Toplumsal Değişim Sempozyumu

İnsan ve Medeniyet Hareketi tarafından düzenlenen Toplumsal Değişim Sempozyumunun sonuç bildirgesinde, demografik değişimin dikkatle izlenmesi gerektiği belirtilerek, yaşlılar başta olmak üzere toplumdaki dezavantajlı gruplara yönelik kapsayıcı politikalar geliştirilmesi gerektiği vurgulandı.

Başbakan Ahmet Davutoğlu ve Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş'un da katıldığı sempozyuma ilişkin, İnsan ve Medeniyet Hareketi'nden yapılan yazılı açıklamaya göre, 3 gün süren sempozyumda 30 akademisyen tebliğ sundu.

Türkiye'de toplumsal değişim hakkında çalışan akademisyenleri, kamu kurum ve kuruluşlarını, sivil toplum kuruluşları ve ilgili özel sektör çalışanlarını bir araya getiren sempozyumda, toplumsal değişim kavramının dini, ekonomik, sosyo-kültürel, aile ve demografik boyutları ele alındı.

Sempozyum sonunda yayımlanan ve 11 maddeden oluşan bildirgede, Türkiye'de çok hızlı ve çarpıcı bir toplumsal değişim yaşandığı ve bu değişimin toplumsal yapıda oluşturduğu etkilerin titiz bir biçimde ele alınması gerektiği belirtildi.

Toplumun değerlerine aykırı yönde, değiştirici dış etkenlerin oluşturduğu sorunlara karşı dikkatli bir yol izlenmesi gerektiğine işaret edilen açıklamada, şunlar kaydedildi:

"Toplumun kendi değer ve medeniyeti ekseninde yeniden yapılanmasının önü açılmalıdır. Yeni mesken ve kent mimarisi, insan ilişkileri ve aile yapısını olumsuz yönde etkilemektedir. Geliştirilecek politikalarda bunun dikkate alınması tavsiye edilmektedir. Aile yapısını güçlendirici politika ve uygulamalar toplumda olumlu yönde bir değişimin ortaya çıkmasını sağlayacağından aile merkezli sosyal politikalar güçlendirilmelidir. Toplumdaki zayıfları koruma toplumsal kaynaşma açısından önemli. Bu minvalde zayıfları ve güçsüzleri korumaya yönelik düzenlemeler geliştirilmelidir. Demografik değişim dikkatle izlenmeli ve yaşlılar başta olmak üzere toplumdaki dezavantajlı gruplara yönelik kapsayıcı politikalar geliştirilmelidir. Göç olgusu Türkiye için artık kaçınılmaz bir sosyal realiteye dönüşmüştür. Bu sebeple göçmenleri ve mültecileri daha fazla kapsayıcı sosyal politikalara ihtiyaç bulunmaktadır. Göç edenlerle yerleşiklerin karşılıklı uyumunu artırmak üzere topluma olumlu mesajlar verilerek yönlendirmelerde bulunulmalıdır."

Bildirgede, dinin toplumdaki kaynaştırıcı gücünün öne çıkarılması hususunda çağrı yapılırken, ayrıştırıcı söylemlerden uzak durulması gerektiği vurgulandı.

Kadınların toplumsal yapıdaki yerinin ve konumunun güçlendirilmesinin altı çizilen bildirgede, "Sosyal medya toplum yapısına sarsıcı bir etki oluşturmaktadır. Bu etkilerin dikkatle izlenip toplum üzerindeki olumsuz sonuçları bertaraf edilmelidir. Sanatın toplumsal yapı üzerindeki dönüştürücü etkisi dikkate alınarak değer, gelenek ve kültürümüze uygun olan sanat çalışmaları teşvik edilmelidir" denildi.