Genel Seçime Doğru

AK Parti İzmir Milletvekili Adayı İbrahim Turhan, "AK Parti'ye zarar vermek için Türkiye'nin zarar görmesini göze alacak yaklaşımı vatanseverlikle bağdaştıramıyorum" dedi.

Turhan düzenlediği basın toplantısında, 10 Şubat'ta Borsa İstanbul'daki görevlerinden istifa ederek, AK Parti'den milletvekili aday adayı olduğunu hatırlattı. Aday gösterilmesinin ardından katettiği mesafenin dünyanın çevresinin yarısı kadar olan 20 bin kilometreyi bulduğunu anlatan İbrahim Turhan, seçim kampanyası boyunca İzmir'le ilgili vizyonunu anlatamaya çalıştığını ifade etti.

İzmir'e hizmet etmek, yatırım yapmak, kalkındırmak, İzmirlinin hayatını kolaylaştırmak için herkesle, ön yargısız omuz omuza çalışmaya hazır olduklarını kaydeden Turhan, İzmir'i gezdikçe ne kadar büyük ve acil sorunların olduğunu daha yakından gördüğünü belirtti.

Türkiye'nin kapasitesinin sorunları kolaylıkla halledilebilecek kadar büyük olduğunu, İzmir'deki iş dünyasının kendisine ilettiği sorunların da çözülebilir nitelik taşıdığını, ancak doğru iletişim kanalı kurulamadığı için çözümünün zaman zaman zorlaştığını vurgulayan İbrahim Turhan, "Kent ekonomilerinin kalkınması için merkezi yönetim ile yerel yönetimin işbirliği yapması lazım. Buradan kaynaklı sıkıntılar var. Herkes müsterih olsun, İzmir artık kendisiyle hemhal olmuş, gece rüyalarında kendisini gören bir milletvekiline kavuşacak. İzmir'i hak ettiği pozisyona çıkaracağız" diye konuştu.

Sorular

Bu arada gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Turhan, " Kemal Derviş'in AK Parti'nin hizmetlerini öven açıklamalarda bulunduğunun" belirtilmesi üzerine, "Kemal Derviş'in değerlendirmelerini memnuniyetle karşılıyorum. CHP açısından öğretici bir röportaj olmuştur umarım. Sayın Derviş'in AK Parti'nin 13 yılda ortaya koyduğu performansı takdir eden değerlendirmesini kamuoyu en iyi şekilde değerlendirecektir. Eninde sonunda bir gün Türkiye'de herkes AK Partili olacak" diye konuştu.

Turhan, bir gazetecinin "AK Parti'nin tek başına iktidarının tehlikede olduğu" yönündeki yazısına ilişkin soruya da, "Koalisyon riski her zaman vardır. 13 yıl boyunca AK Parti önemli başarılar gerçekleştirdi ama seçim anketlerinde kararsızların oranının bu kadar yüksek çıkmasıyla ilgili bu endişeler. Hiç kimsenin muhalefet partilerini destekleyenlerin dahi yeniden zayıf koalisyon dönemlerine dönülmesini isteyeceğini zannetmiyorum. Seçmen sandığa gittiği zaman istikrardan yana bir tercih kullanacaktır" yanıtını verdi.

AK Parti'nin tek başına iktidara gelmemesi halinde CHP, MHP ve HDP'nin koalisyonunun söz konusu olacağını kaydeden Turhan, şöyle devam etti:

"Nasıl kurulur, nasıl işler bunu savunanalar acaba düşündüler mi? Ne yazık ki son dönemde yıllarca bir araya gelmeyen, bayramlarda ellerini sıkmayan, birbirlerine silah çeken, birbirlerini hainlikle suçlayanların AK Parti karşıtlığında bir araya geldiğini dehşetle izliyorum. Beş benzemez diye bir tabir var kağıt oyunlarında, değer ifade etmeyen iskambil kağıtları. Bu beş benzemez koalisyonun kurgulandığı yerde zamk görevini Türkiye'ye en büyük tehdit unsuru olan, terör örgütü olarak ulusal güvenlik belgesinde yer alan paralel devlet yapılanmasını görmek endişemi artırıyor. Paralel devlet yapılanması HDP gibi bir yapıyı destekliyor. CHP'nin de sırf AK Parti'nin milletvekili sayısı aşağıya gelsin diye HDP'yi desteklemeye yönelik söylemleri olduğunu duyuyoruz. Bir siyasi parti kendisi dururken başka parti için neden çalışır? AK Parti'ye zarar vermek için Türkiye'nin zarar görmesini göze alacak yaklaşımı vatanseverlikle bağdaştıramıyorum. Bunun bizim milletimizden, yurt içinden olmadığını düşünmek istiyorum."

Turhan, emekli ikramiyeleri konusundaki partilerin seçim vaatleriyle ilgili de önemli olanın "Bir seferlik, flaş gibi parlayacak şeyler söylemek" değil, "orta ve uzun dönemde toplumun tüm kesimlerini dikkate alacak, gelecek nesillere borç yükü bırakamayacak şekilde refahın artması ve dağıtılması" değerlendirmesinde bulundu.

İbrahim Turhan, AK Parti Milletvekili Cuma İçten'in, İzmir'le ilgili değerlendirmesinin hatırlatılması üzerine de İzmirli olarak "İzmir'e bu şekilde yaklaşımda olmasını son derece yanlış bulduğunu" kaydetti.