Engizisyon Mahkemesi'nde yargılanan Galilei Galileo’dan, Kopernik öğretisini terk ettiğini söylemesi istenmiştir; aksi halde büyük bir ceza alacaktır. O da diz çökerek bu öğretiden vazgeçtiğini söyler, fakat tam ayağa kalkarken "Eppur si muove.", yani "Her şeye rağmen dünya dönüyor." der. Milattan 27 bin yıl öncesine kadar Cro-Magnon insanının figürlerine dayanan insanoğlunun biricik üretme özelliği, 16. yüzyıl civarlarında Galileo’nun bilimsel çalışmalarıyla somut halini almıştır. Daimi bilme merakını gidermek için ne olursa olsun üretme arayışında olan insanlık, "hobi devrimi"nin patladığı 19. yüzyılda spor etkinliklerinin en varyasyonlu hâli olan basketbolun temellerini atmıştır. İlerleyen yıllarda, 1950’lerde bir geleneğe dönüşen bu sporun günümüzde ulaştığı konum hepimizin malumu…
NBA playoff serileri de her hücumda ve savunmada farklı bir setin uygulandığı, oyuncuların her şeye rağmen daimi üretme merakının tükenmediği ve rekabet seviyesinin üst seviye olduğu bir alan. Batı’da olduğu gibi son güne dek eşleşmelerin belli olmadığı Doğu Konferansı, playoff’un ilk ayağında çeşitlilikleriyle dikkat çekti.
Acımasız saldırganlık: Milwaukee Bucks 4-0 Detroit Pistons
NBA lideri Milwaukee Bucks, son aylarda gösterdiği takım performansı sayesinde son playoff biletinin sahibi olan Detroit Pistons ile eşleşti. Çoğu basketbolseverin bir "süpürme" beklediği seri, 4-0 Bucks üstünlüğü ile sonlandı. Seriden öne çıkanlar;
Dört oyuncunun çizgiye yerleştiği ve Giannis Antetokounmpo’nun boyalı alanı Hulk gibi kullanmasına izin verilen Bucks hücum tarzı, seri boyunca etkili oldu. Özellikle de Eric Bledsoe ile Khris Middleton ikilisinin performansı, playoff’un ilerleyen turları adına ümit vericiydi.
Seri galibiyeti en fazla Antetokounmpo’yu etkilemiş olmalı; zira süperstar seviyesine en üst perdeden giriş yapan ‘’The Greek Freak’’, ilk kez bir playoff serisi kazandı. Normal sezonda her ne kadar parlasa da playoff sürecindeki gergin atmosferi, nispeten kolay bir sınavla geçmeyi başardı.
Detroit Pistons cephesi ise kadro kalitesi ve teknik yetersizlikler yüzünden süpürüldü. Ancak takımdaki reaksiyon gayet olumlu; Blake Griffin’in kısalarla olan uyumu, Andre Drummond’ın seri boyu gelişen dış alan savunması ve Luke Kennard, Wayne Ellington gibi isimlerin playoff tecrübesi yaşaması gelecek sene adına ümit verici.
Sihir tersine döndü: Toronto Raptors 4-1 Orlando Magic
Normal sezondaki performansıyla ‘’O sene bu sene mi?’’ sorularını sordurtan Toronto Raptors, normal sezonun sürprizlerinden Orlando Magic ile eşleşti. Serinin ilk maçı büyük bir sihirle Orlando zaferini getirirken, devamındaki süreç Toronto’nun dominasyonu ile geçti. Seriden öne çıkanlar;
PASCAL. SİAKAM. Normal sezonda gösterdiği performansla çoğu basketbolseverin kalbini çalan genç yıldız, playoff’a da bomba gibi başladı. Her maçta savunma sertliği ile dikkatleri çeken Siakam, Kawhi ile Lowry’nin hücum performansının düşük olduğu maçlarda da takımını sırtlayan isim oldu.
Nick Nurse’ün ilk maçta uyguladığı klasik savunma seti fazlasıyla kusurlu gözüktü. Nikola Vucevic’i ikili baskıyla pres altına alan Raptors, kendi boyalı alanında Marc Gasol’ün açıklarına engel olamadı. Orlando’nun kısaları boyalı alanı adeta turnike ısınması yapar gibi kullandı. İkinci maçlardan itibaren ise Gasol’ün savunması biraz daha tepeye, kısaların baskısı ise biraz daha çizgilere doğru kaydı.
Orlando Magic’in bu kısa rotasyonuyla playoff yapması bile bir mucize. Özellikle de Jonathan Isaac’in seri genelinde sergilediği olgun oyun gelecek adına ümit verdi. Nikola Vucevic’in performansı ise tam bir hayal kırıklığı oldu.
Bitmesini istemediğimiz seri: Philadelphia 76ers 4-1 Brooklyn Nets
Gerginlik, kalite, sürpriz… İlk dört maçı seyir zevki olarak zirvede olan bu serinin bitmesini çoğumuz istemedik. Ancak son maçta Thanos’un yumruğunu indiren Philly, eşleşmeden galip ayrılan taraf oldu. Seriden öne çıkanlar;
Pick and roll oyunlarında tepe, dip, forvet ve boyalı alandan rakibine büyük üstünlük kurabilecek olan 76ers, bu avantajını ikinci maçta fark etti. Özellikle de Butler-Harris/Butler-Simmons ikililerinin oyunları hücumu rahatlattı.
Boyalı alanda Joel Embiid’in fizik ve akıl üstünlüğü her maçta kendisini gösterdi. İlk maçta Ed Davis’in olağanüstü çabası ve Brooklyn’deki maçlarda da kısaların yardım savunması, Kamerunluyu durduramadı.
Nets cephesinde NBA’in üçlük lideri Joe Harris, berbat bir şut performansı sergiledi. Seri boyunca buz kesen Harris, saha geometrisinde de rolünü bulamadı. D’Angelo Russell, Caris LeVert ve Spencer Dinwiddie üçlüsünün hücum katkısı savunmada karşılık bulamayınca Philly’nin üstünlüğüne boyun eğildi.
Bir süpürme hikâyesi daha: Boston Celtics 4-0 Indiana Pacers
Normal sezonda hücum performansı düşük olan ve özellikle de Kyrie Irving ile genç oyuncular arasındaki uyum sorunundan dolayı istenilen düzeye çıkamayan Boston Celtics, Victor Oladipo’dan yoksun playoff’a girmeyi başaran Indiana Pacers’ı 4-0 ile süpürdü. Seriden öne çıkanlar;
Boston Celtics, oynanan dört maçta da sert savunmasıyla ön plana çıktı. Özellikle ilk iki maçın anahtarı; Al Horford, Aron Baynes ve Marcus Morris’in boyalı alan savunması oldu. Serinin ilerleyen maçlarında çizgi dışı savunması da tam performanstaydı.
Kyrie Irving, Jaylen Brown ve Jayson Tatum üçlüsünün skorer oyunu ve uyumu çoğu Boston taraftarını mutlu etmiş olmalı. Sezon içerisinde, ‘’Topu alan kullanır.’’ gibi bir havanın ardından hücum sürelerinin top paylaşımı ile geçilmesi ve Brad Stevens’ın süre paylaşımını dengeli ayarlaması çok kritik oldu.
Hoş geldin Gordon Hayward… Serinin son maçında gösterdiği performansla ümit veren Hayward, aslında her dört maçta da performansını korudu. Takım savunmasına kritik düzeyde yardım eden ve sakatlığının izlerini playoff sürecinde tamamen geride bırakan yıldız oyuncu, ilerleyen turlarda Boston’ın beklenmedik silahı olabilir.
Victor Oladipo olmadan hücumu kısıtlı olan Pacers; Myles Turner, Bojan Bogdanovic, Cory Joseph, Wesley Matthews ve Tyreke Evans beşlisinin performansına ihtiyaç duydu. Maçtan maça, hatta periyottan periyoda değişen performanslar, takım oyununu geçersiz kıldı. Bireysel anlamda istikrar gelmeyince seride galibiyet alamamak doğal. Yine de Oladipo olmadan playoff’a beşinci sıradan giren ve her maç elinden geleni yapan Indiana Pacers, bir tebriği hak ediyor.
Son Dakika › Spor › Doğu Konferansı playoff ilk turunda neler yaşandı? - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?