Pap Smear Testi ve Aşı ile Rahim Ağzı Kanserinden Korunun

Acıbadem Ankara Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Sarp Özcan, rahim ağzı kanserinin önlenebilen tek kanser türü olduğunu belirterek, "Gelişmiş ülkelerde rahim ağzı kanserinin görülme sıklığı ve bu hastalığa bağlı ölümler gün geçtikçe azalıyor. Çünkü hastalık pap smear testi ile çok erken dönemde, hatta hücreler kansere dönüşmeden önce tespit edilebiliyor. Hastalığa yol açan Human Papilloma virüsüne karşı geliştirilen aşı da hastalıktan korunmada önemli bir rol oynuyor" dedi.

Acıbadem Ankara Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Sarp Özcan, dünyada meme kanserinden sonra kadınlarda en sık görülen ikinci kanser türü olan rahim ağzı kanserinin aslında önlenebilen tek kanser türü olduğuna dikkat çekerek, "Gelişmiş ülkelerde rahim ağzı kanserinin görülme sıklığı ve bu hastalığa bağlı ölümler gün geçtikçe azalıyor. Çünkü hastalık pap smear testi ile çok erken dönemde, hatta hücreler kansere dönüşmeden önce tespit edilebiliyor. Hastalığa yol açan Human Papilloma virüsüne karşı geliştirilen aşı da hastalıktan korunmada önemli bir rol oynuyor" ifadelerini kullandı.

Rahim ağzı kanserinden yüzde 99'undan cinsel yolla bulaşan ve 80 tipi bulunan HPV'nin (Human Papilloma virüsü) sorumlu tutulduğunu bildiren Dr. Özcan, virüsün özellikle rahim ağzına yerleştiğini ve zamanla buradaki hücrelerde değişime yol açtığını kaydetti. Virüsün tip 6 ve tip 11'i genital bölgede siğiller ile kendini gösterdiğini belirten Özcan, Tip 16 ile 18'i ise erken dönemde tedavi edilmediği takdirde rahim ağzı kanserine neden olabildiğini ifade etti.

"UZUN YILLAR HİÇBİR BELİRTİ VERMİYOR"

Rahim ağzı kanserinin erken dönemde hiçbir belirti vermeden uzun yıllar sinsi sinsi geliştiğine dikkati çeken Özcan, şunları kaydetti:

"Bu kanser türü yaklaşık 10 yıl hiçbir şikayete yol açmayabiliyor. Belirti verdiği döneme girdiğinde ise en sık cinsel ilişki sonrası lekelenme tarzında gelişen kanama ile kendini gösteriyor. Adet miktarında ya da süresinde artış ve kahverengi vajinal akıntı da rahim ağzı kanserinin diğer belirtilerini oluşturuyor. Daha ileri evrelerde bel ve kasık ağrısı, idrar yapmakta güçlük ya da bacak ödemi görülebiliyor."

Rahim ağzı kanserinde risk altında olanlara ilişkin ise Dr. Özcan, "Erken yaşta cinsel ilişkiye giren, sık partner değiştiren, sık partner değiştiren bir erkekle birlikte olan, sigara için kadınlarda rahim ağzı kanserine yakalanma riski artıyor" dedi.

"TEDAVİ KANSERİN EVRESİNE GÖRE BELİRLENİYOR"

Rahim ağzı kanserinde tedavi şeklini belirleyen en önemli unsuru kanserin evresinin oluşturduğunu bildiren Dr. Sarp Özcan, "Hastalık erken dönemde teşhis edildiğinde sadece rahim ağzını cerrahi yöntemle almak yeterli geliyor. Daha ilerlemiş vakalarda ise rahmi çevre dokularla ve büyük damarların etrafındaki lenf bezleriyle beraber çıkarmak gerekiyor ki bu oldukça büyük bir cerrahi müdahale anlamına geliyor. Operasyonla çıkarılan kanserli bölge incelenerek tümörün nereye kadar yayıldığı tespit ediliyor. Tümör, belirlenen bölgenin dışına kadar yayılmışsa,kemoterapi ile beraber ışın tedavisi yapma gereği ortaya çıkıyor" diye konuştu.

"PAP SMEAR TESTİ VE AŞI KORUYOR"

Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Özcan, düzenli olarak yapılan Pap Smear testi ile virüsün yol açtığı kanser öncesi oluşumların tespit edilebildiğini belirterek, bu nedenle cinsel ilişkiye girdikten sonra yılda bir kez, sonuç 3 yıl ardı ardına negatif çıkarsa testin bu durumda 3 yılda bir tekrar edilmesi ve şüpheli bir durum olduğunda testin 6 ayda bir tekrarlanmasının uygun görüldüğünü bildirdi. Virüsün belirli tiplerinin yol açtığı rahim ağzı kanserinden HPV aşısı yaptırarak da korunmanın mümkün olduğunu söyleyen Özcan, şunları dedi:

"Yapılan çalışmalara göre, aşı 11 yaşından itibaren üç doz şeklinde yapıldığı takdirde yüzde 70 gibi yüksek bir oranda 8 yıl boyunca koruma sağlıyor. Aşı daha düşük oranda olsa da cinsel ilişkiye girmiş kadınlarda da koruyucu oluyor. Bu nedenle uzmanlar aşının 45 yaşına kadar yapılmasını öneriyor." - ANKARA