Türk-Çek İş Konseyi

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, demokrasisiyle, insan haklarına saygısıyla, özgürlüklere yönelik güvencesiyle var olan Avrupa'nın, demokrasiye, insan haklarına, özgürlüklere yönelik bu terör örgütleri ve teröristlerle artık arasına mesafe koyması gerektiğini bildirdi.

Erdoğan, "Bu terör öyle bir ateştir ki düştüğü yeri yaktığı kadar gün gelir kendisini tutan maşanın sahibini, kendisini tutan eli de yakar. Bu noktada artık Avrupa'dan samimi bir duruş bekliyoruz. Daha samimi bir dayanışma bekliyoruz" dedi.

Başbakan Erdoğan, Türk-Çek İş Konseyi'nde yaptığı konuşmada, ABD'nin Ankara Büyükelçiliği'ne yapılan terör saldırısına değinerek, güvenlik ve istihbarat birimlerinin son derece hassas bir şekilde olayın izini sürdüklerini, ayrıca kısa zamanda olayın nereyle bağlantılı olduğunu tespit etmelerinin kendilerini mutlu ettiğini belirtti.

Bu saldırıya ilişkin karanlık noktaların, en kısa zamanda aydınlığa kavuşacağına inandığını dile getiren Erdoğan, "Bu ve benzeri olayların ardından biz bıkmadan, usanmadan Avrupa ülkelerine çağrılarımızı, uyarılarımızı yaptık, dayanışma mesajlarımızı ilettik. Açık söylemeliyim ki yaşanan onca acıya, yitip giden onca cana rağmen bu insanlık dışı terörün önlenmesi noktasında bazı Avrupa ülkelerinden hala gereken desteği alamıyor, gereken ciddiyete şahit olamıyoruz" diye konuştu.

-"Bizim artık bu dikkatsizliğe, bu ilgisizliğe tahammülümüz kalmamıştır"-

Türkiye'de en kanlı cinayetleri işleyen teröristlerin, Avrupa ülkelerinde ellerini kollarını sallayarak serbestçe dolaşabildiklerini vurgulayan Erdoğan, şunları kaydetti:

"Terör örgütünü yöneten, bu kanlı eylemleri organize eden zanlıları bildirmemize rağmen, eylemlerini delilleriyle ortaya koymamıza rağmen maalesef bu kişilere hiçbir şekilde dokunulmuyor. Bakın Cuma günü ABD Büyükelçiliği'ne saldırı düzenleyen kişinin, Almanya'da yaşadığı ve kaçak yollardan Türkiye'ye girdiği tespit edildi. Aynı şekilde Paris'teki suikastta öldürülen terörist İnterpol aracılığıyla aranıyordu. Almanya'da gözaltına alındığında iadesini istedik. Verilmedi. Fransa'da olduğu tespit edildiğinde Fransa'ya yazı yazıldı, cevap dahi gelmedi. Bunlara benzer çok sayıda örnekler var. Bana verilen cevap şu; bunların şu anda 4 bin yargı devam ediyor ve biz bunları takip ediyoruz. Takip etmeniz bana netice vermiyor. Niye bana bunları teslim etmiyorsun- Teslim et. Gerekli olan ne ise bunu biz yapalım. Çünkü bunun acısını çeken biziz, milletimiz. Bu konuda hep beraber terörle ortak mücadele vermeliyiz ki başarılı olalım. Bizim artık bu dikkatsizliğe, bu ilgisizliğe tahammülümüz kalmamıştır. Demokrasisiyle, insan haklarına saygısıyla, özgürlüklere yönelik güvencesiyle var olan Avrupa'nın, demokrasiye, insan haklarına, özgürlüklere yönelik bu terör örgütleri ve teröristlerle artık arasına mesafe koyması gerekiyor.

Her zaman söylüyorum. Bu terör öyle bir ateştir ki düştüğü yeri yaktığı kadar gün gelir kendisini tutan maşanın sahibini, kendisini tutan eli de yakar. Bu noktada artık Avrupa'dan samimi bir duruş bekliyoruz. Daha samimi bir dayanışma bekliyoruz."

-"2015'te biz 5 milyar doları yakalayalım"-

Türkiye ile Çek Cumhuriyeti arasındaki ikili ekonomik ilişkilerin, potansiyeli yansıtmaktan uzak olduğunu belirten Erdoğan, "İstikbale biz umutla bakıyoruz. Gelişmeler iyi yönde ilerliyor. Ama hala istediğimiz düzeyde değil. Yani şu anda 2,5 milyar dolarlık bir ticaret hacmi yeterli değil. Şimdi bir hedef koyduk. İnşallah, diyoruz ki 2015'te biz 5 milyar doları yakalayalım" ifadesini kullandı.

Başbakan Erdoğan, "Bizim toplam ithalatımız 240 milyar dolar. Bu ithalatın içinde 1,4 milyar dolar civarında bir miktar Çek Cumhuriyeti için herhalde yeterli olmaz. Aynı şekilde Türkiye'nin 152,5 milyar dolarlık ihracatında da Çek Cumhuriyeti'ne yapılan 1,3 milyar dolarlık ihracat son derece düşük" dedi.

Bir yıl önce Çek Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Vaclav Klaus'un, iş adamlarıyla Türkiye'ye yaptığı ziyaretten büyük bir memnuniyet duyduklarını ifade eden Erdoğan, bu tür ziyaretlerin artmasını istediklerini, Çek Cumhuriyeti Başbakanı Petr Neças'ı da beraberinde işadamlarıyla Türkiye'de görmek istediğini söyledi.

Erdoğan, şöyle devam etti:

"Bütün bunlarla birlikte şimdi artık aramızda bir Üst Düzeyli İstişare Konseyi'ni veya yüksek düzeyli bir stratejik işbirliğini kurmak suretiyle bakanlarımız daha sık bir araya gelecekler. Başbakanlar olarak da bir yıl Türkiye, bir yıl Çek Cumhuriyeti'nde adeta Bakanlar Kurulumuzu toplamak suretiyle Dışişleri Bakanlığımızın sekreteryasını yürüttüğü bir süreci başlatacağız. Bu süreçle birlikte inanıyorum ki, Türkiye ve Çek Cumhuriyeti arasında dış ticaretimiz çok daha yüksek seviyelere ulaşacaktır. Bizim 2012 yılı itibarıyla ülkemizdeki Çek yatırımlarının toplamının 2 milyar dolara ulaşmış olması aslında takdire şayandır. Özellikle enerji alanındaki yatırımlarınızı takdirle karşılıyor, güçlü şekilde destekliyoruz. Burada Türk Eximbank ile Çek İhracat Bankası'nın müşterek yapacakları çalışmalarla da bir çok mesafeleri alabiliriz."

Bir Çek firmasının, Türkiye'de tramvay ihalesi kazanmasıyla kalmayıp üçüncü ülkelere de ihraç etmek üzere Türkiye'de imalat yatırımı planlamasını memnuniyetle karşıladıklarını kaydeden Erdoğan, "Yeni teşvik paketimizin böyle girişimlere daha fazla imkan sağlayabileceğini burada hatırlatmak isterim. Üzerinde ısrarla durduğumuz bir konu olan üçüncü ülkelerde de müşterek işbirliğine girebiliriz" diye konuştu.

Bir Türk firması ve Çek firmasının, Rusya'daki ortak girişiminin diğer firmalara da örnek olma niteliği taşıdığını anlatan Erdoğan, "Ümit ediyoruz ki yakın bir gelecekte Avrupa da dahil, dünyanın dört bir yanında bu ve benzeri işbirliği örneklerini daha fazla göreceğiz" ifadesini kullandı.

-"Türkiye'de yatırım yapacak Çek işadamına vatandaşlık vermeye de hazırız"-

Türk firmalarının, Çek Cumhuriyeti'ndeki yatırımlarına bakıldığında ise doğrudan ve dolaylı olmak üzere önemli yatırımların gerçekleştirildiğini aktaran Erdoğan, "Bununla birlikte Türkiye'nin, Çek Cumhuriyeti'ndeki yatırımlarının ülkemizin büyüklüğü ve potansiyeliyle kıyaslandığında sembolik sayılabilecek boyutlarda olduğunu biliyorum. Bu durumun sorumluluğu, Türkiye'de yatırımcıyı teşvik edecek, Çek pazarına yöneltecek enstrümanların yetersizliğidir. Bunları da başarmamazı gerekiyor" dedi.

Vize sorununun, hala Türk işadamlarının önündeki en caydırıcı sorun olduğuna dikkati çeken Erdoğan, Türk işadamlarının istediği anda çantasını kapıp yatırım imkanlarını ve yatırım ortamını incelemek üzere uçağa atlayıp Avrupa'ya, Çek Cumhuriyeti'ne gelemediğini vurguladı.

Erdoğan, "Biz kapımızı her an açmaya hazırız. Hatta bir müjde veriyorum. Türkiye'de yatırım yapacak Çek işadamına vatandaşlık vermeye de hazırız. Bu kadar açık söylüyorum. Bu özgüvenimizden kaynaklanıyor. Yeter ki bu adımları birbirimize inanarak, birbirimize güvenerek atalım. İşadamlarımızın önündeki engellerin, hele hele haksız engellerin aşılmasını yürekten arzu ediyoruz. Bunları başaralım.

Ben inanıyorum ki bunlar gerçekleştiği takdirde ticaret hacmimizin ve yatırımlarımızın yeni rekor seviyelere ulaşacağından kuşku duymuyorum. Avrupa'nın yükselen yıldızları olan Türkiye ve Çek Cumhuriyeti'nin her alanda çok daha fazla işbirliği yapması için biz üzerimize düşeni hakkıyla yerine getireceğiz. Açtığımız yoldan inşallah işadamlarımız yürüyecek ve işbirliğimizi daha da güçlendirecekler."

Başbakan Erdoğan, bu toplantının iki ülke ekonomik ve ticari ilişkilerinin daha da ileriye götürülmesine katkıda bulunmasını temenni ettiğini dile getirdi.

- Çağlayan'ın konuşması-

Türk-Çek İş Konseyi'nde konuşan Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan ise iki ülke arasındaki ticaret hacminin istenilen düzeyde olmadığını söyledi.

"Gelmiş olduğumuz nokta önemli fakat yeterli değil. Zira biz ihracata dayalı bir büyümeyi hedeflemiş bir ülkeyiz" diyen Bakan Çağlayan, Türkiye ve Çek Cumhuriyeti'nin, toplam 600 milyar doları bulan ticaret hacimlerine rağmen, iki ülke arasındaki ticaret hacminin 2 milyar doları düzeyinde olmasının, ticaretin yeterli olmadığını gösterdiğini vurguladı.

Çek iş dünyasına, "Türkiye'ye sadece nüfusu 76 milyon, yaş ortalaması 30 olan bir ülke olarak bakmayın. Satın alma paritesine göre dünyanın 16'ıncı büyük ekonomisi olarak bakmayın. Türkiye'nin önemli bir özelliği, Türkiye'ye 4 saat uçuş mesafesinde etrafında 56 ülkenin bulunmasıdır. Bu coğrafyada dünya nüfusunun 4'te 1'i yaşıyor. Dünya milli gelirinin 3'te 1'i oluşturuluyor. 10 trilyon dolarlık alım, Türkiye'nin de içinde bulunduğu bu coğrafyada oluşturuluyor" dedi.

Türk ve Çek işadamlarının bu coğrafya üzerinde ortak ticaret fırsatları geliştirilebileceğini kaydeden Bakan Çağlayan, "Otomotiv, makine sektöründe birlikte çalışabiliriz" diye konuştu.

Türk-Çek İş Konseyi'ne, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve Çek Cumhuriyeti Başbakanı Neças'ın yanı sıra Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, Avrupa Birliği Bakanı Egemen Bağış, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mevlüt Çavuşoğlu, AK Parti Grup Başkanvekili Mahir Ünal ve Başbakanlık Müsteşarı Efkan Ala ile Türk ve Çek işadamları katıldı.

(Bitti)

Muhabir: Hasan Öymez/Hüseyin Gazi Kaykı

Yayıncı: Ertuğrul Cingil - PRAG