?balta?ları Temizleyin Bu Takımdan!

Emre UĞURLU

İletişim: twitter.com/emreugurlu

TTArena’daki açılış maçı sonrası twitter’dan birçok mesaj ve onlarca mail geldi sizden. Konuyla ilgili ne düşünüyorsunuz, neden yazmıyorsunuz diye sordular… Yazmadım, yazamadım. Ne zihnimde, ne kalbimde oturmadı konu. Defalarca yazmaya niyetlendim ama bıraktım. Galatasaray’ın düşürüldüğü durumu, bu duruma düşürenleri zaten defalarca yazdıktan sonra, böylesine uzun süredir beklenen güzel bir gecenin sonrasında keyfi, mutluluğu kursakta bırakanları yazıp, bu büyük hayalin gerçekleşmesini kafamda ikinci plana atmak istemedim…

TT Arena’yla ilgili tek bir kelime yazmak gerekirse: Muazzam! Eksikleri çok şu anda, herkes biliyor. Ama her türlü detayı ile tamamlandığında bir sonraki maça bir an önce gitmek için sabırların tükeneceği bir stat olacak. Bu stadın varlığı bile artık Galatasaray’ın çok daha iyi bir futbol takımına sahip olmasını tek başına gerektiren bir sebep. Bunun için daha zamana ihtiyaç olduğu ise ortada. Sahadaki takımın kalitesi, stadın kalitesinin henüz çok gerisinde…

Takımdan bahsetmeye başlamışken yazımızın asıl konusuna dönelim. “Balta” yazınca başlığa; amiyane tabirdeki kabiliyetsiz oyuncu tanımı değil konum. Evet, keşke o “Balta”lar da az olsa takımda, çok daha kaliteli ayaklar olsa, ama…

Arda, Baros, Pino, Kewell, Neill, Zapata sahada yoktu. Bu adamların her biri formayı üzerine aldığı anda takım kalitesine katkı yapacaktır. Ama dediğim gibi benim bugün yazmak istediğim konu kalite değil. Bugün üzerinde durmamız gereken şey: RUH. Temcit pilavı gibi önümüze konan 2000 ruhundan falan bahsetmeyeceğim, merak etmeyin. Bahsettiğim ruh, üzerinde GS amblemi olan formanın ruhu, TT Arena gibi bir mabede o formayla çıkmış adamın sahip olacağı ruh ve bu ruha sahip olmayanlar…

Dün akşam maçın 63. dakikası. Haftalardır kendi sahasında dahi kazanamayan Galatasaray yeni stadında ilk resmi maçını oynuyor. Tribündeki on binler, TV karşısında milyonlar atılacak ilk golü büyük bir sabırsızlıkla ve heyecanla bekliyor. Bu dakikada Hakan Balta oyundan çıkıyor ve yerine Insua giriyor. Artık en kritik 30 dakikanın yaşanacağı bu dönem başlarken, Hakan Balta neler olacağını izlemek için kulübeye oturmak yerine soyunma odasına gidiyor. Takımın atacağı ya da yiyeceği golü görmek, onlarla sevinmek ya da üzülmek umurunda değil; o kritik dakikalarda neler olacağını merak bile etmiyor. Takım arkadaşlarına olmadığı gibi onu izleyen milyonlara da saygısı yok. Belki kimsenin taraftar gibi takımı tutmasını bekleyemeyiz ama giydiği formaya bağlı olmasını beklemek hakkımız. Profesyonel oyuncu diyebilirsiniz; arkadaşlarının atacağı gol ya da gollerle alacağı prim bile umurunda değil beyefendinin. ve işi daha kötüsü bu yazıyı yazdıran sadece dünkü hareketi değil “Balta”nın… Karpaty Lviv maçlarının ikisinde de umursamaz tavırlarıyla golleri rakiplerine armağan eden, lig başında Galatasaray’ın yarıştan koptuğu maçlarda dünya umurunda olmayacak şekilde hatalar yapan; aylardır ruhsuzluk ve vurdumduymazlık konusunda daha da beter hale gelen bir oyuncudan bahsediyoruz…

Zirvenin çok uzağındaki bu takımdan taraftarın en önemli beklentileri; mücadele, inanç ve savaş… Sadece bu sebeplerden futbol kalitesi yerlerde sürünen Barış, Mustafa Sarp gibi bir adamlara bile tahammül gösteriliyor. ya da kızacaksa izleyenler Barış’a Sarp’a değil, onu tercih edenlere kızıyor. Çünkü kapasitesini zorluyor bu adamlar. Peki ne seviyede oynayabileceğini bildiğimiz Hakan Balta ne yapıyor?

Artık top Hagi’de… Galatasaraylıların bugün artık tek beklentisi formanın hakkını verecek oyuncuların oynaması. Her şeye rağmen 40 binin üzerinde seyirci geliyorsa o stada, sahada elinden geleni yapan; yenerse sevinen, yenemezse üzülen oyuncu görmek istiyor. Profesyonellik masallarıyla taraftarı kandıran değil; takımına kazandırırken kendi de profesyonelce parasını kazanan oyuncu istiyor. “Balta” gibi ruhsuz adamları değil, Hagi gibi yenilgiye tahammülü olmayanları istiyor…

Twitter’dan takip edebilir, mesaj atabilirsiniz: www.twitter.com/emreugurlu

Not: Yeni transferlerle ilgili çok kısa birer cümle yazayım. Yekta ilk maç için gayet iyi bir maç çıkardı, takıma kesinlikle katkı yapacaktır. Stancu da çok kısa süre oynamasına rağmen, iyi bir ilk imaj bıraktı.