Her yeni eğitim öğretim yılı başlangıcında binlerce çocuk okula gitmenin sevincini yaşarken, bazıları içinse bu dönem tam tersi bir hale dönüşebiliyor.
Konuyla ilgili bilgiler veren Medicalpark Trabzon Hastanesi'nde görevli Psikolog Niltem Hürfikir, okulların açılması ile beraber hem çocuklarda hem de ailelerinde tatlı bir telaşın başladığını ancak bu tatlı telaşın bazı çocuklar için kabusa dönüşebildiğini kaydetti. Çocukların okula olan isteksizliklerini bedensel yakınmalarla dile getirdiğini ve anne babalarını ikna etmeye çalıştığını ifade eden Hürfikir "Bu bedensel yakınmalar çoğu zaman gerçekte olmamakla birlikte aile üyeleri çocuğun okula gitmemesine yönelik kararı aldıkları andan itibaren de bedensel yakınmaların yok olduğu görülmektedir. Okul fobisi çocuklarda; baş ağrısı, karın ağrısı, bulantı-kusma hissi, iştahsızlık, keyifsizlik, uyku problemleri, ortada bir neden yokken ağlama, sinirli olma, terleme ve titreme belirtileri ile kendisini göstermektedir. Bu belirtiler tatile girerken kaybolmakta ve yeniden okula başlayacağı zaman tekrar ortaya çıkmaktadır. Okul saati yaklaştıkça bu belirtiler daha da artabilmektedir" dedi.
Okul korkusunun nedenlerini sıralayan Hürfikir "Anne babadan ayrılacağı düşüncesi çocuğu mutsuz etmektedir. Farklı bir ortama girme, yabancılarla tanışma, okul kurallarını öğrenme, öğretmen bana kızacağı düşüncesi kişiyi korkutmaktadır. Arkadaş edinme konusunda yetersiz olacağı, kimse onunla arkadaşlık etmeyeceği ve yalnız kalacağı kaygısı okul korkusunun nedenleri arasındadır. Ayrıca çocuk başkaları tarafından zarar göreceğini ve kendisini koruyamayacağını düşünür. Çocuklarda çok büyük endişe, acı ve üzüntüye neden olur. Annenin çocuğunun üzerine aşırı titremesi, onu biricik görmesi, her şeyden üstün tutarak onun dokunulmazlığını doğrulaması gireceği farklı ortam onu korkutabilmektedir. Ailenin çocuğa şu veya bu şekilde baskı yapması burada söz konusudur. Özellikle bu çocuğun derslerinde daha iyi olması için yapılabilmektedir. Bu baskılar çocuğu sıkmakla birlikte okula gitmeyi istememesinin nedeni de olabilmektedir" diye konuştu.
Okul fobisinin en yaygın 5-8 yaş aralığı ile 11-14 yaş aralığında görüldüğünü ifade eden Niltem Hürfikir, şunları söyledi:
"Her sosyo-ekonomik düzeyde görülmekle beraber, okul fobisi orta sosyoekonomik düzeydeki ailelerde daha fazla görülmektedir. Anne ve babalara bu konuda tavsiyemiz; çocuklarınızı daha okula başlamadan okul konusunda güzel şeylerden bahsedin ve onları okula özendirin. Bu konuda kendi okul yaşantılarınızdaki güzel örnekler de faydalı olabilir. Okula neden gitmek istemediğini araştırmalısınız. Çocuğunuzu okula gitme zorluğu nedeniyle cezalandırmayın, küçük düşürücü sözlerle aşağılamayın. Çocuğa içinde bulunduğu durumu anladığımızı ve ona yardımcı olacağınızın mesajı verin. Ailenin, çocuğun okula devamıyla ilgili kararlı olması gereklidir. Fakat çocuğa, bu sorunun tüm aileyi ilgilendirdiği, sadece çocuğun sorunu olmadığı hissettirilmelidir. Öğretmen ve aile sıkı işbirliği içinde olması gerekmektedir. Kesinlikle çocuğunuzu arkadaşlarıyla kıyaslama yapmayın. Çocuğun fiziksel yakınmaları varsa kontrol etmek için doktora götürebilirsiniz. Okuldaki Rehberlik Biriminden bu konuyla ilgili. yardım alabilirsiniz. Başa çıkamadığınızı yada zorlandığınızı düşünüyorsanız konu ile ilgili uzman bir psikolog yada pedagog dan yardım alabilirsiniz." - TRABZON
Son Dakika › Güncel › Okul Fobisi Mevsimi Başladı - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?