28 Şubat mağduru eski astsubay yaşadıklarını anlattı

Son Güncelleme:

Antalya'da yaşayan 46 yaşındaki Metin Kayabaşı, 28 Şubat sürecinin üstünden 23 yıl geçmesine rağmen astsubay rütbesiyle görev yaptığı Türk Silahlı Kuvvetlerindeki (TSK) Özel Kuvvetler Komutanlığından haksız yere atılmasını unutamıyor.

Antalya'da yaşayan 46 yaşındaki Metin Kayabaşı, 28 Şubat sürecinin üstünden 23 yıl geçmesine rağmen astsubay rütbesiyle görev yaptığı Türk Silahlı Kuvvetlerindeki (TSK) Özel Kuvvetler Komutanlığından haksız yere atılmasını unutamıyor.

"Post modern darbe" olarak nitelenen 28 Şubat Sürecinde Türk Silahlı Kuvvetlerinden namaz kıldığı gerekçesiyle astsubay üstçavuş rütbesindeyken "irticacı" yaftası vurularak atılan Metin Kayabaşı, o dönemde yaşadığı zorlukları AA muhabirine anlattı.

Memuriyete 2011'de geri dönen Kayabaşı, aralarında İsmail Hakkı Karadayı, Çevik Bir ve Çetin Doğan'ın da bulunduğu 21 sanığa müebbet hapis cezası verilen 28 Şubat davasının müdahilleri arasında yer alıyor.

TSK içinde yuvalanan FETÖ mensuplarının önünün 28 Şubat sürecinde açıldığını belirten Kayabaşı, 1999 yılındaki Yüksek Askeri Şura (YAŞ) kararıyla atılmasını hazmedemediğini dile getirdi.

1988'de kazandığı Balıkesir Teknik Astsubay Okulundan 1992 yılında mezun olduktan sonra Ordu Donatım Astsubayı olarak TSK'da göreve başladığını anlatan Kayabaşı, fiziki ve kondisyon sınavındaki başarısı dolayısıyla Özel Kuvvetler Komutanlığına seçildiğini ifade etti.


Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerinde yürütülen terörle mücadele operasyonlarında yer aldığını aktaran Kayabaşı, "1993 ile 1995 yıllarında Özel Kuvvetler Komutanlığında, 1995-1996'da Bosna Hersek Birlik Takım Komutanlığında, 1999'a kadar da Kars'ın Sarıkamış ilçesinde görev yaptım. Başarılı bir askerdim. Bütün bunlara rağmen Yüksek Askeri Şura (YAŞ) kararları ile TSK'dan ihraç edildim." diye konuştu.

"Hukuki mücadeleden sonuç alamadım"

YAŞ kararlarının yargıya kapalı olması nedeniyle Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine başvurduğunu aktaran Kayabaşı, oradan gelen " Türkiye'nin iç meselesi olduğu için ordunun işlerine karışamayız" beyanıyla ellerinin kollarının bağlandığını kaydetti.

Kayabaşı, "Başka yargı yolu yoktu. 2011'de 28 Şubat mağdurlarının bazı hakları elde etti. Ben de çıkan yasayla 2011 yılında memuriyete atandım. Memuriyetime devam ediyorum" dedi.

"Eşim başörtülü diye lojmanlara bile giremedik"


Kayabaşı, 28 Şubat sürecinde yaşadığı sıkıntılı günleri şöyle anlattı:

"Yeni evlenmiştik, eşim başörtülü olduğu için lojmanlara girmekte sorun yaşıyorduk. Biz de düğünde takılan altınları bozdurup, araba aldık camlarına film çektik. Kaç sefer lojmana, 'Kılık kıyafetiniz uygun değil' deyip almadılar. ÖKK'ya seçildiğimde ilk görev yerim Ankara oldu. Burada 3. time verildim. O zamanki komutanımız 15 Temmuz darbe girişiminde ÖKK'yi ele geçirmek isterken şehit Astsubay Ömer Halisdemir tarafından vurulan darbeci general Semih Terzi idi. Timde namazını kılan tek ben vardım. Tim komutanı Semih Terzi, sözlü olarak hep tahrik ediyordu, bana nefretle bakıyordu. Bir eğitim sırasında boğazımı sıktı."


"FETÖ'cülerin önünü açtılar"


Eğitimde bile olsa namazını kılmaya çalıştığını dile getiren Kayabaşı, bunu da hiçbir zaman gizleme ihtiyacı duymadığını vurguladı.


TSK'ya yuvalanan FETÖ mensuplarının, kendisi gibi dini inançları nedeniyle TSK'dan ihraç edilen askerlerin görev yaptığı kritik yerlere geldiğine işaret eden Kayabaşı, "Semih Terzi, özel kuvvetlerde tim komutanıyken ikinci komutanlığa kadar yükselebildi. Bizim gibi vatanını milletini seven, dini inançlarını yerine getirenleri saf dışı bıraktılar. Subay olan arkadaşlarımızın kurmaylıkları engellendi, general olma şanslarını azalttılar ama FETÖ'cülerin önünü açtılar." ifadelerini kullandı.


FETÖ'cülerin 15 Temmuz hain darbe girişimini televizyondan öğrendiğini ifade eden Kayabaşı, ÖKK'deki olayları takip ettiği sırada, burada öldürülen darbeci generalin bir dönem tim komutanlığını da yapan Semih Terzi olduğunu ekranda yer alan fotoğrafından tanıdığını bildirdi.


Ömer Halisdemir'in gösterdiği kahramanlığın kendisini çok etkilediğini aktaran Kayabaşı, şunları kaydetti:


"Onun darbe girişiminde bulunan Semih Terzi'yi alnının ortasından vurduğu haberini televizyondan izledim. Beni çok etkiledi, değişik bir duyguya kapıldım. Gurur duydum, içim kıpır kıpır oldu. Ben de aynı yerde görev yaptığım için kendimi sürekli Ömer Halisdemir'in yerine koydum. Ben de böyle bir haini gözümü kırpmadan alnının ortasından vururdum, hiç tereddüt etmezdim."

TSK'da yaklaşık 1,5 yıl birlikte görev yaptığı Semih Terzi'nin de yer aldığı timin bir fotoğrafını gösteren Kayabaşı, "Darbe girişimini duyduğumda Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın çağrısıyla Antalya'da meydanlara koştum. O dönemde, bizi dindar olduğumuz için TSK'dan uzaklaştıranlar, Semih Terzi gibi hainleri ordudan temizlemediler. 28 Şubat süreciyle FETÖ'cü hainlere yol açıldı. Hainlerin planlarını bozabilecek kim varsa saf dışı bırakıldı." değerlendirmesinde bulundu.

Kaynak: AA