Geçtiğimiz hafta liglere Euro 2020 elemeleri sebebiyle ara verilmişti. Pazartesi günü Bulgaristan – İngiltere maçında ne yazık ki görmek istemeyeceğimiz olaylara şahit olduk. İngiliz siyahi futbolculara karşı yapılan çirkin, ırkçı saldırgan davranışlar sebebiyle maça iki kez ara verilmek zorunda kalındı. Bu hafta da Premier League’de “No Room For Racism”(Irkçılığa yer yok) etiketli toplarla maçlar oynandı ve bu çirkin olay protesto edildi.
Lordlar Kamarası
Chelsea, kendi evinde Newcastle United’ı ağırladı. Newcastle menajeri Steve Bruce’un elindeki kadrodan çıkarabileceği en verimli oyun olan “Savunmada kalabalık olalım, pozisyon vermeyelim, hücumda Allan Saint-Maximin ve ‘bal yapmayan arı’ Miguel Almiron’un hızıyla beraber Joelinton’a pozisyon yaratıp gol atalım” oyununu izledik yedikleri gole kadar. Chelsea, bu duruma önlem olarak savunmada bir tane fazla adam bırakarak topa hükmetti. Maçı kazandıran golü, sezon başından beri denedikleri şekilde Marcos Alonso’nun ceza sahası içinde pozisyon almasıyla bulan Chelsea, iyi bir savunma takımına karşı önemli bir üç puan aldı. Callum Hudson-Odoi’nin performansı da beklentileri karşılar nitelikteydi.
Tottenham’da değişen pek bir şey yok. Kendi sahasında Watford’la karşılaşan Spurs, Dele Alli’nin tartışmalı golü sayesinde 1-1 berabere kaldı. VAR uygulaması, oyunun önüne geçti. 85. dakikada Alli’nin attığı golde VAR değerlendirmesi yapıldı. Hakem golü verdi, ardından stadın ekranlarında “Gol yok” yazısı gösterildi. Bu kafa karışıklığını saniyeler içinde çözseler de, sosyal medyada VAR’ın futbolu mahvettiğini ve kaldırılması gerektiğini düşünen insanlar vardı. Spurs, şansının da yardımıyla bir puanı kurtarsa da ileriki haftalarda ne yapacaklarını kestirmek oldukça güç gibi. Watford’un geçen haftalara göre nispeten daha iyi gözüktüğü bu maç, onlar için yükselen grafiğin başlangıç noktası olabilir.
Pep Guardiola, Crystal Palace deplasmanında kafasının içindeki uçuk fikirlerden küçük bir gösteri sundu bizlere. Manchester City, Aymeric Laporte’un sakatlanmasından sonra savunmanın göbeğinde istikrar yakalayamamıştı. Pep, puan kayıplarının ardından bu sorunun çözümünü son olarak savunma ortasında stoper oynatmayarak buldu. Maça Rodri ve Fernandinho stoper tandemiyle çıkan City, rakip sahaya daha önde ve baskılı yerleşti, beklere içeri katedecek alan açtı ve maçı 2-0 kazandı. Kevin De Bruyne’nin orta sahaya dönmesiyle birlikte “kilit açma” problemi de ortadan kalmış gibi gözüktü. Palace ise beş haftalık zorlu fikstüre istediği gibi başlayamadı.
Haftanın en merakla beklenen maçında Manchester United ve Liverpool karşı karşıya geldi. United, beklentilerin aksine maça ağırlığını koydu Rashford’un golüyle öne geçti. Maçın büyük bölümünü kontrol ettiler. Yaratıcılığı tartışılabilecek Liverpool orta sahasının United’ı uzun süre zorlayamaması da bu duruma yol açtı denilebilir. Ardından United’ın maçın son 15 dakikasında rehavete kapılması ve her zamanki gibi savunma konsantrasyonun bozulmasıyla golü bulan Liverpool, zor gözükmeyen maçtan zorlanarak bir puan aldı ve galibiyet serisine devam edemedi.
Sheffield United, haftanın sürprizini Arsenal karşısında aldığı 1-0’lık galibiyetle yaptı. Maç başında oyuncular forma değiştirmiş gibi gözüküyorlardı. Sheffield’lı oyuncular rakip sahada daha baskın ve topa hakimken, Arsenal’liler uzun toplarla rakip sahaya geçmeye çalıştılar. Ağırlıklı olarak Arsenal sağ beki Calum Chambers’ın kanadı üzerinden oynayan Sheffield, 30. dakikada kornerden golü buldu. Maçın devamında sanki maç 0-0 devam ediyormuş gibi hareket eden Arsenal, Unai Emery’nin tartışılacak kararlarıyla maça ağırlığını koyamadı ve bu sezonki ikinci mağlubiyetini aldı.
Avam Kamarası’nda göze çarpanlar
Everton dört maçlık mağlubiyet serisinin ardından, West ham United karşısında kazandı. Marco Silva’nın Dominic Calvert-Lewin ısrarından vazgeçip, ileride hareketliliği yüksek ve sürekli pozisyon değiştiren oyuncuları tercih etmesi galibiyetteki en kritik nokta desek yanlış olmaz. Maç boyu kontrolü elinde tutan Everton, West Ham’ı rahat bir şekilde 2-0 yendi. Her sene “jeneriklik gol” atmayı alışkanlık haline getiren Gylfi Sigur?sson’da bu maçta yine bizlere çok güzel bir gol izletti. West Ham içinse maç, unutmak isteyecekleri kötü bir anı olarak geride kaldı. Maç boyunca oldukça etkisiz gözüken West Ham’da kanat organizasyonlarının verimsizliği bu sonucun sebebiydi.
Aston Villa bu sezon ilk kez üst üste iki maç kazandı. Brighton & Hove Albion karşısında 1-0 geriye düştükten sonra Jack Grealish’in Thomas Shelby gibi sahaya ağırlığını koyup Aston Villa hücumlarını şekillendirmesiyle maçı 2-1 kazandılar. Brighton’ın iyi başladığı maçta Aaron Mooy’un erken gördüğü kırmızı kart, maçın dengelerinin değişmesindeki önemli bir etkendi. Geçen sezon Championship’te iyi bir sezon geçiren Grealish, ait olduğu Premier League’de de iyi bir başlangıç yaptı ve şu ana kadar dokuz maçta iki gol üç asistle Aston Villa’yı sürüklemeye devam ediyor.
Son Dakika › Spor › Güneş batmayan lig #4 - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?