Başbakan Binali Yıldırım, "Savunma sanayimize bakıyoruz önümüzde 60 milyar dolarlık bir iş hacmimiz var. 600'den fazla projemiz var. 10 yıl içerisinde bu projelerimiz gerçekleşecek. Bunların zaten 12-13 milyarlık kısmı sözleşmeye bağlanmış durumda. Diğerleri de peyderpey devreye giriyor." dedi
Yıldırım, bir otelde düzenlenen Endüstriyel Yetkinlik Değerlendirme ve Destekleme Projesi'nin (EYDEP) tanıtım toplantısında yaptığı konuşmada, bilişim teknolojilerinin daha fazla kullanılması durumunda, ürünün küresel anlamdaki albenisinin, rekabetinin çok daha önemli hale geleceğini söyledi.
Savunma sanayisinde 100 büyük şirket içerisinde Türkiye'nin 3 şirketinin ön plana çıktığını belirten Yıldırım, bu şirketlerin önemli olduğunu ancak tek başına bir şey yapmalarının mümkün olmadığını aktardı.
Bu anlamda bir "ekosisteme" ihtiyaç olduğuna işaret eden Yıldırım, bu projenin amacının bu ekosistemi tamamlamak olduğunu ifade etti. Bakan olduğu dönemde bunu demiryolları sektöründe yaptıklarını hatırlatan Yıldırım, şöyle konuştu:
"Demiryollarında ne yeni demiryolu yapılıyor ne mevcut hatlar yenileniyor. Dolayısıyla herkes rahat, iş yok. İş olmayınca da iş yapacak, kafa yoracak firmalar da oluşmuyor. Geldik, dedik ki böyle olmaz, artık demiryolları kendini taşımada bile acze düşmüş, bırakın milletin yükünü taşıyacak, kendi kendini taşıyamıyor. Ne yapalım? Önce hızlı tren işini başlatalım, mevcut hatları yenileyelim, sinyalli olmayanları sinyalli hale getirelim, elektrikli olmayanları elektrikli hale getirelim. Tabii Cumhuriyet'in ilk, Osmanlı'nın son zamanında yapılan çok keskin 'kurp'lar var, bunları mümkün mertebe düzeltelim. Böyle olunca ne oldu? Sektörde bir talep oluşmaya başladı."
"Hava filomuzu yenilemeyi düşünüyoruz"
Bu taleple atıl duran TÜVASAŞ, TÜLOMSAŞ, TÜDEMSAŞ gibi fabrikaların tekrar heyecanlanarak bir şeyler yapma gayreti içine girdiğini anlatan Yıldırım, bunun yanı sıra İstanbul, Sakarya, Ankara ve Eskişehir'de demiryollarına bir şeyler yapan 400'ün üzerinde firmanın oluştuğunu dile getirdi. Yıldırı, şunları söyledi:
"Eğer iş, proje olmasaydı, bunların hiçbiri olmayacaktı. Şimdi de savunma sanayimize bakıyoruz, önümüzde 60 milyar dolarlık bir iş hacmimiz var. 600'den fazla projemiz var. 10 yıl içerisinde bu projelerimiz gerçekleşecek. Bunların zaten 12-13 milyarlık kısmı sözleşmeye bağlanmış durumda. Diğerleri de peyderpey devreye giriyor."
Yıldırım, NATO ve diğer ülkelerle geliştirilen yeni nesil uçak projelerinin önemine dikkati çekerek bunların da başlı başına 100 milyar dolarlık bir iş olduğunu belirtti.
Burada da Türkiye'nin hem ortak hem tedarikçi konumda olduğunu anımsatan Yıldırım, "2023'e kadar ciddi miktarda hava filomuzu yenilemeyi düşünüyoruz. Bunun dışında TFX projesini İngiltere ile beraber yürütüyoruz. Dolayısıyla önümüzde bolca proje var. Bu projeleri yaparken yetkinliğe sahip mutlaka firmalarımızı da oluşturmamız gerekiyor. Yani savunma sanayi ekosistemini oluşturmamız gerekiyor." dedi.
"Önümüzde fırsat var"
Başbakan Yıldırım, sadece savunma sanayisinin kamuya ait firmalarıyla bu işin yapılamayacağını, bunun artık geçtiğini, yeni modelin herkesin işin içine dahil olması üzerine kurulu olduğunu ifade etti.
Belirli uzmanlıkların görev paylaşımı yaparak belirli firmalara verilmesi gerektiğine aktaran Yıldırım, demiryollarında ray bile yapamayan Türkiye'nin şimdi ray, lokomotif yaptığını vurguladı.
Binali Yıldırım, şartların zorlaması nedeniyle Türkiye'nin birçok şeyi yapar hale geldiğini dile getirerek şu değerlendirmeyi yaptı:
"Savunma sanayisinde de önümüzde böyle bir fırsat, imkan var. Mutlaka kendi kendimize yeterli hale gelmemiz gerekiyor. Yani yerli ve milli, fikri mülkiyet hakları, yazılımları kendimize ait olan, teknolojisini alıp kullandığımız değil, sahip olduğumuz bir altyapı... Bunu yapamazsak savunma sanayisinde biz bağımsız hale geldik diyemeyiz. Bu yönde attığımız adımlar var, önemli adımlar var, gerçekleşenler var."
"Türkiye'nin caydırıcılığı geliştirilmeli"
Türkiye'nin helikopter, silahlı ve silahsız İHA projelerine değinen Yıldırım, "Afrin Harekatı'nın kaderini değiştiren budur, bu silahlı İHA'lar, silahsız İHA'lar. Orada bir üstünlük oluşturduk. Karşı tarafa verilen mühimmatlar, silahlar bizim bu mukayeseli üstünlüğümüzün altında kaldı. Olunca da öyle istediğiniz gibi alanda nasıl sonuç almak istiyorsanız, o sonucu elde ettiniz." dedi.
Yıldırım, Türkiye'nin amacının hiçbir ülkeyi işgal etmek olmadığına dikkati çekerek şunları kaydetti:
"Saldırgan bir politikamız yok. Dostlukları artırma, düşmanlıkları azaltma politikamız var. Ancak şunu da unutmayacağız, 'Hazır ol harbe, istiyorsan sulh-u sükun.' Elinde imkan ve kabiliyetlerinin olduğunu bilirse hasımlık yapmaya kimse cesaret edemez. Caydırıcı kabiliyeti Türkiye'nin mutlaka geliştirilmelidir. Savunma zaten şart ama caydırıcı kabiliyetimizi de geliştirirsek o zaman bölgesel krizlerin, sorunların üstesinden daha kolay geliriz. O yüzden özellikle küçük ve ortak ölçekli firmaların tespiti, bunların desteklenmesi, yönlendirilmesi ve belirli konularda uzmanlaşmalarının sağlanması olmazsa olmaz."
Savunma sanayisinin başlattığı projenin de tam bu amaca hizmet ettiğini bildiren Yıldırım, "Yalnız buradaki ayrılan kaynak miktarını çok düşük gördüm. 50 milyon lira bir şey değil, bir başlangıç için... Bu kaynağın çok daha fazla artırılması gerekir." dedi.
(Sürecek)
Son Dakika › Politika › Eydep Tanıtım Toplantısı - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?