Fotoğraftan öykü filizlenebilir mi? Yazı ruhunu bir resme borçlu olabilir mi?
Arka sokaklarda gizlenmiş bir duygu, önce bir kareye sıkıştırılıp sonra sözcüklerle deşifre edilebilir mi?
Tek başlarına da dimdik ayakta durabilen iki birey olarak fotoğraf ve öykü, birbirlerini kısıtlamadan, aksine tamamlayıp büyüterek mutlu bir birlikteliğe imza atabilirler mi?
Fotoğraf ve öykülerin aynı öznel bakışa ait olması bu birlikteliği daha özel ve uyumlu hale getirir mi?
Fotoğraf, dağılmaya meyilli dikkati toplayacak bir merkez rolü üstlenebilir mi?
Edebiyata yabancılaşan modern insan, görsel destekle yazı dünyasına yakınlaştırılabilir mi?
Bunlar ve benzeri sorularla yola çıkan bir proje Kareli Öyküler. Gündelik olanı kalıcı hale getirebilmek, sıradandaki derinliğe erişebilmek, dört yanımızda gürül gürül akan yaşamı daha yoğun hissedebilmek, daha iyi anlayabilmek, onunla ilgili hayaller kurabilmek için oluşturulmuş bir atölye.
2012 yılında kuruldu. 2016 başında Kareli Öyküler adını aldı. Her hafta yeni bir kareli öykü ile dijital dünyada kendine bir köşe edindi. Edebiyatı demokratikleştirmeyi, dinamik bir platformda okuruyla derin, kalıcı bir bağ kurmayı hedefledi. Kendi halinde sokakları, yaşamın kıyısında kalmış insanları, kentin her tür acı ve güzelliğe karşı kayıtsızlığını fotoğraf karelerine sığdırdı. Onları var oluşun türlü olasılıklarıyla soyutladı, zenginleştirdi, öyküleştirdi. Paylaştı. Ve 2017 başında, ilk kez bu eserde yayımlanan bir seçkinin ilavesiyle, kâğıt kokusundan vazgeçmeyen okurla buluştu.
Son Dakika › Güncel › Ruhunu Fotoğrafa Borçlu Öyküler: - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?