Başbakan Yardımcısı Emrullah İşler, "Peygamberimizde, kendimiz, ailelerimiz, toplumumuz, milletimiz, İslam alemi ve bütün insanlık için kurtuluşun reçetesi vardır, mutluluğun reçetesi vardır, her iki dünyayı cennete çevirmenin reçetesi vardır" dedi.
Sinan Erdem Spor Salonu'nda, Diyanet İşleri Başkanlığı'nca düzenlenen "Kutlu Doğum Haftası" programında konuşan İşler, çeyrek asır önce başlatılan bir geleneğin seneyi devriyesine ulaşmanın huzur ve mutluluğunun yaşandığını belirterek, Hazreti Peygamber'in en önemli vasfının birleştirici olması ve ayrılıkları ortadan kaldırması olduğunu söyledi.
Hazreti Peygamber'in miladi takvime göre kutlu doğumu vesilesiyle ülke genelinde ve yurt dışında, O'nu anmaya yönelik etkinliklerle dolu dolu bir hafta yaşanacağını dile getiren İşler, bu vesileyle O'nun rehberliğini, örnek kişiliğini yepyeni bir ruhla kavrayabilme imkanına kavuşacaklarını ifade etti.
İşler, Hazreti Peygamber'in alemlere rahmet, insanlığa örnek olarak gönderilen son peygamber olduğunu vurgulayarak, "O, sevginin, şefkatin, kardeşliğin ve Kuran ahlakının peygamberidir" dedi.
Hazreti Peygamber'in bizzat kendisinin peygamber olarak gönderiliş gayesinin güzel ahlakı tamamlamak olduğunu vurgulamak için, "Ben ancak güzel ahlakı tamamlamak için gönderildim" buyurduğunu aktaran İşler, Resulullah'ın güzel ahlakının, yüce şahsiyetinin en bariz göstergesi olup merhametle yoğrulduğunu bildirdi.
"Peygamberimiz hayvanlara, ağaçlara, düşmanlarına karşı merhametliydi"
Başbakan Yardımcısı İşler, şöyle devam etti:
"Ailesine merhametliydi Peygamberimiz, elbiselerini yamar, evi süpürür, ayakkabıları tamir ederdi. Arkadaşlarına merhametliydi; bir yolculukta iş gören dostlarından geri kalmamış, 'Ben bir topluluk içinde ayrıcalıklı bir durumda bulunmaktan hoşlanmam' demişti. Güçsüzlere merhametliydi; 'Hastayı ziyaret edin, açı doyurun, esiri kurtarın' diye seslenmişti insanlığa. Hayvanlara merhametliydi; aç bir devenin sahibini, 'Konuşamayan bu hayvana bakarken Allah'tan kork' diye uyarmış, susuz köpeğe su içiren bir günahkarın cennete girdiğini haber vermişti müminlere. Ağaçlara merhametliydi, bir ağaç dalının kırılmasına, bir otun yok yere koparılmasına razı olmamıştı kalbi. Düşmanlarına karşı merhametliydi; Mekke'nin fethinde kendisine yıllarca kötülük yapanlara şöyle seslenmişti bineğinin üstünden: 'Hepiniz serbestsiniz'. Fakat hepsinden öte müminlere karşı merhametliydi; tek bir mümine zarar gelmesine razı olmazdı onun kalbi."
"Allah'a ulaşmak, O'nu örnek almaktan geçer"
İşler, Hazreti Peygamber'in Cenab-ı Hak tarafından kendilerine örnek olarak gösterildiğini, O'na itaatin Kur'an-ı Kerim'de "bizzat Cenab-ı Hak tarafından Allah'a itaat" gibi değerlendirdiliğini belirterek, "Allah'a ulaşmanın ve Allah'ın sevdiği bir kulu olmanın yolu, Peygamber'e imandan ve O'nu örnek almaktan geçmektedir" ifadelerini kullandı.
"Peygamberimizde, kendimiz, ailelerimiz, toplumumuz, milletimiz, İslam alemi ve bütün insanlık için kurtuluşun reçetesi vardır, mutluluğun reçetesi vardır, her iki dünyayı cennete çevirmenin, reçetesi vardır. O'nun hayatı hepimiz ve insanlık için yol gösterici, karanlıkları aydınlatıcı, huzuru, barışı, refahı ve mutluluğu tesis edici başarılı örneklerle doludur" diyen İşler, O'nun hayatının her bir anının insanlık için döne döne okunacak, ezberlenecek ve yaşanacak derslerle dolu olduğunun altını çizdi.
"Değer bunalımı huzursuzluğu, huzursuzluk ayrışmayı getirir"
Modern zamanlarda hemen her toplum ve coğrafyada, çeşitli siyasi, ekonomik ve sosyal sebeplerle insani, ahlaki ve dini birçok değerin yozlaşmaya, örselenmeye maruz kaldığını dile getiren İşler, böyle bir yozlaşmanın beraberinde bireysel ve toplumsal hayatı ayakta tutan bazı değerlerin de işlevsiz hale gelmesinin kaçınılmaz olduğunu söyledi.
İşler, "Değer bunalımı huzursuzluğu, huzursuzluk şiddeti, şiddet ise ayrışmayı beraberinde getirmektedir. Bu endişeler İslam dünyası söz konusu olduğunda daha vahimdir. Zira Müslümanların mebde ve mead bağlamında huzur ve mutluluk içerisinde yaşamlarını sürdürmeleri, günlerine ve geleceklerine umutla bakabilmeleri, dindarlıklarını sahih bir eksene oturtabilmeleri, sağlıklı bir aile ve toplum inşa edebilmeleri, bu değerlerin varlığı ile yakından ilgilidir" diye konuştu.
"Samimiyet, içten ve gönülden bağlılıktır"
Bu değerleri yeniden gündeme getirmek, bu değerlerle çocukları, gençleri ve toplumu yeniden buluşturmak ve yeniden erdemli bir toplum oluşturmak için Hazreti Peygamberi iyi tanımak ve anlamak durumunda olduklarını vurgulayan İşler, insanlığın atası Hazreti Adem'den bugüne kadar samimiyet sınavına tabi tutulduğunu bildirdi.
Başbakan Yardımcısı İşler, şunları kaydetti:
"Samimiyet, içi dışı bir olmak, Hazreti Mevlana'nın ifadesiyle göründüğü gibi olmaktır. Samimiyet, içten ve gönülden bağlılıktır. Hesabi değil, hasbi olmaktır. İkiyüzlülükten uzak durmaktır, aldatmamaktır, aldanmamaktır, ilişkilerde çıkar ve menfaat gözetmemektir, kısacası her işi Allah için yapmaktır. Bu samimiyettir ki birbirini karşılıksız seven ve kendi için istediğini kardeşi için de isteyebilen paylaşımcı bir toplumun temelini oluşturmaktadır. Bu bakış açısından hareketle, Diyanet İşleri Başkanlığımızın, ihlas ve samimiyet konusunu Kutlu Doğum Haftası münasebetiyle gündeme getirmesini de ayrıca çok anlamlı ve yerinde bir karar olarak değerlendiriyorum." - İstanbul
Son Dakika › Güncel › Kutlu Doğum Haftası' Programı - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?