Zirvede Bırakmayı Tercih Ettim" - Son Dakika
Spor

Zirvede Bırakmayı Tercih Ettim"

Zirvede Bırakmayı Tercih Ettim"

Hazırlıklarını Antalya'da sürdüren Ajax'ta antrenörlük yapan yakın zamanın harika kalecilerinden Van der Sar Ali Ece'yle kariyerini konuştu.

14.01.2014 15:26

"Galatasaray'da takım olamadık"

Edwin van der Sar sadece Hollanda'nın değil Avrupa'nın da gelmiş geçmiş en iyi kalecilerinden biri. 4 kez Hollanda'da, 3 kez İngiltere'de, 2 kez de Avrupa'da yılın kalecisi seçildi. Hem Ajax'la hem de Manchester United ile Şampiyonlar Ligi kupasını kazandı, oynadığı takımlarda 8 kez lig şampiyonluğu da tadarken sayısız da kupanın sahibi oldu. Şimdi ise profesyonel kariyerine adım attığı Ajax'ta antrenörlük yapıyor. Totemspor yazarı Ali Ece efsane eldivenle Antalya'da bir araya geldi.

Ali Ece: İlk olarak Ajax'ın Antalya kampı ve THY Antalya Cup ile başlayalım. Sanırım Antalya'ya ilk kez geliyorsunuz, kamp tesisleri ve turnuva hakkında ne düşünüyorsunuz?

Edwin van der Sar: Evet, Ajax daha önce Antalya'ya geldi ve çok memnun kaldı, o yüzden bir daha geldik. Ben ise Antalya'ya ilk kez geliyorum ve burada olmaktan gerçekten de çok mutluyum. Ajax'lı futbolcular ve teknik heyet de burada çok mutlular. Oyuncuların çoğu devre arası kampı için Antalya Belek'e geleceğimizi öğrendiklerinde mutlu oldular. İklim güzel, insanlar iyi, tesisler çok iyi. Sizin George Best tişörtünüz de güzel ayrıca… Yani burada, Antalya'da olmak güzel. Laf olsun diye söylemiyorum gerçekten de burada olmak çok güzel.

THY Antalya Cup'a katılmak da güzel bir deneyim. Cuma gecesi Galatasaray gibi güçlü bir ekip karşısında kendimizi en iyi şekilde test etme şansı bulduk. Çok gol kaçırdık ama Galatasaray gibi güçlü, iddialı bir takım karşısında bu kadar çok gol pozisyonu bulmamız da son derece olumlu bir sinyal. Tabii ki bir hazırlık, hatta dostluk maçıydı. Ancak asıl mesele burada, normalde devre arası hazırlık maçlarında Galatasaray kadar iyi takımlarla karşılaşma şansını ender bulursunuz. Biz Ajax olarak bu şansı bulduğumuz için mutluyuz. Güzel bir sınav oldu. Sezonun geri kalan kısmı için iyi fikirler verdi.

"HERKESLE FOTOĞRAF ÇEKTİRİR, SOHBET EDERİM"

Antalya'ya başta turnuvayı düzenleyen emekçiler ve antrenman tesislerindeki görevliler sizi kısa sürede çok sevmişler. "Edwin van der Sar, sanki futbol tarihinin en iyi kalecilerinden birisi değil de bizle beraber otobüs bekleyen halktan insan kadar cana yakın ve mütevazı" diyorlar. Ben de onlara katılıyorum. Bunun sırrı çocukluktan mütevazı bir ortamda yetişmiş olmanız mı?

Benim çocukluktan itibaren böyle yetiştim, yetiştirildim. İnsanlara saygı duymazsanız, düzgün bir insan olamazsınız, saygıyı hak etmezsiniz. Ben her isteyenle fotoğraf çektirir, zamanım varsa sohbet ederim. Zamanım şu anda olduğu gibi kısıtlıysa da mutlaka nedenini belirtirim. Kimseye mahcup olmak istemem. Özellikle kamplarda sizin için tesisleri hazırlayan, sizin maksimum verimde çalışmanız için didinen insanlar benim için ayrıca değerlidir. Onlar futbolun gizli kahramanları. Bir futbol takımında en değerli kişiler sadece forvetler değildir. Malzemeciler, size çalışma ortamınızı hazırlayanlar da çok değerlidir. Bir takım ne kadar iyi hazırlanırsa o kadar başarılı olur. O insanlar futbol dünyasının en çok çalışan en çok emek veren insanları, onlara bir gülümsemeyi, bir merhabayı çok görmemek gerek. Çünkü onlar sayesinde bizler başarılı olma şansımızı arttırıyoruz. Ben neysem oyum, ne kazandığımın bir yerden sonra çok büyük önemi yok. İnsanların saygısı sadece kupalarla kazanılmaz.

"AJAX ÇOK ÖZEL"

Gerçekten de ne kadar harika bir kaleciyseniz, o kadar düzgün, mütevazı bir insansınız. Harika bir kariyeriniz oldu, hepsini konuşsak programın süresi yetmez, siz de Ajax- Trabzon maçına yetişemezsiniz. Türkiye'deki hayranlarınız en çok şunu merak ediyorlar. İki ayrı takımla Şampiyonlar Ligi'ni kazanmayı başaran ender oyunculardan birisiniz. Bu nasıl bir duygu ve hangisi sizin için daha özel: 1995'te genç Van der Sar'ın Ajax'la kazandığı mı yoksa 38'lik usta Van der Sar'ın Manchester United'la kazandığı Şampiyonlar Ligi mi?

1995'te Ajax'la kazandığımız Şampiyonlar Ligi çok özeldi. Şu anda malum takım arkadaşım Frank de Boer, Ajax teknik direktörü. O başarı da şu andaki takım da Ajax tarihinin mantıklı, planlanmış sonucu misali. Bizim Ajax'ın Michels'ten beri hep çok iyi, yenilikçi, efsane teknik direktörleri oldu. 80'lerde Cruyff, 90'larda Van Gaal… Altyapımız dünya futbolunda öncü nitelikte. Ben Ajax akademisine sonradan katıldım ama ne kadar iyi bir futbol eğitimi olduğu tüm dünyanın malumu. Yetenekleri keşfetmede çığır açtığımızı düşünüyorum. Beni de çok genç yaşta Van Gaal keşfetti. Tabii ben mesela bir Bergkamp veya Overmars'a göre o kadar da yetenekli değildim ama Ajax altyapısındaki hocalar, futbol öğretmenleri çok yetenekliydi. Hocalarımız sadece yetenekli değillerdi, yetenekli futbolcuları keşfetme konusunda da çok çalışkan ve algıları açıktı. En önemlisi genç yetenekleri önce altyapı sonra da A takıma adapte etme konusunda korkusuz, cesur insanlardı. 1995'te Ajax'la Şampiyonlar Ligi şampiyonu olduğumuzda Avrupa futbolunun büyük bir kısmı şaşırmıştı ama biz kendimizden çok emindik ve hiç şaşırmadık, yıllardır bunu planlıyorduk; daha doğrusu hocalarımız planlıyorlardı.

Şimdi de benzer bir planımız var. O takımdan Frank de Boer, Ajax teknik direktörü, yine o jenerasyondan Jaap Stam yardımcısı. Marc Overmars, Ajax futbol direktörü. Ben de ekibin bir parçasıyım. Denis Bergkamp da öyle… Yani şu anda da saha dışında geniş ve başarılı tecrübelere sahip bir ekip var. Bu tecrübelerimizi şu anda bizim 1990'ların başındaki kadroyu hatırlatan 2014 model genç ve çok yetenekli oyuncularımıza aktarmaya çalışıyoruz. Zamanında Van Gaal ve ekibi de bizler genç oyuncularken aynısını yapmıştı.

İşin aslı 1960'lardan beri aynı felsefeyi koruyarak modern futbol dinamiklerine göre güncellemeye çalışıyoruz. Açıkçası Ajax taraftarının bu genç oyuncuları altyapıdan yetiştirme felsefemize desteği de çok belirleyici oldu, halen de öyle.

"ZİRVEDE BIRAKMAYI TERCİH ETTİM"

Geçen sezon Ajax'ın en iyi oyuncusu olan Eriksen, İngiltere Premier Lig'e transfer oldu. Sizin döneminizde de 95 model Ajax'ın neredeyse yarısı Van Gaal döneminde Barcelona'ya transfer olmuştu. Ama siz önce Juventus tarihinin İtalyan olmayan ilk kalecisi oldunuz sonra da Premier Lig'e Fulham'a gittiniz ve Alex Ferguson sizin Schmeichel sonrası en iyi Manchester United kalecisi olduğunuzu sık sık dile getiriyor…

Alex Ferguson sağolsun, varolsun. 40 yaşıma kadar oynama fırsatını bana verdi. Aslında 1 hatta 2 yıl daha oynayabilirdim ama zirvede bırakmayı tercih ettim. Bu yüzden Ferguson, Van Gaal ve birçok çalıştığım teknik adama çok şey borçluyum. Tüm zamanlarda Hollanda Milli Takımı formasını en çok giyen oyuncu olmak çok büyük bir şeref benim için. 2008 Şampiyonlar Ligi finalinde 38 yaşındaydım ve maçın adamı seçildim, çok güzel bir duyguydu. 1 yıl daha devam ettim ve bu sefer 39 yaşımda Avrupa'nın en iyi kalecisi seçtiler beni. Bence o sezon benden daha iyi kaleciler vardı ama sanırım çok uzun zamandır oynadığım için beni biraz kayırdılar! Ancak 2010'daki Şampiyonlar Ligi finalinde Barcelona'ya yenildiğimizde "Tamam" dedim, artık yerimi gençlere bırakma zamanı geldi. Bu kadar harika bir kariyer yaptıktan sonra daha da fazla devam etmeyi zorlamak yerine hem zirvede bıraktım hem de Hollanda'ya dönüp ailemle daha fazla zaman geçirme fırsatını buldum. Futbol hatıralarım ise bana yıllarca fazlasıyla yetecek kadar değerli…

"PENALTILAR KARİYERİMİN KIRMIZI ÇİZGİSİYDİ"

Kariyerinizle ilgili tek üzüntüm Türkiye ve İrlanda katılmayınca Dünya Kupası ve Avrupa Şampiyonaları'nda tuttuğum Hollanda'nın sizin döneminizde üst üste hep penaltılar sonucu şanssız şekilde elenmesi. Halbuki kulüp takımlarında Manchester derbisi dahil bir çok kritik maçta penaltı kurtardınız. Sizin gibi futbol tarihinin en büyük kalecilerinden olan Toni Schumacher kalecinin penaltı kurtarmaya çalışmasını bir insanın yere düşen yıldırımı yakalamaya çalışmasına benzetiyor. Siz penaltılar konusunda ne düşünüyorsunuz?

Benim de kariyerimle ilgili en büyük hayal kırıklığım tabii ki bu. Euro 96, 98 Dünya Kupası, Euro 2000… Benim kalecisi olduğum Hollanda 3 büyük turnuvada üst üste penaltılarla elendi! Halbuki kulüp kariyerimde birçok penaltı kurtardım. Ama hayat böyle işte! Şans, şanssızlık vesaire sonuçta herkes 3 turnuva üst üste Hollanda Milli Takımı'nın penaltılarla elendiğini ve o 3 turnuvada da Hollanda kalecisinin Van der Sar olduğunu hatırlıyor, hatırlayacak… 98'de Taffarel hep penaltıları kurtarıp Hollanda karşısında Brezilya'yı finale çıkartan kaleci olarak çok iyi hatırlanacak. Bana ise bu üç hayal kırıklığını şimdiki genç oyuncularla paylaşmak ve onlara bu tecrübeleri aktarıp daha iyisini başarmaları için çalışmak, çalıştırmak olacak… Kulüpler kariyerimde kurtardığım penaltıların bazılarında Van der Sar'ın kurtarmasından çok penaltıyı kaçıranlar hatırlanacaktır, gerçekten de böyle penaltılar. Schumacher harika bir kaleciydi ve penaltılarla ilgili yaptığı yere düşen yıldırımı yakalamaya çalışma ironisi benim için çok anlamlı. Yine de penaltı kaçınca kurtaran kaleciden çok kaçıran oyuncuyu hatırlayan insanların sayısı da az değil. Modern futbol böyle bir şey, herkes son oynadığı maçla ya da yaptığı doğrulardan çok yaptığı hatalarla hatırlanabilir. Ben kariyerimden dolayı çok mutluyum ve geçmişle barışığım. Penaltılar ise kariyerimin kırmızı çizgisiydi, o çizginin ne tarafına düştüm bilmiyorum. Şimdi maalesef gitmem gerek, THY Antalya Cup'ta Trabzonspor'la 3.'lük 4.'lük maçımız var, dilerim maç sonucu penaltılara kalmaz! Kalırsa gece sizi bulacağım tekrar…

(Röportajı bitirdikten sonra Van der Sar, Ajax – Trabzonspor maçına gitti. Maç gerçekten de penaltılar sonucu bitti. Van der Sar, beni cidden buldu! Neler mi dedi? Çok şey ama hiçbirini yazmamam şartıyla)

Totemspor Özel/ Ali Ece

Kaynak: TotemSpor.Com

Son Dakika Spor Zirvede Bırakmayı Tercih Ettim' - Son Dakika

Sizin düşünceleriniz neler ?


Advertisement