Erdoğan: "Biz hepimiz faniyiz ama bu ülke, inşallah insanlık var oldukça var olacak" - Son Dakika
Politika

Erdoğan: "Biz hepimiz faniyiz ama bu ülke, inşallah insanlık var oldukça var olacak"

Erdoğan: "Biz hepimiz faniyiz ama bu ülke, inşallah insanlık var oldukça var olacak"

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Kurtuluş Savaşı günlerinde Ankara'nın Polatlı ilçesinden top sesleri gelirken TBMM'nin vazifesini bihakkın yerine getirdiğini belirter...

03.12.2013 16:17

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Kurtuluş Savaşı günlerinde Ankara'nın Polatlı ilçesinden top sesleri gelirken TBMM'nin vazifesini bihakkın yerine getirdiğini belirterek, "Bugün de sermayesini, manşetlerini, kışkırtmalarını adeta bir kurşun gibi Meclis'in üzerine çevirenlere rağmen Meclis'in ve siyasetin saygınlığından taviz vermeyeceğiz" dedi.

Partisinin TBMM grup toplantısında konuşan Erdoğan, iktidarları boyunca yaptıkları tüm bu eserlerin yanında AK Parti Hükümetleri olarak Türkiye'nin istikbalini çok yakından ilgilendiren bir önemli hizmeti de gerçekleştirdiklerini söyledi. "Esasen bu hizmet, bizim diğer tüm hizmetlerimiz kadar önemli hizmettir. Hatta belki de bugüne kadar ortaya koyduğumuz eserler arasında en önemlilerinden biridir" diyen Erdoğan, 11 yıl boyunca milli iradenin güç kazanması, milli iradenin sadece güç kazanması değil, tüm süreçlere tam anlamıyla hakim olması için en yoğun ve kapsamlı mücadeleyi verdiklerini kaydetti.

Erdoğan, "Çok büyük projeler inşa edebilirsiniz ;okullar, hastaneler, yollar, barajlar kurabilirsiniz, ekonomiyi büyütebilir, dış politikada ülkenizi aktif bir durma getirebilirsiniz. Ancak tüm bunları yapmaktan daha ö nemli olan; bu inşa ve imar sürecini devamlı kılmak, yeni sarsılmaz bir istikrarı ülkenize kazandırmaktır. Asıl yapılması gerekli olan budur" diye konuştu.

-"Biz hepimiz faniyiz"

Bir zihniyet devrimini, bir fikri dönüşümü gerçekleştirmek, reform ve kalkınma süreçlerini istikrarlı ve sürdürülebilir hale getirmenin, ortaya konulması gereken en büyük eser olduğunu ifade eden Erdoğan, şunları söyledi:

" Biz hepimiz faniyiz ama bu ülke, inşallah insanlık var oldukça var olacak, bu millet dünya var oldukça inşallah var olacaktır. Eğer biz ebediyete göçtüğümüzde arkamızdaki eserler de göçüp gidiyorsa, bu sağlam bir zemin inşa edilmemiş demektir. Zemin sağlam değilse üzerindeki yapının, eserin hiçbir anlamı yoktur. Biz bir yandan Türkiye'ye büyük eserler bırakırken, bir yandan da bu eserlerin kalıcı olması ve yenilerini eklenebilmesi için sağlam zeminde inşa etmenin mücadelesini verdik, veriyoruz. Bu sağlam zemin, hiç kuşkusuz milli iradenin özgür ve bağımsız şekilde tecellisidir. Şunu arık herkesin bilmesi, anlaması ve kabullenmesi gerekiyor; millet gayri mümeyyiz değildir. Yani millet, kendi kararını kendisi vermekten, kendi istikametini kendisi çizmekten aciz değildir.

Milletin vesayete ve vasilere hiç ama hiç ihtiyacı yoktur. Hatırlayın, bu ülkede bir dönem tek parti, yani CHP hiçbir eleştiriyi, öneriyi, tavsiyeyi dikkate almadan, hiçbir feryadı duymadan, hiçbir itiraza kulak vermeden ülke yönetmiştir. Millete 'siz bilmezsiniz, siz anlamazsınız' denilmiştir. Millete, 'devlet yönetmek önemli iştir' diyerek hiçbir konuda karar hakkı tanınmamıştı. Hala halkına 'bidon kafalı' diyen bunlardır. Milletin de bir fikri, sözü, feraseti olduğu kabul edilmemiş, hiç dikkate alınmamıştır. 1950-1960 arasındaki çok partili demokratik dönem, 27 Mayıs müdahalesiyle rafa kaldırılırken aslında millete aynı hakaret yapılmıştır. Millete 'siz beceremediniz, siz yapamadınız', böyle dediler. 12 Eylül 1980 ve 28 Şubat 1997'de aynı şekilde millet tahkir edilmiş, milletin kararı, tercihi ve hatta milletin bizatihi kendisi yok sayılmıştır. Milleti yok sayan, sadece tek parti dönemi, sadece müdahale dönemleri değildir. Çok partili dönemlerde, demokrasi dönemlerinde kimi çeteler, kimi karanlık odaklar, kimi zümre ve gruplar, bazı sermaye çevreleri ve bazı medya kuruluşları millete aynı tahkir edici nazarla bakmış, milletin kararına dudak bükmüştür. Bunlar hükümetler kurmuşlardır, bunlar hükümetleri istedikleri zaman değiştirmişlerdir."

-"Bu da bize nasip oldu"

Gazi Mustafa Kemal'in daha İlk Meclis açılırken 22 Nisan 1920'de Misak-ı Milli sınırları içindeki yetkili makamlara çektiği telgrafı çok sık hatırladığını ve hatırlattığını anlatan Erdoğan, bu telgrafın önemli olduğunu ve TBMM'nin ne olduğunu, neden açıkladığını en kısa ve öz şekilde anlatan ifadelere sahip olduğunu vurguladı.

Erdoğan, "Diyor ki Gazi Mustafa Kemal, '23 Nisan 1920'den itibaren bütün sivil ve askeri makamların, bütün milletin başvuracağı merci TBMM olacaktır.' Evet daha en baştan Türkiye'ye istikamet çizecek en önemli mercinin Meclis olacağı ifade ediliyor. Milleti temsil eden, millet adına orada bulanan, millet adına karar veren vekillerin Türkiye'nin istikametini tayin edeceği ifade ediliyor. Meclis'in her türlü sivil ve askeri makamların üzerinde olduğu daha en başta ve güçlü şekilde ifade ediliyor. İşte bu salon, Türkiye'de ikili yapı olduğunda burası da Senato'ydu. Biz şu anda Senato Salonu'nda AK Parti Grubu olarak faaliyetlerimizi sürdürüyoruz. Bu da bize nasip oldu" diye konuştu.

-"Milli iradeye en fazla sahip çıkması gereken TBMM'dir"

Erdoğan, demokrasilerde sivil toplum, dernek, vakıf, sendika ve medyanın çok önemli olduğunu belirterek, " Onlar eleştirilerini yaparlar, tavsiyelerini ortaya koyarlar, meşru ve demokratik çerçevede istek ve taleplerini dile getirirler ama hakaret edemezler. Nihayetinde karar verecek olan TBMM, milletin seçtiği vekillerdir, o vekillerin tayin ettiği hükümetlerdir. Meclisi de hükümetleri de teşkil eden, ona görev veren millettir. Millet beğendiğini orada tutar, beğenmediğini de alaşağı eder. İşte bu anlayış, bu kültür sarsılmaz şekilde var olmalı ve korunmalıdır" şeklinde konuştu.

- "Meclis, iradesini güç odaklarına teslim edemez"

Milli iradeye, sandığa, demokrasiye en fazla sahip çıkması gerekenin bizzat TBMM'nin kendisi olduğunu kaydeden Erdoğan, milli iradeyi güçlendirme noktasında TBMM'nin saygınlığını en üst seviyede korumak zorunda olduğunu söyledi. Meclis içindeki her bir vekil ve siyasi partinin saygınlığını en üst düzeyde koruması ve mili iradeye en güçlü şekilde sahip çıkması gerektiğinin altını çizen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Eğer bir vekil veya bir siyasi parti, yetkinin kendisinde değil, Meclis dışındaki güçlerde olduğuna inanıyorsa, Meclis dışından medet umuyorsa, o vekil veya siyasi parti en başta kendisini inkar etmiş olur. Yani milli iradeye, demokrasiye, sandığa sadece iktidar partisi değil, aynı oranda, aynı samimiyetle ve aynı kararlılıkla muhalefet partileri de sahip çıkmalıdır. İktidar partisinin milletin tamamına duyduğu güveni, muhalefet partileri de duymalıdır, duymak zorundadır. İktidar patisinin milli iradeyi güçlendirmek için ortaya koyduğu gayreti, muhalefet partileri de samimi şekilde desteklemelidir. Milletten başka, sandıktan başka karar mercileri aramak; Türkiye'nin bugününe, özellikle de yarınına yapılmış en büyük haksızlık olacaktır. Meclis, iradesini Meclis dışındaki güç odaklarına teslim edemez. Bunun altını özellikle çizmek istiyorum. Medya Meclis'in yerine geçemez, baskı grupları Meclis'in yerine geçemez, sermaye Meclis'in yerin geçemez, özellikle çeteler, mafyatik örgütler, karanlık suç örgütleri kendisini Meclis'in yerine koyamaz, kendilerini Meclis'in üzerinde göremez, millet adına karar veremez.

Geçmişte Türkiye'de milli irade, Meclis'in saygınlığını ve siyasetçinin itimadını defalarca sarsmıştır. Ama biz 11 yıl boyunca buna hiçbir şekilde müsaade etmedik, bundan sonra da Allah'ın izniyle müsaade etmeyeceğiz. Hiçbir gücün Meclis'e, siyasetçiye ve milli iradeye boyun eğdirmesine izin vermeyeceğiz, göz yummayacağız. Kurtuluş Savaşı günlerinde Ankara'nın Polatlı ilçesinden top sesleri gelirken TBMM vazifesini bihakkın yerine getirmişti. Bugün de sermayesini, manşetlerini, kışkırtmalarını adeta bir kurşun gibi Meclis'in üzerine çevirenlere rağmen Meclis'in ve siyasetin saygınlığından taviz vermeyeceğiz. Türkiye'nin her meselesinin çözüm yeri TBMM'dir, her meselenin çözüm aracı siyasettir; ne eli silahlı terör örgütleri, ne çeteler, ne manşetler ne de sermaye çevreleri hiçbir şart altında Meclis'in ve siyasetçinin çözüm iradesini gasp edemezler. Biz siyasetçiler, milletvekilleri, Başbakan, bakanlar olarak milletin emanetini omuzlarımızda taşıyoruz. Milletin kendisi dışında bir gücün Türkiye'ye istikamet çizmesine göz yumanlar, Allah korusun milletin emanetine ihanet ederler. Kirli komplolardan, sokak hareketlerinden, terörist saldırılarından, yurt içinde ve dışında yazılan senaryolardan medet umanlar milletin emanetine ihanet ederler. Tekrar ediyorum; her meselenin çözüm yeri TBMM'dir, her meselenin çözüm aracı siyasettir."

AK Parti olarak kuruldukları andan itibaren milli iradeyi ve siyaseti çok güçlü şekilde savunduklarını, bundan sonra da savunmaya devam edeceklerini belirten Erdoğan, "Milli iradeyi bu topraklar üzerinde sarsılmaz ve tartışılmaz şekilde inşa etmeye devam edeceğiz" dedi.

(Sürecek)

Kaynak: AA

Son Dakika Politika Erdoğan: 'Biz hepimiz faniyiz ama bu ülke, inşallah insanlık var oldukça var olacak' - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement