Başbakan Davutoğlu: (4) - Son Dakika
Güncel

Başbakan Davutoğlu: (4)

Başbakan Ahmet Davutoğlu, terör örgütü PKK'yla mücadelede son 30 yılın en etkili operasyonlarının yapıldığını bildirdi.

21.09.2015 22:12
Twitter'da Paylaş Facebook'da Paylaş WhatsApp'da Paylaş

Başbakan Ahmet Davutoğlu, terör örgütü PKK'yla mücadelede son 30 yılın en etkili operasyonlarının yapıldığını bildirdi.

Davutoğlu, Show TV'deki  "Türkiye Sandık Yolunda Başbakan ile Özel" programında gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.

Dün gerçekleştirilen mitingdeki konuşmasında, "HDP'nin baraj altında kalması gerektiği"ne ilişkin bir ifadesinin olduğunun dile getirilerek, "Yani Kürtler, 'terör ortamını istemiyorsanız, demokratik siyasetin, bütün bu karmaşanın, kaosun ve kanın çözümü olduğunun farkındaysanız, barış ve sulh istiyorsanız HDP'nin baraj altında kalması gerekiyor' cümlesine nasıl ikna edilecek özellikle Doğu ve Güneydoğu ahalisi" yönündeki soru üzerine Davutoğlu, herşeyden önce "baraj" meselesine izahat getirmek gerektiğini söyledi.

"Biz herhangi bir şekilde siyasi mücadele yürütürken barajı bir kalkan gibi görmedik, görmeyiz" ifadesini kullanan Davutoğlu, şöyle devam etti:

"Tek başına iktidar olmamız için barajın altında HDP'nin kalması ve barajın muhafaza edilmesi gibi bir anlayışla davranmadık. Hatta koalisyon görüşmeleri sürürken CHP ile barajın kaldırılması konusunda mutabık da kalmıştık. 'Dış politika ve belli alanlarda 180 derece değişmesi gerekir politikanın' dendiği için o koalisyon olmadı. Yani bizim arzumuza rağmen. Bu da tabi CHP'nin politikasıdır, ben buna karışmam ama istikşafi görüşmelerde ifadeler, bu şekilde keskin, katı ifadeler olduğu için önümüzü göremedik. Ama seçim hükümeti kuralım, birlikte seçime reform yaparak gidelim dediğimizde anlaştığımız maddelerden biri barajın kaldırılmasıydı ya da indirilmesiydi.

Yani eğer biz barajı savunuyor olsaydık, böyle bir mutabakata varmazdık. Gerek Sayın Kılıçdaroğlu gerek ben biraraya gediğimizde, 'şu konularda reform yapabiliriz' dediğimiz maddelerden biri barajın indirilmesiydi. Yüzde 5 mi, yüzde 7 mi olur, bunlar konuşulurdu ama indirilecekti. Dolayısıyla baraja sığınma diye bir husus yok."

-"Bu sizin vereceğiniz bir karar demek için söylediğim bir söz"

Başbakan Davutoğlu, dünkü ifadesinin basında yer almasının dikkatini çektiğini belirtti. Aslında konuşmanın akışında barajın olmadığını, bunun televizyonlarda farkedilmediğini anlatan Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Orada, ben HDP'nin yanlış politikalarından bahsettiğimde kitle, 'HDP'nin Meclis'ten çıkarılmasını' talep eden bir slogan attı. Ben de bu bizim işimiz değil, yani seçilmiş biri Meclis dışına çıkarılmaz, 90'lı yıllarda olduğu gibi, bu sizin işiniz, eğer istemiyorsanız vatandaşlar oy vermez, barajın altında kalır, bu sizin meseleniz... Hatta orda da mitingin akışı içinde o diyalog orada görülmedi ama onu da benim öyle kapsamlı izahat getirmem mümkün değil. Dün bu sizin işiniz, bu sizin vereceğiniz bir karar demek için söylediğim bir söz. Yoksa mutlak anlamda barajın kalması gibi bir ifadeyle yani şurada söylesem bu makuliyet. Sandığı öne çıkarmak için. Bizden beklemeyin. Eğer istemiyorsa halk oy vermez barajın altında kalır, istiyorsa da çıkar. Bu sizin işiniz, oy vereceksiniz barajın altında kalacak o zaman anlamında söylenen bir söz."

-"Türkiye bölünmez. Kimse Türkiye'yi bölemez"

"Öyle yansıyınca sizin kabinenizden HDP'li AB Bakanı bile 'HDP'nin baraj altına itilmesi Türkiye'nin bölünmesine gider' gibi bir reaksiyonla cevap veriyor" sözleri üzerine Davutoğlu, "O da yanlış bir şey tabii. Bunu açık yüreklilikle ifade edeyim, onun yanlışlığı şu; Türkiye'nin bölünmesi barajla alakalı değil, Türkiye bölünmez. Kimse Türkiye'yi bölemez" dedi.

"Son gelişmeler de gösterdi ki, hesapları şuydu; 80 milletvekili, büyük bir demokratik güç, dağlarda silahlı militanlarımız, şehirlerde de milislerimiz var, Kuzey Irak'ta da kamplarımız var... İşte tam vakit bu vakittir. Ve zannettiler ki halk onlarla birlikte hareket edecek. Peki Kuzey Irak'taki kampları vurduk. 30 yılın en etkin operasyonları yapıldı" diyen Davutoğlu, dün Irak Meclis Başkanı'na ayrıca Irak Başbakanı İbadi'ye, Irak Kürt Bölgesel Yönetimi Başkanı Barzani'yle görüştüğünde de söylediğini aktardı.

Davutoğlu, şu değerlendirmede bulundu:

"Türkiye'yi tehdit eden ne varsa, onlar susana kadar biz mücadeleyi sürdürürüz. Çünkü biz bunu hissettik. Arkalarını Kuzey Irak'a verecekler, dağlarda hakimiyet kuracaklar, şehirlerin etrafında mahkemeler, haraç yerleri kuracaklar. Şehirlerde bir takım şeyler, sonra da 80 milletvekiliyle efendim Meclis'te bir tavır sergileyecekler. Doğu ve Batı'da bazı güç odakları oluşturacaklar ve bir yere Türkiye'yi sürüklemeye çalışacaklar. Çözüm Süreci'nden kastedilen şey bu değildi. Burada, ayaklanma, silahlanma çağrılarıyla bu halkaları birleştirmeye çalıştılar. Biz de birer birer o halkaları, bağlantılarını kırıyoruz, kıracağız."

-"Bildiğimizi düşünmedikleri yerleri de vurduk"

Davutoğlu, konuşmasında şu ifadeleri kullandı:

"Kuzey Irak'a yönelik operasyonlar...İşte geçen Karayılan'ın bir telsiz konuşması yansıdı. Doğru. Bildiğimizi düşünmedikleri yerleri de vurduk. Çünkü biz her ihtimale hazır yürüdük. Çözüm Süreci istediğimiz istikamette ve iyi niyetle sürdürülmüş olsaydı, hiç bunlara ihtiyaç kalmayacak şekilde devam edecekti. Son şansı, martta kaçırdılar, silahları bırakacaklarını deklare etselerdi, farklı seyrederdi. Ama baskıyla oy alıp demokratik görünecekler, diğer taraftan silahlı yöntemlerle ülkeyi bölecekler. Bu olmaz."

Terör örgütünün şehirdeki güçlerine dönük operasyonlara değinen Davutoğlu, "Zannettiler ki Doğu'daki Kürt kökenli vatandaşlarımız, kardeşlerimiz bunlar oluyor diye sokaklara inecekler ve büyük kitlelerle büyük protestolar yapacaklar. Bu vatandaş PKK'nın, bölücü terör örgütünün bu faaliyetlerinden bizar. O vatandaşlar bizden talep etti. 'Ya devlet olarak varlığınızı gösterin, ya ne olduğunu bilelim' dedi ve biz varlığımızı gösterdik, göstereceğiz de..." dedi.

-"Geçen sene Kurban Bayramı'nı bize nasıl zehir ettiklerini unuttuk mu zannediyorlar?"

"Geçen sene Kobani bahane edilerek yapılan olaylarda, Kurban Bayramı'nı bize nasıl zehir ettiklerini unuttuk mu zannediyorlar?" diye soran Başbakan Davutoğlu, şunları kaydetti:

"Şimdi de şehrin etrafındaki yerleri temizleyeceğiz. Talimatımız çok açık ve net ve bundan geri dönüş yok. Halka baskı uygulayan ne kadar yer varsa, işte bazı yerlerde böyle yapılanmalar, şehir etrafında hepsi tasviye edilecek. Hiçbir yerde kurtarılmış bölge gibi, Cizre'de, Silopi'de, Nusaybin'de başka yerlerde, bir takım planlar, özyönetim ilan etme olmaz. Eğer siz anayasaya bağlılık yemini etmişseniz önce buna saygı göstereceksiniz. Türkiye, Suriye değil. Ne geleneği itibarıyla Suriye. Suriye'de Kürtlerin kimliği yoktu. Türkiye'deki Kürtler, bütün diğer unsurlar gibi asli kurucu unsur. Hiçbir şekilde ikincil görülemez, hiçbir şekilde ötekileştirilemez. 12 Eylül'ün en vahim hatası, ya da tek parti dönemindeki Dersim olaylarındaki en vahim hata, bir takım tabanları, Kürtleri, Alevileri devleti tehdit eden odaklar olarak göstermesi... AK Parti'nin yaptığı fark bu. Biz ne Kürtlerin, ne Alevilerin, ne Sünni grupların, toplum kesimlerinin belli unsurlarını devlete tehdit görmüyoruz. O sebeple de demokratikleşmeyi gerçekleştiriyoruz. Ama kamu düzeninden taviz vermedik."

-"Bu mücadele sürecek. Yol açık"

Konuşmasında Cudi Dağı'na yürüyüş yapan milletvekillerine değinen Davutoğlu, şöyle konuştu:

"Şimdi bakınız, bugün Cudi Dağı'na yürüyorlar. Cudi Dağı'nda ne arıyor onlar? Önce onu sormak lazım. Bu milletvekillerinin Cudi Dağı'na yürüyüş gerekçeleri ne? Kime canlı kalkan oluyorlar? Eğer milletvekilleriyse dilleriyle konuşsunlar, silahlarıyla değil. Yani birilerinin silahları üzerinden konuşmasınlar. Bunun demokratik mücadele bağlamında bir karşılığı var mı? Canlı kalkan olarak gittikleri o katiller, 12 yaşındaki Fırat'ı Silvan'da katleden ya da 22 yaşındaki çorbacıda çalışan Şeyhmus'u...Makbule hanım yolda öldü. Bunlar insani hikayeler değil, bunlar insani gerçeklikler...Hem askerimize, polisimize tuzak kurup, pusu kurup şehit edeceksiniz, hem sivil halkı katledeceksiniz sonra da katledenlere bir takım şeyler, işte canlı kalkan olacaksınız. Hepsi cezalandırılacak.

İşte Tunceli'de önemli bir operasyonda, bu bölücü terör örgütünün üst düzey yetkililerinden, görevlilerinden birisi etkisiz hale getirildi. Bu mücadele sürecek. Yol açık. İki yolun önünde HDP. Ya barış içinde demokrasi yolunu tercih edecek, 1 Kasım'a doğru bütün bu terörü lanetleyerek, 'silahları bırakın' diyerek seçime gidecek ya da Cudi Dağı'na yürüyecek. Cudi Dağı'na yürüyenler, teröristlerle aynı işi yapmış olurlar. Cudi Dağı Türkiye Cumhuriyeti topraklarının bir parçasıdır ve Türkiye Cumhuriyeti topraklarının her santimetrekaresinde de sadece ve sadece meşru güvenlik birimleri rol oynar. Meşru güvenlik birimlerini şu anda biz idare ediyoruz. Seçimler ve bugünkü aldığımız anayasal görev bu. Eğer o meşru güvenlik güçlerini şöyle veya böyle hareket etmeleri yönünde bir iradeleri varsa gidecekler seçime, hükümet olacaklar ve talimatları onlar verecek. Bu açıdan tablonun önümüzde çok net olduğu kanaatindeyim."

(Sürecek)

Kaynak: AA

Son Dakika Güncel Başbakan Davutoğlu: (4) - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement