Cumhuriyet Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kaan Şevki Kavak, uzaktan algılama teknolojisinin maden yataklarının aranmasında mutlaka jeoloji ve jeofizik yöntemleriyle birlikte kullanılması gerektiğini belirtti.
Kavak, yaptığı yazılı açıklamada, uzaktan algılama sisteminin 1972'de ABD tarafından uzaya gönderilen Landsat (ERTS) uydusunun fırlatılmasından itibaren devreye girdiğini, bu tarihten sonra Fransa, Hindistan ve Japonya'nın farklı amaçlarla bu tip uydular gönderdiğini bildirdi.
Uzaktan algılama yöntem-bilimiyle elde edilen görüntülerin yeryüzünün sadece en üst kesimindeki birkaç santimetrelik bölümü hakkında bilgi verebildiğini iddia eden Prof. Kavak, bu yöntem-bilimin birçok farklı yer bilim alt disiplininde kullanıldığını, maden yatağı olarak düşünülebilecek cevher yataklarının büyük çoğunluğunun yer altının yüzlerce metre derinliğinde bulunduğunu, bu ekonomik varlıkların bulunması için de mutlaka jeolojik, jeofizik ve madencilik yöntemlerin kullanılmasının ve ayrıca arazide yer doğrulaması yapılmasının da gerekli olduğunu savundu.
Prof. Kavak, şunları kaydetti:
"Söz konusu yöntem-bilim, incelenecek bölgede engelleyici bitki örtüsü olmaması durumunda, eğer varsa sadece maden yataklarına işaret edebilecek demir, kil ve sülfat minerallerinin oluşturduğu 'alterasyon zonlarını' açığa çıkarabilir ve bu sayede derindeki maden yatakları hakkında umutlu bir gösterge olabilir. Ancak bu görüntülerin de tercihen ASTER algılayıcısının değil hiperspektral algılayıcılardan elde edilmesi daha yararlı olur. Uzaktan algılama yöntem-bilimini kesinlikle gelişime çok açık ve yararlı bir teknolojiyi de beraberinde getirdi ancak maden yataklarının aranmasında mutlaka jeoloji ve jeofizik yöntemleriyle birlikte kullanılmalı."
Muhabir: Önder Felek
Yayıncı: Cemal Coşkun - SİVAS
Son Dakika › Yerel › Uzaktan Algılama Teknolojisi - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?