Rıchard Mılle Ve Palaıs De Tokyo İşbirliği

Richard Mille, en yüksek kalitede saat yapımının var olan kodlarını kırma arzusuyla 2001 yılında kuruldu. Üstün zanaatkarlık ve taviz vermeyen standartlar sergilerken, pratikte minimalist olan bir modernlik benimseyen Richard Mille, hakim varsayımların üstesinden gelmeyi ve yeni bir estetik oluşturmayı başardı. Saat yapımının belli başlı bilinenlerinin getirdiği yüklerden arınan yeni modeller yarattı. Sürükleyici tutkusu, üst düzey sporcular ve tasarımlarına sadakatle bağlı talepkar müşterilerden oluşan bir portföyde yankı buldu. Özgür bakış açısı ve İsviçre saat yapımının en üst seviye teknik detayları, markayı lüks saatçiliğin özel ve oldukça sıkı dokunmuş evreninin ön sıralarına taşıdı.

Palais de Tokyo için bir ilk olan bu yeni ve üç yıllık işbirliğinin nedenleri bugün ortada. Bu prestijli ve inovatif mekanı böylesine uzun bir dönem için desteklemek üzere imza atan Richard Mille, sanat ateşinin Fransa'nın başkentinde solmadan devam etmesine katkıda bulunmayı amaçlıyor.

Palais de Tokyo'daki ortak kanı; 'ezberleri bozmak ve mucitlik aynı yolda ilerler. Ancak tuhaf olsa da, bu iki konu, iş sanata gelince müthiş bir hassasiyet sergiler. Sanatçılar, boğucu bir dünyayı kusursuzca araştırmak üzere en iyi işlerini çıkarırlarken, yeni diller icat ederler ve yeni ufuklar açarlar. Bu olasılıklar çoğu zaman kendi çevrelerinin aşındırılmış yollarından çok daha farklı yerlerde bulunur.'

Paris'teki diğer sanat mekanlarından oldukça farklı olan Palais de Tokyo, koleksiyonu olmadığı için bir müze değil. Burası daha çok, özellikle de Fransız ve diğer Avrupalı sanatçılar için çağdaş sanata yönelik bir merkez, tam burada ve şu anda yaratmaya adanmış capcanlı, deneysel bir platform. 2002'de açılan Palais de Tokyo, gerek Paris'teki diğer kültürel mekanlardan çok daha farklı saatlerde açılarak, gerekse dans, film ve video gibi disiplinleri ağırlayarak her zaman kuralları değiştirmeyi amaçladı. On beşinci yılında, Palais de Tokyo'nun bağımsız duruşu, geniş kitlesine (yılda yaklaşık 640 bin ziyaretçi) kulak verme kabiliyeti ve majör, büyük ölçekli sergi üretimi, kuruma uluslararası bir itibar ve konum kazandırdı.

2012'de Julio le Parc'ın eserlerinin yer aldığı sergi gibi, adını çoktan duyurmuş sanatçılara adanan ve tekrar ilgi odağı olmalarını sağlayan sergilere yer vermek ve Camille Henrot, Jean-Jacques Lebel ve Kader Attia veya Neil Beloufa gibi genç nesile kendilerini müthiş bir ölçekte ifade etmelerine fırsat tanımak için 22 bin metrekarelik galeri alanıyla Palais de Tokyo, Fransa'nın kültür ortamında itici bir güç ve aktif bir oyuncu olarak kendisini kanıtlamış durumda.

Theaster Gates, Franck Scurti, Julien Creuzet, Angelica Mesiti ve Julius von Bismark'ın eserlerini bir araya getiren Sensible'ın açılışı, Richard Mille ve Palais de Tokyo işbirliğinin de başlangıcı olacak.