İZZET MAZI - Ülkelerindeki iç savaştan kaçarak Türkiye'ye sığınan ve yetkililerce Kilis'teki konteyner kente yerleştirilen Suriyeli Cevdet ve Mıreş Arapağa çifti, ilerlemiş yaşlarına rağmen 45, 39 ve 30 yaşlarındaki engelli çocuklarının kimseye muhtaç olmaması için mücadele veriyor.
Suriye'de 6 yılı aşkın süredir devam eden, binlerce kişiyi sığınmacı durumuna düşüren iç savaş, Lazkiye kentine bağlı Selman köyünde yaşayan Cevdet (73) ve Mireş (62) Arapağa ile doğuştan engelli 3 çocuğunun hayatını da altüst etti.
Köylerinde engelli çocuklarıyla zaten zor bir hayat süren Arapağa çifti, yaklaşık 1 yıl önce köylerinin bombalanması üzerine, çocuklarının hayatlarından endişe ederek zorlu bir yolculuğun ardından Türkiye'ye sığındı.
Yetkililer tarafından Kilis'teki Öncüpınar Konaklama Merkezinde bir konteynere yerleştirilen Arapağa ailesi, burada kamp yetkililerinin de desteğiyle kendilerine yeni bir hayat kurdu.
Hayatını çocuklarına adayan anne Mıreş Arapağa, AA muhabirine yaptığı açıklamada, akraba evliliği sonucu 7 çocuğundan Mahir (45), Reca (39) ve Ahmet'in (30) doğuştan bedensel ve zihinsel engelli dünyaya geldiklerini söyledi.
Büyük oğlu Mahir'in savaştan önce bedensel olarak çok büyük sıkıntısı olmadığını ancak bombalı saldırılar sonrasında hareket kabiliyetini kısmen, görme kabiliyetini ise tamamen kaybettiğini anlatan anne, şunları kaydetti:
"Suriye'de sürekli ölüm korkusu yaşıyorduk ama çocuklarım engelli olduğu için istediğimiz gibi hareket edemiyorduk. Sonuçta sağlıklı bireyler olmadıkları için onları da kendimizle taşımak zorundaydık. Bu da bizim için büyük bir sıkıntıydı. Taşınmamak, evimizi terk etmemek için şartları sonuna kadar zorladık. Bir gün köyümüz bombalanmaya başladı. Yağmur yağar gibi bomba yağıyordu. O gün eşim ve 3 çocuğumla Türkiye'ye sığınmaya karar verdik. Çocuklar yürüyemiyor, ikisi hiç hareket edemiyordu. Yaşlı insanlar olduğumuz için gücümüz de yoktu. Bizim için çok zor bir yolculuktu ama arabaya kadar onları sırtımızda taşıdık."
-"Emin bir hayat yaşıyoruz"
Anne Arapağa, Türkiye sınırına kadar zor ve sıkıntılı günler geçirdiklerini dile getirerek sınıra ulaştıklarında Türk askerlerinin kendilerini sınırdan içeriye aldığını ve o günden bu yana hiç yalnız bırakılmadıklarını vurguladı.
Kamp yetkililerinin de kendilerini yalnız bırakmadığını anlatan anne Arapağa, Türkiye'ye gelebildikleri için çok şanslı olduklarını ifade ederek, "En azından burada canlarını kurtardık. Şu anda emin bir hayat yaşıyoruz. Çok şükür her an başımıza bomba düşecek korkumuz yok, güvendeyiz. İlk geldiğimizde hiçbir şeyimiz yoktu. Allah'a şükür burada çocuklarımızla kendimize yeni bir hayat kurduk." diye konuştu.
Çocuklarıyla bebek gibi ilgilenen, yemeklerini yediren, günlük bakımlarını yapan anne ve baba, ömürleri yettiğince çocuklarına bakacaklarını, onların rahat edebilmesi için ellerinden geleni esirgemeyeceklerini ifade etti.
-"Türkiye olmasaydı hepimiz ölürdük"
Baba Cevdet Yusuf Arapağa da engelli çocuklarının daha güvende yaşaması için Türkiye'ye sığındıklarını belirterek "Eğer gelmeseydik şimdi ölmüş olabilirdik." dedi.
Oğullarını tıraş eden, günlük bakımlarında eşine etmeye çalışan baba Arapağa, zor bir hayatları olduğunu ancak Allah'a şükrettiklerini dile getirerek, "Bizimle yakından ilgilenen ve bir an olsun yalnız bırakmayan Türk hükümetine teşekkür ederiz." şeklinde konuştu.
Son Dakika › Güncel › Yaşlı Çift Hayatlarını Engelli Çocuklarına Adadı - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?