HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, "510 dava, soruşturma var 56 milletvekilimizle ilgili. 510 tane ifade vermemiz gerekiyor. 93'ü sadece bana ait. 486 yıl hapis, iki de müebbet istiyorlar. Sağlık olsun diyorum Allah uzun ömür versin, yatarız, çıkarız." dedi.
Demirtaş, partisinin Antalya İl Teşkilatınca Kepez ilçesi Şafak Mahallesi'ndeki pazar yerinde düzenlenen iftar programında yaptığı konuşmada, AK Parti iktidarının politikalarını ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı eleştirdi.
Bir yılı aşkın süredir tek bir televizyon kanalının kendisini ekrana çıkarmaya cesaret edemediğini savunan Demirtaş, birçok televizyoncunun tartışma programına davet etmek istediğini ancak korktuklarını öne sürdü.
Demirtaş, bir insanın acısının kıyafete, üniformaya göre değişmeyeceğini vurgulayarak, "Yemin ediyorum ki şu gün ülkeye barış gelsin, erken seçimde AKP diye bir parti kalmaz bu ülkede. Bunu biliyor artık, savaşı durdurmamak için ne gerekiyorsa yapıyor." diye konuştu.
Geçen yıl Antalya'nın bazı ilçelerinde iş yerlerinin yakıldığını belirten Demirtaş, şöyle devam etti:
"Geçen yıl burada Alanya'da, Manavgat'ta sırf HDP'lidir, Kürt'tür diye yüzlerce iş yerini yaktınız, yıktınız. Ne oldu peki kardeşim? O gün iş yerlerini yakıp yıkacağına, komşun Kürt olan esnafın elini tutsaydın, deseydin ki 'Ülke kan ağlıyor ama biz el ele verelim, ülkede kan gövdeyi götürüyor ama biz el ele verelim, beraber barışı haykıralım.' Sen Kürt'ün iş yerini yakacağını Kürt ile el ele verip Antalya'da, Alanya'da, Manavgat'ta barış için yürüseydin, bak bugün böyle aç kalmazdın kardeşim. Yazık değil mi?"
"Bizi tasfiye etmenin peşine düşmüşler"
Demirtaş, kendilerinin bu toprakların bir gerçeği olduğunu, belirtti. "Burası bizim ana vatanımız, ülkemiz, kusura bakmayın." diyen Demirtaş, şunları ifade etti:
"Kimse kimseyi kendi vatanında sürgün edemez. Bu ülkenin her bir köşesi, her bir yurttaşın öz malıdır. Kimse ev sahibi, kimse misafir değil. Herkes haddini bilerek, kendini bilerek hareket etse, memlekette barışı sağlamak kolay olur. HDP, bu anlayışla bu inançla politika yaptı, cesurca yaptı. Şimdi durduramadılar, iki seçimi de kazandık, barajı aştık. Tek başına anayasayı yapamıyor artık. Biz olmasaydık mesela baraj altı kalsak ya da seçime girmesek parti olarak, şu anda Tayyip Erdoğan saltanatını anayasada tescillemiş olacaktı. Tek engel biziz. Diğer üç parti el ele vermiş şimdi bizi içeri atmanın, dokunulmazlıklar üzerinden bizi tasfiye etmenin peşine düşmüşler. Bu da boş bir iş. Biz, hangi zorluğu hangi tehdidi görünce geri adım attık ki şimdi geri adım atacağız. Dokunulmazlıklarımız kalkmış, kendiniz bilirsiniz. Bizim dokunulmazlığımız budur, etrafımızdaki halk sevgisi, halkla olan gönül bağımızdır. Binlerce kere şükür olsun ki halkımızla aramızdaki gönül bağını kaldıramadınız, asıl dokunulmazlık budur. Onu kaldıramayacaksınız, onu kaldırmanıza da asla izin vermeyeceğiz."
"Götüreceksiniz, bizi zorla götüreceksiniz"
Demirtaş, haftaya mahkemelere çıkacaklarını, savcılığın 'Gel ifade ver" diye kendilerine tebligat göndereceğini bildirdi.
Daha önce de savcılara çağrıda bulunduğuna dikkati çeken Demirtaş, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Zaten dosyalarımız hangi savcılara gitti, şu hakim savcıların yeri değişti de ne tür fırıldaklar çevrildi, onu da bilmiyoruz. ama her savcı her hakim iyi niyetlidir, öyle kabul edelim. Diyelim ki öyledir. Ben çağrı yapıyorum savcılara, bize davetiye falan göndermeyin kardeşim, gelmeyeceğiz. Götürecekseniz, bizi zorla götüreceksiniz. Kendi ayağımızla gelip size ifade vermeyeceğiz. Niye vermeyeceğiz? Yargıya saygısızlığımızdan değil, ortada saygı duyulacak bir yargı olmadığındandır. AKP'nin hukuk komisyonlarına gidip ne ifade vereceğiz biz ya. AKP'den emir alan mahkemelere neyin ifadesini vereceğiz? Bize soracağınız sorulara alacağınız cevap bir tanedir, tektir. Biz siyaseten, yaptığımız siyasetten dolayı ancak halk tarafından sorgulanabiliriz. Savcı, hakim bizim siyasi duruşumuzu sorgulayamaz. Siyaset yapmak da suç olamaz."
"56 milletvekiliyle ilgili 510 dava, soruşturma"
Demirtaş, 56 milletvekilleriyle ilgili 510 dava, soruşturma olduğunu bildirdi.
510 tane ifade vermeleri gerektiğini belirten Demirtaş, şöyle devam etti:
"93'ü sadece bana ait. 486 yıl hapis, iki de müebbet istiyorlar. Sağlık olsun diyorum Allah uzun ömür versin, yatarız, çıkarız. Bundan korkumuz, kaygımız yok da ülke ne olacak? Siyasetçi, halkını düşünmek zorunda, kendini değil. Ülkesini düşünmek zorunda. Biz onu düşünüyoruz. Yoksa bizim için ömrümüz dışarıda mıdır, içeride mi geçmiş? Önemli değil. Önemli olan nerede yaşadığın değil, içeride de olabilirsiniz dışarıda da. Dik misin eğik misin? Alnın açık mı değil mi? Budur mesele. Biz dışarıda da olsak, cezaevinde, parlamentoda olsak tavrımız değişmeyecek. Bizim için önemli olan bir gün fazla yaşamak değil, onurlu yaşamaktır. Çok kısa olsun, ama onurlu olsun hayatımız."
Demirtaş, kendilerine oy verenlerle, dualarıyla kendilerini destekleyenler açısından dönemin "seslerini en gür çıkarma dönemi" olduğunu söyledi.
Demirtaş, şunları kaydetti:
"Tek bir milletvekiline dokunulduğu anda meydanlar, alanlar sizin için meşrudur. Protesto hakkı anayasal bir haktır. İradenize her yerde sahip çıkmalısınız. Dokunulan sizin iradenizdir, ben değilim. Kararlı bir şekilde geri adım atmadan, üstünüze gelecekler, bunlar üst akılın oyunu falan filan diyecekler."
Son Dakika › Politika › Hdp Eş Genel Başkanı Demirtaş Açıklaması - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?