HATAY (AA)- Cumhurbaşkanı adayı Ekmeleddin İhsanoğlu, "Biz toplumumuzun tekrar huzur içerisinde yaşamasını istiyoruz. Biz, halkımızdan huzur, güvenlik içerisinde yaşamasını, gerginlikten, korkudan kurtulmasını istiyoruz" dedi.
İhsanoğlu, Hatay Büyükşehir Belediyesi Hat-Mek Sosyal Tesisleri'nde sivil toplum örgütleri ve muhtarlarla bir araya geldiği toplantıda, Hatay'a gelmekten çok mutlu olduğunu söyledi.
Hatay'ın birkaç yıldan bu yana huzursuzluk içerisinde yaşadığını ifade eden İhsanoğlu, kentin, Türkiye'nin komşularıyla en güzel ilişkiyi kuran, hem coğrafi konumu, tarihi kökleri, demografik yapısı, ticareti, kültürü açısından komşularıyla en güzel münasebeti gerçekleştiren bir vilayet olduğunu kaydetti.
Bugün Halep'e, Şam'a gidilemediğini belirten İhsanoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Sınırları kaldırdık ama yerine kevgir gibi bir şey yaptık. Sınırlar kevgir haline dönüştü. Sınırdan insanlar, ticaret, hizmet gitmiyor, teröristler gidip geliyor. Onların kullanımında. Böyle bir duruma düşmek ne kadar acı bir şey. Niye bu noktaya geldik biz. Hangi dahiyane siyasetin eseridir bu. Biz bu komşularımızla asırlar boyu yaşadık. Bu komşularla ilelebet yaşayacağız. Niye bu hale geldik, kim bu hataların ve felaketin sorumlusu? Sizler misiniz, Suriye halkı mı? Hayır, yanlış siyasettir. Biz artık bunların sona ermesini istiyoruz. Sınırların toplumları dağıtan, düşman yapan değil. Biz toplumumuzun tekrar huzur içerisinde yaşamasını istiyoruz. Biz, halkımızdan huzur, güvenlik içerisinde yaşamasını, gerginlikten, korkudan kurtulmasını istiyoruz. Bunu bütün halkımız istiyor."
İhsanoğlu, Türkiye'de ekmeği büyütmek istediklerini ifade ederek, şunları söyledi:
"Bu şerefli yolculuğa çıkarken biz dedik ki sevgi, saygı, birlik ve dirlik ekmek için yola çıkıyoruz. Biz de diyoruz ki bu ekmek bizim refahımızın, huzurumuzun, birliğimizin, dirliğimizin sembolüdür, onu büyütmemiz, yüceltmemiz lazım. Onu paylaşmaya hazırız. Biz o ekmeği büyüttük mü daha çok paylaşırız. Sırf kendi aramızda paylaşarak değil, komşularımızla dostlarımızla paylaşırız ama biz bu ekmeği paylaşırken toprağımızı asla paylaşmayız, kimseyle paylaşamayız. Biz her şeyden önce vatanımızın birliğini, beraberliğini korumamız lazım. Bu ötekileştirme, gruplaşma, cepheleştirme, başkalarıyla alay etme huyumuzdan vazgeçmeliyiz. Nerede görülmüş ki bir iktidar, bir siyasi anlayış kendine oy verenler vatanperver, oy vermeyenler hain. Böyle bir şey olur mu? Dünyanın hiçbir yerinde böyle bir şey olmuş değildir. Böyle ülkeyi ikiye bölmek. 1970'li yıllarda bazı gençler arasındaki sağ sol kavgasını yaşamış bir nesil olarak şimdi görüyoruz ki Türkiye'de tehlike daha büyük. Çünkü kutuplaşma gençler arasında değil. Sağcı, solcu, komünist, faşist gibi değil, çok daha tehlikeli. Bütün vatanı dolaşıyoruz. Millet gerilmiş. Nereye gideceğimizi, ne olacağımızı bilmiyorlar. Onun için şurada diyeceğiz ki yeter artık kutuplaşmaya. Biz bir ve beraber olmak istiyoruz. Türkiye topyekun yaşamak istiyor, eskisi gibi yaşamak istiyor. Yeter artık diyor Türkiye, yeter artık."
IŞİD tehlikesi
İhsanoğlu, başörtüsü meselesine de değinerek, bu kavganın çok şükür bittiğini eskiden kızlara "Sıkma baş", şimdi de bazı gençlere "Çapulcu" denildiğini, ne kızlara "Sıkma baş", ne de gençlere "Çapulcu" denilmemesi gerektiğini kaydetti.
Türkiye'nin içeride huzuru yakalamak isterken çok büyük bir tehlike karşısında olduğunu vurgulayan İhsanoğlu, "Terörist çeteler kol geziyor. Bize halk 'Biz geceleri IŞİD tehlikesinden korkuyoruz' diyor. Biz de diyoruz ki 'korkmayın'. Bu vatanın savunucusu olan ordumuz var, kolluk güçlerimiz var. Bunlar bizi koruyacaktır fakat vatandaşın gönlüne bir şüphe düştü. Başka yerde bayraklar indiriliyor, kimse bir şey yapmıyor. Birçok terörist hadisesinin üstü örtülüyor. Ne olduğu, kim yaptığı belli değil. Türkiye'nin buna tahammülü yok kardeşlerim" diye konuştu.
Türkiye'deki Suriyeliler
Hatay'da çok büyük bir sıkıntının olduğunu, bunu da bildiğini belirten İhsanoğlu, kentte 100 binin üzerinde Suriyeli'nin mülteci, göçmen ve ziyaretçi halinde olduğunu ifade etti.
İhsanoğlu, Suriye'yi tanıdığını ve Suriyelilerin Arap dünyasında bize en yakın insanlar olduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti:
"Hem düşünce, kültür, sosyal anlayış bakımından. Şimdi bunlardan Türkiye'ye sığınan 1 milyon insan var. Bu insanlara gelin dendi, bunlar geldiler. Bir kısmı zorlandı geldi, sonra bizim yetkililerimiz, büyüklerimiz 'Gelin tüm Suriye gelsin', peki bu da güzel. Peki sen hazırlığını yaptın mı? Hatay'da benim bildiğim kadarıyla 4 çadır kent, bir konteyner kent var. Bunlar huzur içerisinde yaşıyor. Çünkü ben Kilis'teki benzer konteyner kenti gezdim. Sokaklarda Hatay'da 100 bin, tüm Türkiye'de 1 milyon var. Bu insanlar ne yapsın. Bir de kendimizi onların yerine koyalım. Ben onlara çok acıyorum. Onlar bazen kanunsuzluk yapıyorlar, kabul edilmez bir şey ama mazur görün. Kabahat bunlarda değil, onları buraya getirenlerde, bunları sokakta bırakanlarda. Bunların bir an önce ülkelerine, çadır kentlere, onurlu bir hayata gitmesi lazım. Bu devletin birinci görevi. Bunlara gelin gelin diyenlerin sorumluluğu altındadır."
Dış politikayı eleştiren İhsanoğlu, bunun çevrilmesi için Ortadoğu'da güven ve işbirliği anlayışının tesis edilmesi gerektiğini, bunun bir anda olmayacağını ama bir yerden başlamak gerektiğini, tekrar güven ortamının sağlanması, yaraların sarılması ve problemleri çözmek gerektiğini söyledi.
İhsanoğlu, Türkiye'nin artık 10 Ağustos'ta "dur demesi", oyunu bu işleri çözecek birisine vermesi gerektiğini, göreve kendisinin talip olduğunu ve destek beklediğini kaydetti.
- Hatay
Son Dakika › Yerel › Cumhurbaşkanı Seçimine Doğru - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?