Türk Hükümetinin Kamu Bankalarını Destekleme Konusunda Güçlü Bir Eğilimi Var"

BERLİN (AA) – Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Fitch Ratings, " Türkiye'nin bu yılın Nisan ayında kamu bankalarına sermaye desteği verme kararı, Fitch Ratings'in Türk hükümetinin kamu bankalarını destekleme konusunda güçlü bir eğiliminin bulunduğu yönündeki görüşünü destekliyor." değerlendirmesinde bulundu. Kredi derecelendirme kuruluşu tarafından Türkiye'de kamu bankalarına sermaye artışına destek sağlanması kararına yönelik yapılan açıklamada, söz konusu sermaye artışının iki temele dayandığının düşünüldüğü belirtildi. Bu sebepler, kamu bankalarının ekonomiye kredi sağlamasına devam etmesine ve varlık kalitelerindeki bozulmalara karşı sermaye tamponlarını güçlendirmelerine yardımcı olmak olarak sıralandı

Fitch Ratings, açıklamasında, "Türkiye'nin bu yılın Nisan ayında kamu bankalarına sermaye desteği verme kararı, Fitch Ratings'in Türk hükümetinin kamu bankalarını destekleme konusunda güçlü bir eğiliminin bulunduğu yönündeki görüşünü destekliyor." ifadesini kullandı. Türkiye'de yetkililerin, kamu bankalarının sermayesinde yılın ilk çeyreğindeki hızlı kredi büyümesinden kaynaklı aşınmayı gidererek bu bankaların kredi büyümesini sürdürerek Türk ekonomisinin gelişmesine yardımcı olmak istediklerinin aktarıldığı raporda, bankaların ana sermayesinin devlet tahvili desteğiyle artışının varlık kalitelerindeki bozulmalara karşı ekstra bir tampon sağlayacağı, onların likidite karşılama oranlarını destekleyeceği ifade edildi. Kuruluşun, bankaların sermaye oranlarını hala ılımlı olarak gördüğü aktarılan açıklamada, buna sebep olarak takipteki kredi oranlarının, zayıf seyreden ekonomi, liradaki değer kaybı ve lira cinsinden faizlerin yüksek olmasının borçlanıcı üzerindeki baskısı nedeniyle önemli ölçüde kötüleşebileceği gösterildi. Kamu bankalarının 3,7 milyar avroluk sermaye artışının Türkiye'nin 2019 gayri safi yurtiçi hasılasının (GSYH) yüzde 0,5'ine denk geleceği belirtilerek, Türkiye'nin kamu borcunun GSYH oranının (2018'in sonu yüzde 30,4) nispeten düşük kalması nedeniyle ülkenin bilançosunda etkisinin sınırlı olacağı değerlendirmesi yapıldı.