Kapalı ortamlarda kolayca yayılan kabakulak hastalığı her ne kadar çocuklarda sıklıkla görülse de yetişkinlerde de bazen kalıcı izler bırakabiliyor.
Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi Kulak Burun Boğaz Polikliniği Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Salim Yüce, kabakulak hastalığı konusunda vatandaşları uyardı.
Bulaşıcı virüsün neden olduğu bir hastalık olan kabakulak, başta boynun iki yanında kulak memesinin hemen altında bulunan parotis bezi olmak üzere tükürük bezlerinde ağrılı şişme ile ortaya çıkıyor. Hastalık, virüsü taşıyan kişinin konuşma, öksürük ve aksırması sırasında çıkan tükürük damlacıkları yoluyla veya tükürükle kirlenmiş eşya yoluyla bulaşıyor. Virüs, vücuda ağız ve burun yoluyla girdikten sonra kan yolu ile vücutta yayılıyor. Kabakulak hastalığının virüsle bulaşması nedeniyle hiçbir ilaç tedavisi yok ancak sadece ateş düşürücü ve ağrı kesici ilaçlar veriliyor.
Halk arasında kabakulak virüsü diye bilinen mikroorganizmanın tükürük bezlerinde rahatsızlığa neden olduğunu dile getiren Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi Kulak Burun Boğaz Polikliniği Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Salim Yüce, "Bu virüs tükürük bezlerini özellikle kulak önündeki en büyük tükürük bezimize yerleşerek bu hastalığa sebep oluyor. Bu hastalığa yakalanan kişilerde kulak önünde bir şişkinlik ve kulaktan hafif geriye doğru itilme olduğu için kabakulak tabiri kullanılıyor görünümünden dolayı" şeklinde konuştu.
Bulaşıcı bir hastalık olduğunu söyleyen Yüce, "Hastalığın belirtileri ortaya çıkmadan 3-4 gün öncesinden başlar bulaştırmaya. Belirtileri ortaya çıktıktan sonra yaklaşık bir hafta süreyle bu kişiler bulaştırıcıdır. Kabakulak virüsüyle temas eden bir kişide, yaklaşık 3 hafta sonra hastalık belirtileri ortaya çıkar. Yani bu virüsün, bu mikrobun kuluçka süresi yaklaşık üç haftadır. Virüsle temastan 3 hafta sonra kişi hastalık bulguları ile karşımıza çıkmaktadır. Kabakulak virüsü damlacık yoluyla bulaşmaktadır. Bu virüs solunum yoluyla vücuda girer. Hastalık; bu kişilerin öksürmesi, hapşırması, tıksırması ile ya da öpüşmesi ile bu arada atmosfere bulaşan damlacıklar içerisindeki virüsün karşısındaki kişi tarafından alınması ile bulaşır" dedi.
Kabakulak hastalığının belirtilerine de değinen Yüce, "Kulak önünde bir şişkinlik olur, ağrı, hassasiyet olur. Dokunmakla hassas olur bu bölge. Boğazda ağrı, batma, yanmalar olur. Bazen, özellikle erkeklerde, tabii kadınlarda da görülebilir ama daha çok erkeklerde oluyor. Yaklaşık yüzde 10 ile 50'sinde değişik yayınlarda değişik rakamlar var, 'Orşit' dediğimiz yumurtalıkların tutulması söz konusudur. Bir komplikasyon olarak. ve buna bağlı olarak da bu hastaların bir kısmında kısırlık gelişebilmektedir. Kabakulak beyin zarlarını tutarak menenjite sebep olabilir. Bu gibi durumlarda şiddetli bir baş ağrısı, fışkırır tarzda kusma ve ense sertliği bulgularıyla hasta karşımıza çıkar fakat kabakulağa bağlı menenjitlerin hemen hemen hepsi sekelsiz iyileşir. Yani istisnai durumda sekel bırakması, onun dışında kabakulağın neden olduğu menenjit proknozu yani gidişatı iyidir, güzeldir diyebiliriz. Tükürük bezlerini tutmasına bağlı olarak özellikle çiğneme sırasında, ağız açıp kapama sırasında ağrı hassasiyet olur. Kabakulak nadiren işitme kaybı yapabilir. Kokla dediğimiz iç kulağı tutarak sensörinoral tipte bir işitme kaybına neden olabilir. Kabakulak gebelerde çok tehlikelidir. Kabakulak virüsüyle enfekte olan hamilelerin düşük geçirme ihtimali çok yüksektir ancak düşük geçirmemesi, bebeğini düşürmemesi bu bebeklerde çok fazla anormal görülmemektedir. Yani kabakulak virüsü ya bebeği tamamen yaşamla bağdaşmaz bir hale getirerek düşüğe sebep olmaktadır ya da sekelsiz olarak doğumlar olabilmektedir" diye konuştu.
Kabakulak hastalığının herhangi bir tedavisinin olmadığının altını çizen Yüce, "Viral hastalıklarda, buna kabakulak da dahil, tedavinin esası özü semptomatik dediğimiz hastanın bulgularına yönelik yaklaşımlar sergilenmesidir. Hastanın ateşi vardır, ateş düşürücü verilir. Ağrısı vardır, ağrı kesici verilir. İstirahat bütün viral hastalıklarda asıl ve baş tedavidir. Mutlak yatak istirahat hastaya önerilir. Dışarıya çıkması, çevredeki insanlarla sosyalleşmesi istenmez. Bir süre tabiri caizse karantina altında kalınması önerilir hastanın. Kabakulağın değil de kabakulağa neden olan komplikasyonların tedavisi olabilir. İşte menenjit gibi, yumurtalık iltihabı gibi. Eğer bunlar gelişirse bunlara yönelik tedaviler uygulanabilir" diye konuştu.
Bütün viral hastalıklarda olduğu gibi kabakulak hastalığında da aşı yapılması gerektiğini vurgulayan Yüce, "Hastalığı beklemekten ziyade hastalığın oluşmasını engellemek amaçlanır. Uzun yıllardır bizim ülkemizde de kabakulak rutin aşı programındadır. Yeni yaş grubundaki çocukların hemen hemen hepsi rutin olarak aşılanmaktadır. Kabakulak aşısı çok önemli. Kabakulak aşısı 15'inci ayda ilk doz, 4 ile 6 yaş arasında da ikinci doz yapılmak üzere toplam 2 kez yapılmaktadır. İki kez aşılamayla yaklaşık yüzde 95'lik koruma oranına ulaşıyoruz. Bu da gerçekten yüksek bir oran olarak kabul edilebilmektedir" ifadelerini kullandı.
Vatandaşların kabakulağı ihmal etmemeleri gerektiğine vurgu yapan Yüce, "Özellikle ebeveynlere çağrıda bulunuyorum. Kabakulak her yaşta görülebilir. Özellikle çocukluk çağının hastalığıdır ama geçmişte kabakulak geçirmeyen erişkinlerde de görülebilmektedir. Erişkinlerde görülen kabakulak çocuklara nazaran çok ağır seyretmektedir. Kabakulak aşılarını mutlaka yaptırsınlar" dedi. - SİVAS
Son Dakika › Yaşam › Kabakulak Virüsüne Dikkat - Son Dakika
Masaüstü bildirimlerimize izin vererek en son haberleri, analizleri ve derinlemesine içerikleri hemen öğrenin.
Sizin düşünceleriniz neler ?