CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu: (2) - Son Dakika
Politika

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu: (2)

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun Kurban Bayramı'nda Doğu ve Güneydoğu Anadolu'daki bazı illere yaptığı ziyaretlere ilişkin, "Gizli gittiğinden ötürü övünüyor.

13.10.2015 00:23

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun Kurban Bayramı'nda Doğu ve Güneydoğu Anadolu'daki bazı illere yaptığı ziyaretlere ilişkin, "Gizli gittiğinden ötürü övünüyor. Bana böyle bir başbakan, dünyada örneği görülen bir başbakan örneği verebilir misin? Böyle bir şey olabilir mi? Bunu da övünerek gazetecilere anlatıyor. 'Gizli gittik, rotayı şöyle verdik, sonra vazgeçtik, şöyle yaptık. Kimsenin haberi olmadı, ruhu duymadı.' İyi halt ettiniz. Ülkeyi bu hale getirdiniz" dedi.

Kılıçdaroğlu, Halk Tv'de canlı yayımlanan "Halk Arenası" programında, gündeme ilişkin soruları yanıtladı.

İstihbarat zafiyeti tartışmalarına ilişkin Kılıçdaroğlu, saldırı öncesinde "bombalamanın olacağı"na ilişkin bazı tweet'lerin bulunduğunu ve bunu da Başbakan Davutoğlu'na hatırlattığını söyledi. Açık istihbaratı dahi göremeyen bir yapının bulunduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, "Gazetecileri, politikacıları... Eğer başka alanlara istihbaratçıları yönlendirmeseydi belki başka bir şey çıkacaktı, bunlar yakalanacaktı" diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, Amerika'da üç Müslüman gencin öldürülmesi üzerine, 12 Şubat 2015'te yaptığı konuşmasından bir bölümü aktaran Kılıçdaroğlu, şöyle dedi:

"Üç kişi, 97 kişi... Bu işin siyasi sorumlusu kim? Bu milletin vicdanına gerçekten seslenmek istiyorum. 97 tane gencecik çocuğumuz, umudumuz yok olup gidiyor. Bu işin siyasi sorumlusu kim? Normalde iki bakanın derhal gidip, istifa dilekçelerini verip, 'Kusura bakmayın bu işte bizim sorumluluğumuz var. Biz bu işin siyasi sorumlusuyuz. Bizi affedin' demeleri lazım. Bunu demedikleri takdirde bu işin sorumlusu onlar, artı Sayın Davutoğlu."

"Hukuk yok, hukuk devleti yok"

Başbakan Davutoğlu ile yaptıkları görüşmede, hukuk devletinin olmadığını, hukuk devleti kavramında sorun yaşandığını da söylediğini anlattı.

Bir mafya liderinin çıkıp miting yaptığını, "Oluk oluk kan akacak" dediğini ve hiçbir cumhuriyet savcısının, "Bu adam kimdir? Niye bunu yapıyor?" diye harekete dahi geçmediğini söyleyen Kılıçdaroğlu, Davutoğlu'na, "Bu savcılar da mafya babasının emrinde mi?" diye açık ve net sorduğunu ifade etti. Bunu söylemek zorunda olduğunu, oraya konu mankeni olarak gitmediğini belirten Kılıçdaroğlu, Davutoğlu'nun ise mitingin kendileri ile bir ilgisinin olmadığını söylediğini aktardı.

"Bu miting yapılırken validen izin alınmıyor mu? Vali aynı zamanda hükümetin valisi değil mi?" diyen Kılıçdaroğlu, "Nasıl diyebilir ki, 'Bizimle ilgisi yoktur bunun. Şakanın da ötesinde. Ülkenin nasıl yönetildiğine bakın. 'Ülkede yönetim boşluğu var' derken, aslında bunları kastediyorduk. Hukuk yok, hukuk devleti yok. Savcı, kendisini cumhuriyetin savcısı değil de iktidarın savcısı olarak gördüğü andan itibaren, cumhuriyet ve kurumları tehlikede demektir" değerlendirmesinde bulundu.

"'Efendim bu, AKP hükümeti değil' Onu da söylüyor. Bal gibi AKP hükümeti"

Başbakanlık ve cumhurbaşkanlığı koltuğunun boş olduğunu, bu koltukta oturanların, o koltukların hak ettiği görevi yapmadığını iddia eden Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Eğer siz, iradenizi, başka bir iradeye ipotek etmişseniz, siz ülkeyi yönetemezsiniz. Nitekim yönetilemiyor ülke. Siz, 'Efendim CHP de bu seçim hükümetinde olsaydı, belki daha iyi olurdu.' Hala onu söylüyor Sayın Davutoğlu. Biz size dört yıllık koalisyon önerdik. Dört yıl kurulacaksa buyurun koalisyon yapalım. Şimdi sıkıştılar, terör her tarafı sardı, 'Neden onlar seçim hükümetinde yer almıyorlar?' Bu seçim hükümeti terörü mü önleyecek? 'Efendim bu AKP hükümeti değil' Onu da söylüyor. Bal gibi AKP hükümeti. Bakan olarak atadıklarınız sizin getirdiğiniz müsteşarlar, genel müdürler değil mi?

Kendi sorumluluğunu bir başkasının üstüne atma alışkanlıkları var bunlarda. Kendi hatalarını başkalarına fatura etme gibi bir hastalıkları, alışkanlıkları var. Hükümeti kuran sensin. Kendisine aynı zamanda başbakan ile Adalet ve Kalkınma Partisi'nin de genel başkanı olduğunu söyledim. Vesayet, nereden başladı biliyor musunuz? AKP'nin kongresi başlamadan önce Erdoğan onu genel başkan olarak ilan etti. Kongrenin tamamen şekli bir kongre olduğu ortaya çıktı. 'Sen benim başbakanımsın. Genel başkan seçileceksin' dedi. Siyasi partiler yasasına göre usulen toplandılar ve seçtiler. Kimin iradesinden söz ediyoruz biz. Demokrasilerde bağımsız irade önemlidir ama böyle bir şey yok ortada."

AK Parti ile yapılan koalisyon görüşmeleri

Koalisyon hükümeti kurma görüşmeleri kapsamında Başbakan Davutoğlu geldiğinde, "Bir koalisyon kurmak için biz geliyoruz" diye bir önerisi olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, o dönemdeki görüşme sürecine ilişkin bilgi verdi.

Görüşmeler sırasında, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, "Beni ve ailemi karıştırmayacakları konusunda söz versinler" şeklinde bir teklifinin gelip gelmediği yönündeki bir soru üzerine Kılıçdaroğlu, değişik kanallardan kendilerine buna benzer taleplerin intikal ettiğini ancak bunları ciddiye almadıklarını belirtti.

Söz konusu görüşmelerde, "Biz samimi ve dürüst bir şekilde, neye inanıyorsak onları söyledik. Bizim söylediklerimizden, 'Şuna itiraz ediyoruz' diyorsanız onu da bize söyleyin" dediklerini dile getiren Kılıçdaroğlu, bir koalisyon görüşmesinin olmadığını, bir öngörüşmenin olduğunu ifade etti. 35-45 gün değil, toplam 10 gün görüşmenin yapıldığını belirten Kılıçdaroğlu, "Sürenin uzamasından duyduğum rahatsızlığı Sayın Davutoğlu'na söyledim. Onun üzerine iki gün sonra oturduk ve bize yeni bir teklifle geldiler, koalisyon teklifiyle değil, 'Seçim hükümeti kuralım' dediler. Biz onu kabul etmedik. Çünkü o milli iradeye saygısızlık olurdu" ifadesini kullandı.

"En zor durumda kalanlar, toplumu ateşe atmaktan çekinmezler. Hesabını veremeyeceğiniz olaylar, tablolar varsa ve siz koltuğunuzu korumak zorundaysanız bu gerekçeyle ülkeyi ateşe atarsınız" görüşünü aktaran Kılıçdaroğlu, "Bunu söylediğim zaman yine beni eleştirdiler. Fakat ne söylediysem, bir-iki ay sonra hepsi gerçeğe dönüşüyor. Acıyı yaşıyoruz hep beraber" dedi.

Yeni bir hükümetin kurulmasını Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın engellediğini öne süren Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin bugünkü tabloya gelmesindeki sorumluların Erdoğan ve Davutoğlu olduğunu iddia etti.

"O zaman bu canlı bombaları ve patlamayı da siz biliyordunuz"

Ankara'daki terör saldırısına değinen Kılıçdaroğlu, "Patlama dolayısıyla Sayın Davutoğlu açıklama yapıyor, 'İstihbarat zafiyeti yoktur' diye. İstihbarat zafiyeti yoksa, siz bu olayı biliyordunuz demek ki. O zaman niye önlem almadınız. Biz istihbarat zafiyeti var diyoruz. Aslında devletin, hükümetin bu işi yeterince göremediğini söylüyoruz, ciddiye almadığını söylüyoruz. 'İstihbarat zafiyeti yok. Biz her şeyi biliyoruz' diyor. O zaman bu canlı bombaları ve patlamayı da siz biliyordunuz. Niye önlem almadınız o zaman?" şeklinde konuştu.

Son zamanlarda devlete yönelik bazı çevrelerden suçlamalar olduğunu dile getiren Kılıçdaroğlu, devletin bir tüzel kişilik olduğunu belirterek, devleti suçlayarak AK Parti hükümetinin aklanmış olacağını söyledi.

"Muhalefet yeterince yapıyor muyuz, yapmıyor muyuz tartışılabilir"

"AK Parti'ye yönelik eleştirilerinde toplumun beklediği dozu kullanmadığı, AK Parti'ye karşı uysal bir politika izlediği ve bu koalisyon ihtimalini daima göz önünde bulundurduğu" şeklinde yorumlar yapıldığının ve kendisine eleştiriler getirildiğinin aktarılmasının ardından Kılıçdaroğlu, şöyle dedi:

"Muhalefet yeterince yapıyor muyuz, yapmıyor muyuz tartışılabilir. Eleştiriye de saygımız var. Fakat bu ülkenin sorunları var ve bu sorunlara biz hangi çözümleri üretiyoruz, benim bunları anlatmam lazım. AKP'nin ne olduğunu herkes biliyor. 'AKP şunu yapıyor' dememle bizim oyumuzun artacağını sanmıyorum. Tam tersine... Vatandaş diyor ki 'Ben borç batağındayım beni nasıl kurtaracaksın?' 'Ev sahibi olmak istiyorum nasıl yapacaksın?' 'Emekliyiz geçinemiyoruz, nasıl geçineceğiz biz?' Benim bunlara yanıt bulmam lazım. Çünkü şu algının oluşması lazım. Ülke iyi yönetilmiyor ama bu ülkeyi en iyi CHP yönetir. Bunun en önemli kanıtı bizim seçim bildirgemiz."

"Eğer sen kendi ülkeni, başbakan olarak, özgürce gezemiyorsan..."

Başbakan Davutoğlu'nun Kurban Bayramı'nda Doğu ve Güneydoğu Anadolu'daki bazı illere yaptığı ziyaretlere değinen Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:

"Bir ülkenin başbakanı, kendi ülkesinin bir bölümüne giderken gizli gitmez. Sayın Davutoğlu, Doğu ve Güneydoğuya giderken, gizli gitti. Kimseye haber vermeden gitti. Bunu da büyük bir maharetmiş gibi anlattı. Can güvenliği nedeniyle, gizli gittiği açık. Eğer sen kendi ülkeni, başbakan olarak, özgürce gezemiyorsan, caddelerinde ve sokaklarında gezemiyorsan, esnafa 'merhaba' diyecek konumda bile değilsen, sen bu ülkeyi yönetemezsin.

Gizli gittiğinden ötürü övünüyor. Bana böyle bir başbakan, dünyada örneği görülen bir başbakan örneği verebilir misin? Böyle bir şey olabilir mi? Bunu da övünerek gazetecilere anlatıyor. 'Gizli gittik, rotayı şöyle verdik, sonra vazgeçtik, şöyle yaptık. Kimsenin haberi olmadı, ruhu duymadı.' İyi halt ettiniz. Ülkeyi bu hale getirdiniz. Kendi ülkende, başbakan olduğun ülkende, bir bölgeye gizli girebiliyorsun ancak. Özgürce sokaklarında gezemiyorsun. Ülkeyi bu hale getirdiler. Asıl bunun üzerinde durulması lazım. Yeteri kadar, medya bunun üzerinde durmadı. Başbakansın ancak gizli gidebiliyorsun, karakollara gizli gidebiliyorsun. Niye rahat gezmiyorsun? Düne kadar CHP'ye ne diyorlardı, 'Siz Sivas'ın ötesine bile geçemezsiniz' diyorlardı. Biz bugün 81 ilimize de gidiyoruz. Vatandaşlarımızı da dinliyoruz. Onların dertlerine derman olmaya çalışıyoruz."

(Sürecek)

Kaynak: AA

Son Dakika Politika CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu: (2) - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?

    SonDakika.com'da yer alan yorumlar, kullanıcıların kişisel görüşlerini yansıtır ve sondakika.com'un editöryal politikası ile örtüşmeyebilir. Yorumların hukuki sorumluluğu tamamen yazarlarına aittir.

Advertisement