Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün, İzmir'de üniversite-sanayi işbirliği konulu toplantıda şirketlerin üniversiteye başvurmaktan yılmaması gerektiğini belirterek şirketleri hastaneye giden hastalara benzetti. Ergün, "Şirketin karnı ağrımıyor mu, başı dönmüyor mu? Halsizlik olmuyor mu? Böyle bir durumda şirket kendini koca karı ilaçlarıyla tedavi etmeyecek. Üniversiteye gidecek" dedi.
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından düzenlenen Üniversite Sanayi İşbirliği Bölgesel Toplantısı, İzmir Hilton Otel'de gerçekleştirildi. Toplantıya Bakan Nihat Ergün'ün yanı sıra İzmir Valisi Cahit Kıraç, üniversite rektörleri, iş dünyası ve akademisyenler katıldı. Toplantıda konuşan Bakan Ergün, 2011 yılında gerçekleştirilen kamuda yeniden yapılanma sürecinin ardından kendi bakanlıklarının da değiştiğini hatırlatarak sıçrama yapabilmek için önceden bir takım değişiklikleri gerçekleştirmek gerektiğini, bilim ve sanayi politikalarını birbirine entegre etmeyi amaçladıklarını vurguladı.
Ergün, Türkiye'nin güçlü bir ülke olmasının bilgiyle mümkün olduğunu dile getirdi. Ergün, "Üniversiteler ülkemizin kaderini tayin eden en önemli kurumlar arasında yer almak zorunda. Üniversiteler ile sanayi işbirliklerini bilim ve teknolojinin üzerinde hassasiyetle durmamız gerekiyor. Bu alanda atacağımız her adım başka adımları da büyük bir şekilde etkilemektedir. Bilim ve teknolojide bir adım ilerleyelim göreceksiniz başka alanlarda 10 adım ilerleme imkanı doğacaktır. Bu nedenle bilim ve teknoloji kapasitemizi artırmaya, daha yüksek katma değerli üretim yapan bir özel sektör oluşturmaya büyük önem veriyoruz" diye konuştu.
'İLERİ TEKNOLOJİYLE SIÇRAMA YAPMALIYIZ'
Bakan Ergün, Türkiye'nin son 10 yıl da önemli ilerlemeler kaydettiğini, bu ilerlemelerin rakamsal olarak ortaya konabildiğini ifade etti. Bakan Ergün, "Gerçek ortada, rakamlar ortada. Milli gelirimiz, fert başına milli gelirimiz, ihracatımız arttı. Türkiye bunları başarabildi. 10 yıl önce düşük teknolojili bir üretim vardı. Şimdi orta ve orta üstü teknolojilerde yoğunlaştık ama ileri teknolojiye bir sıçrama yapmamız lazım. Türkiye'nin üniversite sayısını 10 yıl öncesine göre ikiye katladık. Bütün bunlar bir sıçrama yapmak için potansiyele sahip olduğumuzun önemli göstergeleri. Önümüzdeki 10 yılda bir sıçrama yaparak hedeflerimize ulaşabilir, 2 trilyon dolarlık milli gelir, 500 milyar dolarlık ihracat seviyesini, fert başına milli geliri 25 bin dolara ulaştırabiliriz. Bu potansiyel bizde var ama bunu alelade ürünler üreterek ve satarak yapamayız. Bizim daha ileri teknolojili ürünler yapmamız, satmamız lazım. Bu seviyeye ancak böyle ulaşabiliriz. Bunu başarmak için Ar-Ge harcamalarının milli gelir içindeki payını yüzde 3'e, ihracatta yüksek katma değerli ürün oranını yüzde 20'ye çıkarmamız lazım. Onun için üniversitelerimizi ve sanayimizi bu durumun farkında olmaları için bir araya getiriyoruz" dedi.
'ŞİRKET KENDİNİ KOCA KARI İLACIYLARIYLA TEDAVİ ETMEYECEK'
Nihat Ergün, söz konusu Ar-Ge harcamalarının 60 milyar dolara denk geldiğini, bunun 3'te ikisini de özel sektörden beklediklerini anlattı. Ergün, "Bu işbirliği nasıl olacak? Sanayici üniversite yaptırsın adı verilsin, plaket verilsin, fahri doktora verilsin. Bu da model ama daha derinlikli bir modele ihtiyacı var. Üniversitelere diyoruz ki 'Sanayici size geldiğinde gene geldiler deme.' Nasıl hastalandığımızda üniversite hastanesine gittiğimizde 'Nereden geldi' demiyorlar. Böylece yeni hasta tipleri, davranışlarıyla karşılaşıyoruz, hepsi öğretici oluyor. Bunun benzerini gelin sanayiyle yapalım. Şirketin karnı ağrımıyor mu, başı dönmüyor mu? Halsizlik olmuyor mu? Rekabet gücü azalmıyor mu? Daha iyi personel yönetimine, markalaşma ihtiyacına sahip değil mi? Böyle bir durumda şirket kendini koca karı ilaçlarıyla tedavi etmeyecek. Üniversiteye gidecek, her seferinde üniversiteye başvurmaktan yılmayacak" diye konuştu.
İZMİR'E 3 YETMEZ, EN AZ 5 TEKNOPARK
Bakan Ergün, bu durumlarda üretilen projelerin yüzde 75'ini finanse edeceklerini de açıklayarak teknoparklarda Ar-Ge personeline büyük muafiyetler sağladıklarını belirtti. İzmir'in de Türkiye'nin 2023 hedeflerine ulaşmasında en önemli katkıyı verecek kent olduğunu vurgulayan Bakan Ergün, kentin turizm ve tarımda avantajı olduğunu ancak sanayide büyüyeceğini belirterek kentteki 3 teknoloji geliştirme bölgesinin en az 5'e çıkarılması, Ar-Ge merkezlerinin ve şirketlerinin sayısının artırılması gerektiğini ifade etti. İzmir'de 78 San-Tez projesi desteklendiğini, 31 tekno girişimcinin bulunduğunu dile getiren Ergün, üniversitelerde araştırmacılığın da artması gerektiğini ancak mevcut öğretim üyesi maaşlarının buna yetmeyeceğini savundu. Üniversitelerde öğretim üyelerinin ders vermekten başını kaldıracak hali olmadığının altını çizen Ergün, bunların birinci nesil üniversiteler olduğunu, şimdi eğitim-öğretimle araştırmayı birlikte götüren, hocaların şirket kurduğu üniversitelerden bahsedildiğini, kentteki üniversitelerin de buna ayak uydurması gerektiğini söyledi.
YORGANCILAR: ÜNİVERSİTE-SANAYİ AYRILMAZ PARÇALAR
Ege Bölgesi Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar da üniversiteler ile sanayiyi ayrılmaz parçalar olduklarını, ancak şu andaki ilişkilerin istenen düzeyde olmadığını belirterek teknoloji yoğun üretimin yapılması için İzmir'in de son derece uygun illerden biri olduğunu vurguladı. İzmir'in bu işbirliğinin önemini erken kavradığını, üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirdiğini aktaran Yorgancılar, döner sermayeden Ar-Ge desteklerine kadar konuyla ilgili yasal altyapılarda da iyileştirmeler yapılması gerektiğine işaret etti. - İzmir
Son Dakika › Politika › Bakan Ergün'den Şirketlere Çağrı - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?