA'nın Kürtçe yayınları ile öbür site ve ajansların Kürtçe yapılarının karşılaştırılmasını istedim ve bana verilen raporda memnuniyetle gördüm ki AA bu noktada en az hatayla en üst sırada yer almıştır ve bunu samimiyetimle söylüyorum. Bu tabloda bizim de tuzumuzun olduğunu bilmenizi isterim" diyen Yıldırım, demokratik açılım çerçevesinde TRT 6, AA Kürtçe yayını, Kürt Dili ve Edebiyatı Bölümleri ve Yaşayan Diller'in açılmasının memnuniyet verici olduğunu ifade ederek, Kürt dili ve kültürünün yararına gördükleri her adımı desteklemeye ve içini doldurmaya devam ettiklerini söyledi.
Yıldırım, üniversitelerindeki çalışmalardan bahsederek, bu noktada önem verdikleri üç husus olduğunu anlatarak, bunlardan birinin ehliyetli kadro oluşturmak, ikincisinin materyal hazırlamak ve üçüncüsü ise materyalleri okutacak nitelikli hoca eğitimine verdikleri önem olduğunu söyledi. Yıldırım, geçen yıl yüksek lisans eğitimini bitiren 500 öğrenci mezun ettiklerini bu yılda 500 civarında mezun vereceklerini ve toplam sayının bin olacağına işaret ederek, mezun olan öğrencilerin ajanslar, devlet ve özel okullarda istihdam edilerek üzerilerine düşeni yapacaklarını vurguladı.
Yıldırım, Kürt isminin Hazreti Muhammed zamanında İslam'ın ilk doğuşunda İslami literatüründeki yerini aldığına dikkati çekerek, Kürt Türk birlikteliği bağlamında bir de Kürtler'in oturdukları yerleşim yerleri olduğunu ve bunlardan birinin de "Kürdistan" ismi olduğunu söyledi.
Yıldırım, Kürtler'in başlangıçtan günümüze kadar Türk, Arap ve Farsları kendi öz kardeşleri gibi bildiklerini ve uzun bir süre kendi ana dillerini bir tarafa bırakıp bu "kardeş" halkların dilleriyle konuştuklarını ve eserlerinin çoğunu bu milletlerin dilleriyle yazdıklarını belirterek, "Müşterek düşmanlara karşı onların yanlarında savaşarak binlerce şehit verdiler. Özellikle 17. yüzyıldan günümüze kadar Kürtler, kardeş bildikleri ve o şekilde davrandıkları Türk, Arap ve Farslara şunu söylediler ve söylüyorlar: İslam ve sizin için biz elimizden geleni yaptık, bütün sorumluluklarımızı yerine getirdik. Şimdi sıra sizde, yine kardeşçe ve beraber yaşayalım ama siz de bizi anlayın" ifadelerini kullandı.
Yıldırım, şunları kaydetti:
"Eğer Said Nursi ve onun gibilerinin kendi zamanlarındaki arzları ve önerileri yerine getirilseydi hepimiz biliyoruz ki bugün yaşanan sorunların büyük bir kısmını yaşamamış olacaktık."
-"Tarihiyle yüzleşmeyen, hesaplaşmayan hiçbir sistem geleceğini doğru dizayn edemez"
Muş Alparslan Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nihat İnanç, Çalıştay'ın, kardeşlerin yeniden bir araya gelmesini temin etmek amacıyla başlatılmış çözüm ve barış sürecine katkı sağlamasını temenni ettiğini dile getirdi.
İnanç, tarihiyle yüzleşmeyen, hesaplaşmayan hiçbir sistemin geleceğini doğru dizayn ve analiz edemeyeceğini vurgulayarak, "Bugünkü bu muhteşem atmosferi teneffüs etmemizdeki en büyük katkı eksisiyle artısıyla geçmişiyle yüzleşmekten çekinmeyen ve bu ortamı bize sağlayan şüphesiz ki hükümetin cesur ve aktif girişimidir. Bu nedenle katkısı olan herkese bir kez daha teşekkür etmek istiyorum" dedi.
Tek parti döneminde cumhuriyetin Kürt politikasına dikkati çeken İnanç, şunları söyledi:
"Yani tebliğ et, sür, asimile et ve medenileştir. Böyle bir mantık üzerine kurulmuş. O dönemde anayasada yer alan 'Türkiye'de yaşayan herkes Türk'tür' hükmü zaten bariz ve keskin bir ayrışmayı birlikte getirmiştir."
Kürtler'in, Demokrat Parti dönemiyle demokratik açılımlar sayesinde bir nebze de olsa nefes aldıklarını ifade eden İnanç, ancak Demokrat Partinin son döneminde Kürt meselesinin yeniden ısınmaya başladığına ve 1980 darbesiyle de Kürtçe'nin yasaklandığına değindi.
İnanç, Turgut Özal'ın döneminde yapılan açılımlarla Kürtçe'nin yeniden serbest hale geldiğini, bu açılımlarda risk alarak destek veren iktidarın da bir çok bedel ödemek zorunda kaldığını söyledi.
AK Parti dönemiyle "artısıyla, eksisiyle yüzleşen, yüzleşmek zorunda kalan, bu bağlamda kendisine bir gelecek, perspektif çizen bir hükümet ve uygulamalarıyla muhatap olmaya başlandığını" kaydeden İnanç, çözüm sürecinde kalkan yasakları memnuniyetle müşahede ettiklerini söyledi.
Bu sürece üniversitelerin da katkılar sunduğunu anlatan İnanç, AA'nın da Kürtçe yayına başladığını anımsattı.
Prof. Dr. İnanç, şunları söyledi:
"Kürtçe ve Kürt meselesine bakışımızı kişisel olarak üç noktada özetlemek istiyorum: Birincisi akademik açıdan, üniversitelerde neden böyle bir sürece ihtiyaç duyuldu sorusu bizim açımızdan sosyal gerçeklik ve talep ile ifade edilebilir.
Konuya ikinci şekilde inanan bir insan olarak baktığımızda da insanlarda vehbi dediğimiz özellikler vardır. Kişinin kendi elinde olmayan, tamamen Allah'ın takdir etmesiyle gerçekleşen özellikler vardır. Bunlar ırk, renk, dil, ana, baba seçimi gibi hususlardır."
İnanç, Kur'an-ı Kerim'de de bu gibi özelliklerin kişiye verilen ilahi özellikler olduğunu ve kullanımın ilahi bir hak, kullanım alanının açılmasının da ilahi bir sorumluluk olduğunu düşündüklerini bildirdi.
İnanç, siyasal olarak meseleye bakıldığında da geçmişle yüzleşilmesi gerektiğini kaydederek, bölge halkının, çözüm sürecine desteğini seçim sonuçlarıyla ortaya koyduğuna işaret etti. - Ankara
Son Dakika › Güncel › Kürtçe Habercilikte Sorunlar ve Çözüm Önerileri Çalıştayı - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?